Bırak taşradakileri, bu şehirde oturupta Gaziantep’i bilmiyenler, eski eserlerden söz açılınca hiç çekinmeden burada ne var ki diyorlar. Bunlara karşılığım pek kısadır: Çok ama ne yazık ki bu hazinelerin hiçbiri göze hitap edecek bir halde değillerdir. Örnek olarak Türkiye’deki Kalelerin en ilgi çekici olan kaleyi gösteririm. Kalemiz yalnız her yıl konan az bir ödenekle onarılmasına çalışılan ve halen bir bölümü harap bulunan burçlardan mı ibarettir? O kale ki, bir gün bundan 500 yıl önceki haliyle ortaya çıktığı zaman Gaziantep için Gaziantep Turizmi için çok büyük bir varlık olabilir. Dört yanından üstüne çıkan, kimi yapma, kimi kayadan oyma merdivenler, burçların altını, çevresini dolaşan iki at arabasının rahat geçebileceği dehlizler, odalar, zindanlar, acı ve tatlı suyun yolları temizlenip tamir edilsin ve bu durum bir duyulsun, siz o zaman görün kaynaşmayı. Turistik ilgiyi bundan önceki (Belediye Başkanına Teşekkür) başlıklı yazım da konu eylediğim yeraltı tesisleri, Mardin Tepe altındaki yollar, bazı Türbeler, özelikle Yuşa Peygamber’in türbesi, hemen aklıma gelen Tarihi Turistik yerlerdir.