İstikbali keşfiçin kullanılan bir halk usulüdür. Gaziantepte kahve falından ziyade buna müracaat edilir. Eskiden sırf bununla uğraşan ve ellerinde nohut veya bakla torbalarile dolaşan falcı kadınlar vardı.

Bu falın mucidi Hazreti Fatima imiş. Kocası Ali cenge gittiği zaman bu falı açarmış.

Bu fal 41 adet nohut veya bakla ile açılır. Açılış şekil ve safhaları şunlardır:

1- 41 Adet nohut veya bakla yere veya masanın üzerine konur. Bir veya iki el birden üzerine kapanarak karıştırılır ve ayni zamanda bir Fatiha ile üç İhlâs okunur.

2- Diğer fallarda olduğu gibi niyet tutulur. Meselâ: Eğer oğlumdan mektup gelirse yol dök. Yahut kızım hastalıktan kurtulursa şükürlü kısmetli bir fal gelsin. Gibi..

3- Açılma şekli: Nohutlar gelişi güzel üç kısma tefrik edilir. Bu kısımlardan her biri dörder dörder ayrılır, geri kalanlar (tabiî dörtten eksik olacaktır) bir tarafa konur. Meselâ: Şöyle bir şekil hasıl olur.

*** ** **** (1)

Dörder dörder ayrılıp bir tarafa konulan nohutlar karıştırılır. Ve yukarıki ameliye tekrar edilir bu suretle ikinci sıra teşkil edilir. Ayni veçhile hareket edilerek üçüncü sıra da dizilir. Ve bu suretle üçer hadden mürekkep üçer sıradan ibaret ve meselâ şöyle bir şekil hasıl olur:

*** **** **

* ** ***

*** ** *** (2)

Yalnız bunda kısımlara ayrılıp dörder dörder tefrik ederken sağdan sola doğru dizmek lâzımdır. Ve dokuz haddin her biri 1. 2. 3. ve yahut dört adet olabilir. 5 ve daha ziyade olamaz.

4- Nohut veya bakla falında en mühim mesele: tefsirdir. Fal da hadlerin yalnız başına manaları:

*- Bir Allahdır. Birle başlayan fal hayırlıdır.

**- Fikir denir. Üzüntü ve eyi olmıyan düşünceye delalet eder.

***- Şükür denir, bu ferahlık ifade eder.

****- Kısmet denir, Rızk, elde etme, malik olma, oturarark gösterir.

Umumiyetle bir falda ikilerin fazlalığı arzu edilen şeyin olmıyacağına, ve niyet edilen işin fena olarak neticeleneceğine delâlet eder. Üç ve dörtleri fazla bulunan fala: (kısmetli şükürlü fal) derler ki makbuldür.

Açılmış bir falın birinci sırası daima ya beş yahut dokuz olur.

Beş olursa fal eyi başlamıştır. Bu zaman (başı beş hatırı hoş.) derler.

Dokuz olursa (Başı dokuz işi tıkız) derler.

Birinci sıra beş olup ta birinci haddi de bir olursa fal daha eyidir. Çünkü bir Allahla başlayor. Allahla başlayan her şey eyidir. Hayırlıdır.

Falın birinci *** * * olursa (Koyruklu yıldız doğdu * *** * şeklinde bulunursa (terazilendi) denir. Her ikisi daqe makbuldür. Eğer ilk sıra *** *** *** şeklini alırsa buna (Ali falı) denir. Bundan mükemmel ve hayırlı haber müjdeleyen fal olamaz. Bu şekilde başlayan falın arkası açılmaz. Çünkü anlaşılmak istenilen netice peşinen zahir olmuştur.

İkinci sıranın ikinci haddı. Yani tam orta ** olursa fal çok fenadır. Ali falının tam mukabilidir ve * olursa (kısmet dışarıdadır) istenilen şey henüz olmayacaktır. Mesela: Mektup, yolcu, para ilah... Bekleniyorsa şimdilik gelmeyecektir. Aynı sıranın birinci haddi ** olursa fal gene eyi değildir. Orta yani ikinci sıranın ikinci haddi ** olursa fal gene eyi değildir. Orta yani ikinci sıranın ikinci haddi *** olursa merak etmemelidir. Ferah bulmalıdır. **** olursa kısmat içeri girmiştir. İstenilen şey olacaktır. Aynı sıranın birinci ve üçüncü hadleri 3 veya dörtlü olursa nisbeten eyidir.

İkinci sıranın üçüncü haddi ile üçüncü sıranın birinci haddi * olursa fal (yol dökmüştür) yani hayır vardır. Aynı sıranın ikinci haddi * olursa haberci kapıya gelmiştir. Nerede ise kapı çalınacaktır. İkinci ve üçüncü hadler 1 olursa gene yol dökmüştür. 2 olursa neticenin (fal heğbelendi) denir. Bunda hem haber kapıdadır. Hem de hediye vardır. Üçüncü yani falın en son haddi müddet ifede eder.

Mesela: * ** *** *** olursa istenilen şey hakkında 1. 2. 3. d. Dakika, saat, gün, hafta, ay, seneye kadar bir haber zühur edecektir.

Bu son had * olursa bu nohut bir adamın ağzına verilerek dışarı .gönderilir. Dışarıda ilk rast geldiği adamdan (tanısın tanımasın) işittiği (kendine hitap edilsin edilmesin) ilk kelimeyi gelip falcıya söyler. Fakat bu gidiş geliş esnasında hiç bir söz söylememek lâzımdır. Gerek bu duyulan kelime gerek bu dokuz hadde göre falcı tefsirini yapar ve hükmünü verir.