Yeryüzünde üç yüz milyondan fazla müslüman vardır. Bunlar ana, baba, hoca terbiyesiyle terbiye ve ahlâk almaktadırlar. Fakat, ne yazık, hakikat şudur ki, bütün bu milyonlarca insan kütleleri şunun veya bunun esaret ve zillet zincirlerinin kırılabilecek insanlık meziyetlerini vermemiştir, vermiyor. Çünkü terbiyelerin hedefi milli değildir.

(Samsun Ticaret Okulunda, 23 Eylül 1925)

Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun en evvel ve her şeyden evvel Türkiye’nin İstikbaline, kendi benliğinde, milli ananelerine düşman olan bütün unsurları mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir.

(1923)

Maarif işlerinde behemehal muzaffer olmak lâzımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak bu suretle olur. Bu zaferin temini için hepimizin tek ona ve tek fikir olarak esaslı bir program üzerinde çalışması lâzımdır. Bence bu programın esaslı noktaları ikidir:

1- Sosyal hayatımızın ihtiyacına uygun olması

2- Asrın icaplarına uyması

(1922)

Asıl uğraşmaya mecbur olduğumuz şey, yüksek kültürde ve yüksek fazilette dünya birinciliğini tutmaktadır.

(Cumhuriyet, 1 Ağustos 1932)