(Bir önceki sayıdan devam)

İyi bir dölleyici çeşit bulunduğu takdirde hiç şüphesiz, dış pazarlarda da tutunabilecek bir çeşittir.

Muhammediye üzümü: Bu üzüm çeşidi sofralık olarak Antep bölgesinin en önemli bir standart çeşididir. Salkım seyrek yapılı daneleri iri, kabuk rengi açık yeşil dane dolgun ve gevrek etlidir. Çekirdek adedi 2-3'tür. Ortalama salkım ağırlığı 400-500 gramdır. Bu üzüm çeşidi ihraçlık bütün vasıfları üzerinde toplamış bulunmaktadır.

Azezi üzümü: Sarı ve Kara Azezi olmak üzere iki tipi vardır. Makbul olanı Kara Azezi’dir. Buna Kenet Gömlek adı da verilir. Şaraplık ve Pekmezlik olarak kullanılır. Mülk köyünde çok fazla olarak yetiştirilir.

Dökülgen üzümü: Gaziantep’in doğusunda sacır başı, Ispatırın Mezeresi köylerinde çok fazla yetiştirilir. Omcalar çok mahsuldurlar. Şaraplık ve pekmezlik olarak kullanılır. Mülk köyünde çok fazla yetiştirilir.

MALİYET VE SATIŞ FİYATI

Bağcı bilhassa üzümünün bu bölgede fazla para etmediğinden şikayetçidir. Tekelin dahi şaraplık üzümler için vermiş olduğu fiyat düşük olduğu halde, mahsulün elinde kalacağı mülahazası ile yine müstahsil, Tekel’in vermiş olduğu fiyatla üzümünü Tekele vermek ister. Fakat Tekel’in üzüm alma kapasitesi az olduğundan, bütün müstahsilin mahsulünü alamaz. Köylünün elinde kalan bu mahsulü dışardan gelen kapzımallar çok düşük fiata alırlar veya bir kısım üzüm satılamıyacağından dalında kuruyup gider.

Bilhassa Nevşehir şarap amilleri ile Taskobirlik bu bölgeden çok ucuza üzüm almaktadırlar. Nitekim 1966 yılının kilo fiatı 17 kuruştur. Devlet İstatistik Enstitüsü'nün 1961-1964 yıllarında bu bölge için yaptığı maliyet hesaplarına göre bir kilo üzümün elde edilmesi için yapılan masraf 1965 yılında 28,5 krş. 1964 de ise 24,5 krş. tur. Tekel bakanlığının 1963-1964 yıllarında müstahsile şaraplık üzümler için ödemiş olduğu fiat ise aşağıda gösterilmiştir.

Üzüm çeşidi

1963

1964

Sergi karası

33.46

33.77

Kabarcık

29.69

29.85

Dökülgen

26.61

29.95

Bu duruma göre Tekelin vermis olduğu fiat dahi tatmin edici değildir.

KISIM II ÜZÜMÜN DEĞERLENDİRİLMESİ

Bölgenin takriben 440.000 tonluk istihsalinin 9-10.000 tonu şarap, soma ve rakı imalinde, 80.000 fonu pekmez imalinde, 10.000 tonu il dahili tüketimde, 50.000 tonu memleket içi istihlakte, 120.000 tonu kurutmalıkta kullanılmakta olduğundan her yıl 170.000 ton civarında yaş üzüm değerlendirile memektedir. Bu miktarın hastalık ve kötü budama yüzünden yüzde 40-50'sinin zayi olduğa kabul edilse dahi, çok önemli miktarda üzümün değerlendirilmesi problemi ile karşı karşıya kalındığı bir vakıadır.

Kadıki sarf yerleri belirtilen üzümlerin de tam delerini bulduğu söylenemez.

Mevcut üretimin çeşitler bakımından ekonomik önem taşıyanları, sahip oldukları evsaf ve yetişme zamanları bakınamdan hangi yollardan değerlendirilebileceklerini kendileri tayin etmektedir.

Mesela bunlardan Dımışkı ve Muhammediye şırası az kabuğu kalın etli ve vakitli yetişen çeşitler olduğundan bunlar sofralık ihraçlık ve kurutmalık olarak değerlendirilebilir. Miktarı 100.000 tonu bulan bu çeşitlerin ve sofralık ve ihraçcılık dışında kalan kısmı şaraba gitmediği için kurutma suretiyle değerlendirilmesine çalışılması gerekecektir.

Buna mukabil şaraplık olan Dökülgen geç hasat edildiğinden ve hasadı uzun sürdüğünden kurutulması söz konusu değildir. Dökülgen ve sair şaraplık çeşitlerin alkollü içkilerle şıralığa hasredilmesi zaruridir. Bölgenin içki sanayiine giden mahsulü sadece 10.000 ton olduğuna ve şaraplık üzüm miktarı takriben 100.000 ton civarında bulunduğuna göre geri kalan miktarın mesela ihracata ayrılması bahis konusu değildir ve alkollü içki imalatı yoluyla değerlmendirilmesi gerekmektedir.

Genel şaraplık evsafı ve aynı zamanda kurutmalık müsait olan Rumi çeşidinin de 40-50.000 tonu bulan miktarının değerlendirilmesi bir problem teşkil etmektedir.

Bölgenin geri kalan çeşitlerinin teşkil ettiği 100.000 tonun üstündeki kısım ise, şaraplık ve şıralık ile çok az sofralık ve kurutmalıktır.

Özet olarak bölgede en çok sofralık ve kurutmalık, bunu takiben de şaraplık üzüm çeşitleri bulunmaktadır.

Bölge üzümleri yukarıda da belirtildiği üzere sofralık, kurutmalık, şıralık ve alkollü içkilerde kullanılmak üzere değerlendirilmektedir.

SOFRALIK ÜZÜM OLARAK KULLANMA

Sofralık yaş mahsulünü il ve memleket içi sarfiyat ve ihraçlık olarak değerlendirilebilecek bu kısmı, gerek memleket içi sarfiyatının geliştirilmemiş olması, gerek ihracatta karşılaşılan güçlükler dolayısiyle ihracatının sınırlı olması yüzünden başka bir değerlendirme şekli bulunmamaktadır.

Memleket içi sarfiyat, Antep Bölgesi'ndeki müstahsilin kendi arasında teşkilatlanarak civar illere ve karayolu nakliyatının da düzenlenmesiyle diğer istihlâk merkezlerine de sevketmeleri suretiyle artırılabilme şansına sahiptir.

Sofralık niteliğine haiz Dımışkı üzümünün tamamının ihraç edilmesi, aşağıdaki izahattan da görüleceği üzere mümkün olmayıp bazı kesin tedbirler alınmak suretiyle bir miktar çoğaltılabilir.

Dünya bağ sahaları ve üretimi 1950 yılından bu yana %24,8 oranında bir artış göstermiştir. Buna paralel olarak yaş üzüm ihracatı da 1950-1958 yılları ortalaması ile mukayese edildiğinde, son yıllar içinde %50 artmıştır.

Bu artışın sebepleri başında soğuk hava tekniğindeki ilerlemeler, standart dizasyon ve soğuk nakliye sisteminin gelişmesi gösterilebilir.

Avrupa pazarına yaş üzüm ihraç eden memleketlerin başında İtalya bulunmakta, bunu İspanya, Yunanistan, Bulgaristan, Yugoslavya ve Türkiye takip etmektedir. Bunların yanında ve daha ziyade kış ve ilkbahar mevsimlerinde Güney Afrika'dan ve bir miktar da B. Amerika'dan yaş üzüm Avrupa’ya gelmektedir.

Avrupa’nın en büyük yaş üzüm ithalatçısı Batı Almanya’dır. 1966 yılında bu memleketin yaş üzüm ithalatı 189.000 tona varmıştır. İngiltere 48.800 ton, D. Almanya 30.000 ton, İsviçre 23.000 ton, Avusturya I7.000 ton, İsveç 16.900 ton, Fransa 15.000 tonla takip etmektedir.

Bu memleketlere ihracat yapan memleketler sırasiyle 170.000 tonla İtalya, 96.400 tonla Bulgaristan, 46.200 tonla İspanya, 21.600 tonla Macaristan, 15.300 tonla Romanya, 13.600 tonla Yunanistan, 10.700 tonla Yugoslavya, 9.800 tonla Fransa, 6.000 tonla Türkiye’dir.

Türkiye Avrupa’ya deniz ve kara yoluyla ihracat yapabilecek durumda ise de, Türkiye’nin fiyat bakımından tatminkar ihracat yapabilmesi ile ve son tufanda mevsimlerine yani Haziran, Temmuz ve Ekim, Kasım) inhisar etmektedir.

Bu iki süre dışında yaz aylarına rastlayan orta mevsimde pazarlara bol ve ucuz üzüm geldiğinden Türkiye piyasaya girmemekte veya girse de başarılı sonuç alamama durumundadır.

Türkiye’nin Razakısının gönderildiğini son mevsimde İtalya Regina, Bulgaristan ve Yunanistan’da Razakı çeşitlerini piyasaya sürdürdüğünden Antep bölgesinin 100.000 tona yaklaşık sofralık cinsi Dımışkının (Razakı ile olgunluk devresi aynıdır.) tamamının dış piyasalarda eritilmesi bahis konusu olmamaktadır. Dımışkı’nın maruz bulunduğu maliyet, nakliye, kalite ve sair problemleri halletmek üzere gerekli teknik ve ekonomik tedbirler alındığı takdirde dahi, ihracatının ileriki yıllarda ancak 1.500-2.000 tona ulaşacağı hesap edilmelidir.

Nitekim Dımışkı üzümünün ihracında rastlanılan güçlükler İgeme’nin bu bölgeden yaptığı ticari seviyedeki ihraç denemeleri sonunda hazırladığı raporlarda belirtilmektedir. Bu güçlüklerin bir kısmı umumî olarak meyve ihracatının gelişmesini önleyen unsurlar olarak kabul edebilirse de diğer kusurları tamamen dımışkı ve bu üzümün yetişmekte olduğu Gaziantep bölgesini ilgilendirmektedir.

Durum böyle olduğuna göre 100.000 tonun üzerindeki dımsşkı çeşidinin, şaraplık olarak kullanılamıyacağına göre memleke içinde sofralık olarak istihlâk edilen 60.000 tondan maada bakive kalan 38.000 tonun kurutmalık olarak değerlendirilmesinden başka bir yol mevcut bulanmaktadır.

KURUTMALIK OLARAK KULLANMA

Gerek sofralık çeşitlerin sofralık olarak kıymetlendirilmemesi yüzünden kurtulan, gerek bölgede kurutmalıktan başka bir şekle girmeyen çeşitlerin toplamı ortalama 200.000 tonu bulmaktadır. Bunun 120.000 tonuna tekabül eden 30.000 ton kuru üzümü tekel destekleme görevi icabı olarak satın almaktadır.

Tekel’in mübayaa ettiği miktardan geri kalan 80.000 ton ile sofralık olarak değerlenemeyip de mecburen kurutmalığa intikâl eden 38.000 ton üzüm, (ki cem’an 118.000 ton yaş üzüm) kurutularak 30.000 ton civarında kuru üzüm elde edilmektedir.

Bu 30.000 ton kuru üzümün tahminen 10.000 tonu bilahare pekmez imalinde kullanılmakta, geri kalan kısmı ise yurt içi mahalli pazarlarda satışa çıkarılmaktadır.

Elde edilen çekirdekli kuru üzümün ihraç imkânı hemen hemen yok gibidir. Önceki senelerde Orta-Doğu ülkelerine bir miktar ihracat yapılabilmiş ise de son senelerde talep de vuku bulmamıştır.

ŞIRA OLARAK DEĞERLENDİRME

Şıralık vasfına haiz üzümlerin geç yetişenlerinden pekmez, sucuk, pestil gibi mamul maddeler yapılmakta, erken yetişenlerden ise kurutulmaktadır. Taze ve konsantre şıra (üzüm balı) yapılmamaktadır.

Taze şıranın gazlı ve gazsız olarak dahili piyasada sarfedilmesi mümkündür, ancak bu özel teşebbüsün bu işi cazip bulmasına bağlıdır. Konsantre şıranın şarap vermut ve tatlı şarap imalinde kullanılmak üzere dış memleketlere ihraç edilmesi imkanı da mevcuttur. Şarap ve alkollü içkilere dış memleketlerce uygulanan yüksek gümrük, konsantre şıraya aynı nisbette uygulanmadığından, hem talebi yüksektir, hem daha kolay satış imkanı vardır. Memleketimizde konsatre şıra ımali için Ülfet’de bir tesis kurulmuş ve başlangıçta başarılı sonuç alınmış olmakla beraber, organizasyon noksanlığından dolayı devam ettirilememiş.

Ve 10 yıldan beri muatral kalmış, bu tesislerin kapları şaraba tahsis edilmiş ve fabrika yeni ilavelerle tamamen şarap fabrikası şekline döndürülmüştür.

Halkımızın eskiden başlıca kalori kaynaklarından biri olan pekmez, son yıllarda, beslenme tarzının değişmesi sonucu taleple azalma yaratmıştır. Ayrıca kalitenin düşüp buna mukabil maliyetin de yükselmesi neticesinde imâli de azalmış bulunmaktadır. Pekmez imalinde modernleşme değişen hayat şartlarına parelel olarak yapılacak yenilikler ve islahat, artması yönünden faydalı olabilecektir.

ALKOLLÜ İÇKİLER İÇİN KULLANMA

Bölgede gerek Tekel'in gerek özel fabrikaların içki için harcadıkları üzüm miktarı takriben 9-10.000 tondur. Şaraplık üzüm miktarı 100.000 ton civarında ise de gerek dahili sarfın gerek ihracat imkânlarının sınırlı olması sonucunda bu miktarın ancak %10 kadarı içki sanayiin de kullanılabilmektedir. Bakiye kalan yaş üzüm miktarı 90.000 tondur.

Tekel'in Antep Fabrikası 300.000 litrelik kapasitesini son yıllarda 3.000.000 litreye çıkarmıştır. Bunun yanında Ülfet Fabrikasını büyütmüş ve diğer özel şarap fabrikaları kapasitelerini artırmıştır. Buna rağmen üzümün çok cüzi bir kısmı bu sanayi kolunda kullanılabilmektedir. İç istihlâkin artması konusuda bir çare teşkil edecek mahiyette görülmemektedir. Şarap memleketimizin dinî gelenekleri dolayısiyle milli bir içki haline gelememektedir ve zamanla bir miktar artan istihlâkin Antep şarapçılığı üzerindeki tesiri tali olmaktadır.

Şarabın ihracı bir çare olarak düşünülmekte ise de maliyetimizin yüksekliği dolayisiyle ihracat mümkün olmamaktadır. Almanya'da bir litre şarabın fiatı 67-70 kuruştur. Antep bölgesinde imâl edilen şarabın ham maddesinin kilosu 35-35 kuruş olduğu halde şarap, üzüm alım fiatının iki misline beğlı olduğundan ancak maliyetine verildiği takdirde şarabın ihraç edilmesi mümkün olabilmektedir.

(Devam Edecek)