(Sayfa 196’dan Devam)

bariyer resif depozisyonlarından ileri gelmiş olabilir.

Amanoslar’da Permien kalkerler henüz müşahede edilmemiş olmakla beraber, Gaziantep’in batısında Permien egzotiklerin mevcudiyeti bunlara delâlet edebilir. Krummenacher’in esas kalker grupunun aşağı kısmındaki fetid kalkerin, bahis konusu sisteme mensup olması mümkündür.

Başka deliller olmaksızın şunu diyebiliriz ki, Permien denizi Gaziantep platformunun eteklerine gelmiş, fakat doğuda Arıla kadar erişmemiştir.

Mesozik

Mesozoik başında Arap kratonunda vakı rejyonal tasman, sığ epikontimental denizin yaygın transgresyonununu sağlamıştır.

Muhtemelen güneyden batıya olmak üzere Gaziantep-Urfa plâtformu Triassikte görülmüş ve burada kalker dolomit-anhidrit seksiyon meydana gelmiştir. Kara menşeli sedimanların azlığı satıhta kalan parçaların alçak irtifada ve erozyondan uzak bulunduğuna delalet etmiştir. Natamam evaporit devrelerin izah şekli, normal deniz suyunun bir taraftan da buharlaşma ile giderilmesidir.

Gaziantep-Urfa platformunun tasmanı tedricen devam etmiş ve bu arada Mulussa ve Taçdinli karbonat/evaporit serileri buraya girmiştir. Diğer taraftan, kuzeyde «Tut-Kâhta pozitif» tabir edeceğimiz kesim, tasmana, üst Kretase çağına kadar mukavemet etmiştir.

Mezkûr Tut-Kâhta’nın Diyarbakır Derik plâtformunun kama şeklindeki uzantısı bulunması muhtemel olup, bunun üst kretaseye kadar sularla kaplanmadığı şimdi bilinmektedir.

Yeraltı donelerinin bulunmayışı dolayısiyle, Tut-Kâhta pozitifinin, Urfa plâtformuna doğru tedricen meyilli mi olduğu, yoksa iki ana bloku, bilâhare etrafında Aksu-Karababa-Bozova foldlarının teşekkül etmiş olduğu bu ayırımın, dar bir jeosütür suretinde mi olduğu henüz belli değildir.

Suriye’nin kuzeybatısındaki Halep plâtformu, Gaziantep-Urfa plâtformundan ayrı olarak, başka bir blokun bir parçasını teşkil etmiş olması ihtimal dahilinde olup, burada da sedimantasyon mevcuttur.

Yukarıda da bahis konusu edildiği veçhile, Gaziantep-Urfa plâtformun da karbonat-evaporit seksiyon teşekkül ederken, bu plâtformun kuzeybatı kenarında su altı «trough» veya «trough» veya «trough» ları meydana gelmiş ve aynı zamanda derin su afanitik kalker ve radiolaritlerini almıştır.

Şayet yukarıdaki görüş doğru ise, «trough» sınırlarını esas kalker grupu ile derin su sedimanları arasında bir fasies çizgisi ile belli olması gerekir. Diğer taraftan mezkur sedimanların esas menşelerinden atılmış olmaları böyle bir fasies hattının tesbitini güçleştermiştir. İskenderun’un güneydoğusundaki Amik gölü kuzeyinde, esas kalker aflörmanlarının bulunması, bu «trough» lardan birinin uzantısı ihtimalini hatıra getirmekte, lakin kalket aflörmanlarının Triassik öncesine bi, Triassike mi, yoksa kretaseye mi aidiyeti anlaşılmamıştır.

Gaziantep-Urfa plâtformunda kar bonat İevaporit depozisyonu muhtemelen alt kretaseye kadar kesilmeden devam etmiş, alt kretasede yaygın fakat

(Devam Edecek)