TABIRLER – KLIŞE CÜMLELER – MEŞHUR SÖZLER – DARBIMESELLER

Klişe Cümle:

Hususî bir fikir ve maksadı ifade eden ve bir hükmü ihtiva eyleyen, unsurları tam, klişeleşmiş yani sabit bir şekli haiz cümledir. İfadenin bediî olmasına lüzum yoktur. Bu cümle bazan kemilerin hakiki manalarile maksadı temin eder; bazan da kelimelerin hakiki manalarile maksadı eder; bazan da temsili olur.

Klişe cümleler dilin bünyesinde o kadar ehemmiyetli yere maliktirler ki—sözü süslemek veya kuvvetlendirmek kasdedilmediği halde— bazı mefhumları ifade etmek ancak bu kahbların yardımı ile mümkün olur.

İstanbul lehçesinden misaller:

Büyümüş te küçülmüş.

Dizimin bağı çözüldü.

Gözüne dizine dursun.

Bıçak kemiğe dayandı.

Yaşı ne başı ne?

Ocağına düştüm.

Bin derden su getirdi.

Selâm para kelâm para.

Lâmı cimi yok.

Ettiğini buldu.

Gaziantep lehçesnden misaller:

Dişine mi yattın?

Ut küşüm etmiyor.

Yaşı benzemesin.

Gelmez yanını geliştiriyorum.

Yükünü tepeciğe yığdı.

Değme bana, değmeyim sana.

Göre kapa aldılar.

Koyun yaşı kadar yaşı kalmış.

Koşa yaşayasınız.

Kırfıcerf etti.

Sakalı yerine bağla!

Meşhûr söz:

Bu da klişe bir cümledir. Şu kadar ki maksad, parlak bediî ve kuvvetli bir şekil ile ifade edilmiştir. Bu şekil ekseriya mecazi ve temsilidir.

Meşhur söz, meramı ifade için mutlaka müracaat edilmesi lâzımgelen bir beyan vasıtası değildir. Aynı maksadın başka türlü ifası de mümkündür. Fakat sözü kuvvetlendirmek, süslemek, daha tesirli ve cazibeli yapmak için oynadığı rol pek mühimdir.

İstanbul lehçesinden misaller:

Atı alan üsküdarı geçti.

Lafla peynir gemisi yürümez.

Bu perhiz ne, bu lahna turşusu ne?

Dağdaki gelmiş bağdakini koğuyor.

Karga besle ki gözünü oysun.

Oğlumu doğurdum ama gönlünü doğurmadım.

Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var.

Bir taşla iki kuş vurdu.

Sahibi razı olur tellâl razı olmaz.

Gaziantep lehçesinden misaller:

Ye köteği ver ceremeyi ben arkanda dururum.

Ağzıma dolmasından Ömer deyeceği belli idi.

Aldım pattım gaileyi kitledim.

Sakalı circire dolaştırdı ölüsü gününde, tavuğu pininde.

Kör ola, sakar olmıya!

Ateş olsa oylumunca yakar.

Et deye kaptım balcan börkü çıktı.

Sen ekilirken ben göcektim.

Leblebiden lem kapar.

Bey yürümezse abdal yürüsün.

Darbı mesel:

Dabı mesel dahi şekli sabit, klişeleşmiş bir sözdür. Bu sözün mecazi olup olmaması arasında fark yoktur. Fakat, her halde kuvvetli bir fikri, bir hikmeti veya hayat tecrübelerinden alınmış bir dersi umumî bir kaide halinde ve veciz bir düstur olarak ifade eder.

İstanbul lehçesinden misaller:

Akıl yaşta değil baştadır.

Ağlamıyana meme yok.

İstediğini söyleyen istemediğini işidir.

Ak akça kara gün içindir.

Kurunun yanında yaş ta yanar.

Sakınılan göze çöp batar.

Yemeyenin malını yerler.

Zararın neresinden dönülse kârdır.

Usta hırsız ev sahibini bastırır.

Gaziantep lehçesinden misaller:

Lokma karın doyurmaz, şefkat artırır.

Herkesin delisi evinde, derdi karnında.

Baktın yarın yar değil, terkini kılmak ar değil.

Delikli taş yerde kalmaz.

Ekmeği ekmekçiye ver; bir ekmek te üste ver.

Garip itin koyruğu götünde gerek.It boku acından yer.

Oğlum deli malı neylesin, oğlum akıllı mah neylesin.

Örtük pazar, ara bozar.

Tabir— Klişe:

Tam hükmü ifade eden bazı kısa klişe cümleler vardır ki bir maksadı ifade eden beyan vasıtası oldukları kadar bir mefhumun adı ve tarifi olarak ta kabul edilebilir. Böylece hem “klişe cümle” nin, hem tabirin çerçevesi içine girebilirler. İşte bu gibi hallerde tabir ile klişe arasındaki hudut kaybolur:

İstanbul lehçesinden misaller:

Aldı fitili.

Dalga geçiyor.

Namus belâsıdır.

Bulanık suda balık avlamak.

Cim karnında bir nokta.

Gafil avladı.

Gün görmüş.

Hapı yuttu.

Mekik dokuyor.

Falso yaptı.

Gaziantep lehçesinden misaller:

Araya gitti.

Boğazınız ola!

Baş ağır, kulak sağır.

Can dermanı mı?

Değmesin!

Don attı.

Eme yaramadı.

Etti eyledi.

Kimse olmasın!

Pırt gözüne.

Direzin söküyor.

Klişe cümle — Meşhur söz:

Klişe cümle, ekseriya parlak bir ifade değildir. “Kelle kulak yerinde”, “sakız gibi yapışıyor.”, “Temsilde hata olmaz”, “su götürür yeri yok.”, “yakayı ele verdi.” “saçma sapan söyleyor.” gibi.. Fakat bazan güzel bir ifade şeklini ihtiva ederek meşhur söze çok yaklaşır.

İstanbul lehçesinden misaller:

Ne şap oldu ne şeker.

Kaşıkla aş verir sapile gözünü çıkarır.

Kan alacak damarı bilir.

Pamuk ipliğile bağladı.

Gel bu pirincin taşını ayıkla!

Tencere yuvarlandı kapağını buldu.

Vur abalıya!

Yağma Haşanın böreği!

Sermayeyi kediye yükledi.

Gaziantep lehçesnden misaller:

Tan gelsin Hayrı beraber gelsin.

İki yak ası bir olmaz.

Senden gelen çıraya püf!

Suyu Pancarlıdan kesti.

Yarımı yijnez, bütüne kıymaz.

Al Allah kulunu, zabteyle delini.

Yel gelen deliği tıkamalı.

Yüze yüze kuyruğuna geldik.

Ağzının içi yumuş dolu.

Aklı başına yar değil.

Elini altına saldı.

O kozunu pay eder.

Sakalının altından geçtim.

(Devam edecek)

Yazan: Gaziantep Mebusu Ömer Asım AKSOY