Her milletin, hatta her şehrin menşeine, geçmiş asırlarda sahne olduğu hadiselere dair millî ve dinî efsaneler mevcuttur.

Eski bir şehir olduğunu bir çok âbidelerde isbat eden Antep bu hususta oldukça zengindir. Öyle ki her hamamın, kendine mahsus esatiri bir hikâyesi vardır.

Yazımıza sebep teşkil eden manzum efsane Antebin Hazreti Ömer tarafından fethinin hikâyesidir. (1) Müteakip nüshada mealini Ş. Sabri Yenerin kaleminden okuyacağınız veçhile bu efsane 12,5 sahife ve 233 beyitten, mürekkep olup Mesnevî şeklinde yazılmıştır. Okuyunca insana Siyretünnebevîden çıkarılmış bir parça hissini veriyor. Yazılış tarihi malûm olmamakla beraber ifade tarzından 17-18 inci asırlara ait olduğuna hükmetmek icap ediyor.

Baştanbaşa vezin ve kafiye aksaklıklarile dolu olan bu yazının müellifi malûm değildir. Elimizde mevcut nüshayı bize Kayacık ilk mektebi Öğretmenlerinden Mustafa Güzelcan vermiştir. Bay Güzelcan bunu Adana Müzesi Müdürü Yalman Yalgının (eski ilk tedrisat Müfettişlerinden Ali Riza bey) Lohanlı bir köylüden aldığı nüshadan yazmıştır.

Yazan ve adı kıymeti ne olursa olsun bu destan Antepte halk arasında yaşayan bir takım efsanelerle muvazi istikamet alması noktasından hususî bir ehemmiyeti haizdir.

Eserin üçüncü sahifesinde (Anter) ve (Aynî) adları geçiyor. Halk arasındaki rivayete göre, Anter bir kızmış. Kıymetli bir yüzüğünü satmış. Antep kalesini yaptırırken bir cenaze görerek bu nedir diye sormuş. Ölü cevabını alınca dünyada ölüm varmış diye inşaatı tatil etmiş…

Eserde Anter kızın amcazadeskızın adı Aynî. Bu civarlar da(Anter Diyarı) olarak gösterilmektedir.

7 inci sanifede pehlivanlardan beş kişinin şehit olarak burada defnedildiğini kaydediyor.

Halkın anlattığına göre Pirsafa (2) Karaçomak (3) Ökkâşiye (4) Malik Ejder (5) Eshaptan imiş. Gaziantebin İslamlar tarafından şehit düşmüşler, Sad ibni ebi vakkasla (6) kızının da bu taraflarda şehit olduğu aynı rivayetlerin çerçevesine girdiğinden eserde bahsedilen pehlivanlar bunlar olsa gerek...

Bunlardan maada: Mehter kale (7) deki öksürük deliği, parmak ve at ayağı izleri, Ali kayası (8) Ali pınarı (9) kaledeki değirmen taşı (10) bu fetih hadisesinden kalma ve hazreti Aliye atf edilen efsanevî eserlerdir.

Eserin son sahifesi Hazreti ömerin burada bir cami yaptırdığını söyleyor ki bu da dolaşan rivayetlere uygundur. (11)

Bu efsaneyi aynen iki nüshada tefrika etmek aklımızdan geçmedi değil. Fakat vezin ve kafiye bozuklukları bazı yerlerde esere bir nesir halini vermekte olduğu gibi bazı mısraalarından da mana çıkarılamadı. Bu itibarla mealen arz etmeyi daha uygun bulduk.

Yazan: Cemil Cahit GÜZELBEY

1— Antep, bizzat Hazreti Ömer tarafından değil Mıktat eliyle feth edilmiş bilahere Hazreti Ömer buraları teftişe gelmiş. Halkevi broşürü: sahife 97

2— Kürkçü hanı önünden Türktepeye çıkan yolun sol tarafında Yuşi aleyhüsselam ile birlikte türbeleri vardır. Bu zat uzun sakallı olduğundan muharebenin heyecanlı dakikalarında sakal ikiye ayrılır ve havalanırmış. Bu za manlarda onu görenler “pirim safalandım„ derlermiş. Bundan ötürü adı “Pir safa,, kalmış.

3— Sazgın ve yazı köyü ovalarına hâkim ve kendi adiyle söylenen tepede türbesi vardır. Şehit olarak başı karatarla camii karşısında vaktile ziyaretgâh olan mahalle düşmüş göğdesi harp ederek mezkûr tepeye kadar gelmiş orada yıkılmış, bunun muharebede siyah bir gürzü olduğundan bundan ötürü adı (Karaçomak) kalmış. Şimdi türbenin iki kilometre kadar şimalinde ayni isimde bir köy olduğu gibi sâkinlerinden bir çoğununda adı (Çomak) (Karaçomak)dır.

4— İslahiyenin takriben 25 kilometre şarkında türbesi olap Hazreti Muhammedin sırtındaki nübüvvet mührünü öptüğünden dolayı cennetle tebşir edilmiş. Çocuğu olmayan kadınlar buraya kocasile birlikte gelip bir kaç gün kalır kurban keserler. Bundan sonra doğan çocuğun adı (Ökkâş) konur. Bu havalide Ökkâş isimlerinin bulunmasının sebebi budur.

5 — Dülük baba denilen zat bu imiş

6— Antep—Besni yolu üzerinde karşı karşıya iki tepede türbeleri vardır. 7— Antebin şark tarafında Humanızın üstündeki tepede kâin bir mahaldir. Burada öksürük deliği denilen yer, güya Hazreti Alinin yumruğiyle açılmış, parmak izleri Hazreti Aliye, At ayağı izleri de düldüle aitmiş, hala boğmaca öksürük olanları bu delikten geçirirler.

Hatta bazıları orada bulunan bir çukura para döğme vesaire bırakırlar.

8— Antebin şimaligarbisinde kâin Öğümsöğüt ile Erikçe arasında yarık bir kayadır. Gûya zülfikarın isabetile bu şekli almış.

9— Allebendedir. Düldülün ayağını vurmasile çıkmış.

10— Kalenin garp tarafındaki burçlardan kale sathimailine doğru bakılırsa siyah bir değirmen taşı körülür. Bunu Hazreti Ali Antep kalesini muhasere ettikleri sırada Dülükten buraya fırlatmış.

11— Postahanenin arkasındaki cami Hazreti Ömer tarafından yaptırılmış