KULLANILMAYAN KELİMELER

Dadı

Dalaşmak

Dara: arbe

Darısı: abbisi

Delirmek

Delişmen

Demin: bayak

Dülger: nacar

Edinmek

Ense: boyun kökü

Erişmek: “yetişmek” manasına olarak bu kelime Gaziantepte kullanılmaz. “şaka etmek” manasına kullanılır.

Ermek

Ertesi: devrisi, dağnahısı

Evet: he, heye

Fide: şitil

Filiz: şıva

Fiske: çintik

Fit olmak: tay düşmek

Fundalık

Gaga

Gagalamak: kekmek

Gebe: yüklü

Gıdı

Görücü: düğürcü

Götürü: gabal

Gübre: zibil

Hantal: halevetsiz, lampet

Haykırmak:

Haydut

Haylaz: çelet

Hindi: culluk

Hınçahınç: zırhazırh

Hızlı: berk

İğrenç

İğrenmek: yidirgenmek

İhtiyarlamak: İstanbul lehçesinde bu kelime hem erkek, hem kadın için kullanılır. Gaziantepte erkek için “ihtiyar olmak” kullanılırsa da kadın için bu kelime kullanılmaz “karimek” kullanılır.

Irgilmek:

Isınmak: kızmak

Isıtmak: kızdırmak

Kakıştırmak:

Kalkmak: “Çakmak manasına Gaziantepte kullanılmaz. Fakat “başa kalkmak” tabiri Gaziantep te kullanılır.

Kalkınmak

Kapan: fak

Kaplumbağa: tusbağ

Kapuska

Katı: berk, sert, koyu

Kavanoz: katrembiz

Kıç: İstanbuldaki manları Gaziantepte kullanılmaz. Gaziantepte “ayak” manasına kullanılır.

Kılıf

Kıtık

Kıvılcım: çıtırık

Kıyı: kırak

Kıymak: “ince ince kesip doğramak” manasına kullanılamaz. Bu manaya gelen Gaziantep kelimesi et hakkında “çekmek”, soğan ve saire gibi sebzeler hakkında “dorgamak (doğramak)” tır. Fakat “terfik ve isnad etmek” manalarına Gaziantepte de kullanılır.

Kömes: pin

Kuluçka: gurk (civciv için de gurk denilir)

Kumral

Kurna: hamamlarda musluk altındaki küçük havuz için Gaziantepte “kurna” kelimesi kullanılmaz; “curun” kullanılır. “köşe manasına “kurna” Gaziantepte de kullanılır

Lazımlık: havrız

Lule: türlü manalardan birisi için “kalyen”

Masal

Mendebur

Mıymıntı

Mızıkçılık: kızacilik

Moloz: cağıl

Musluk: hanifi

Nah!:

Nalın: haphap

Nobrar:

Obur

Oğmak

Oyalamak

Paçavra: çapıt

Palavra

Palaz: “ biraz büyümüş piliç” manasına “palaz” Gaziantepte kullanılmaz. Bu manadaki kelimemiz “ferik” tir. “palaz” ın Gaziantepteki manası “eski çul” dur

Pek: cip

Pencere: tağa

Pide

Piliç: gurk

Pısırık

Posa: tilf, tort

Sağnak: buvanak

Saksı: bu kelime “çiçek kabı”manasında kullanılmaz. Gaziantepte “saksı” kelimesi vardır; fakat manası “ateş küreği” dir.

Salak: sehlik

Salaş

Saldırmak

Salıvermek

Sapıtmak

Sapmak

Sarışın

Sarsak

Sarsmak

Sataşmak

Savaşmak

Savruk: farfarı

Savsalamak

Savulmak

Sendelemek

Sis: pus

Sırnaşmak: yüzünü berkitmek

Sıska: hıra

Solumak: kehlemek

Söğuş

Sölpük

Susam: küncü

Susam yağı: şirik

Sürçmek: tökezimek

Şaka: yerenlik, erişme

Şakak: duluk

Şakrak

Şapşal

Şatafat

Şilte: bu kelime Gaziantepte Hminder„ manasına kullanılmaz; "eskimiş, paçavra haline gelmiş elbise” manasına kullanılır.

Şişe: kanne

Talaş: nişara

Tartaklamak

Tasarlamak

Tasma

Tatarcık: övez

Tefeci

Tencere

Tekme: depik

Tepme

Tınmak

Tırmalamak: cımalamak, cımaklamak

Topaç: bu kelime maruf çocuk oyuncağı manasına kullanılmaz. Onun adı Gaziantepte '‘değirme” dır. "Topaç” Gaziantepte kış için hazırlanan ve hamur yumağı gibi toparlak şekiller verilerek saklanan “kavurma” ya denir.

Tünemek

Ummacı: höncü hommücü

Uşak: bu kelime "hizmetçi,, • manasını ifade etmek için kullanılmaz. O mevkide uebba (etba) kullanılır. Gaziantepte “uşak” “küçük çocuk” demektir ki Cağataycada dahi bu mana ile kullanıldığı Kamusu türki’de yazılıdır. Gaziantepte “uşak” ın delikanlı, babayiğit manası da vardır: “askerlikte Antep uşağı ile Maraş uşağı birbirine hemşeridir.” misalinde olduğu gibi.

Üşüşmek

Veresiye

Yanaşma: azap

Yapağı

Yaranmak: yaramıştık satmak (taslamak)

Yedemek

Yele: yal

Yemiş

Yermek: kov etmek

Yıkamak: yumak

Yılışmak: ışımak

Yıpranmak: örselenmek, tifsimek

Yonga: kamga

Zavallı

(Devam Edecek)