Dostum Ahmet Orhan Battalbey’in ihbarı üzerine emekli öğretmen Hüseyin İlhan’ın özel kitaplığındaki el yazması bir divanı tetkik için aldım. Olay bu yazının doğumuna sebep oldu.

Divan hece harfleri üzerine tertiplenmiştir. 121 sahifedir. Mesnevi tarzında bir başlangıç, bir dörtlü (murabba), bir beşli (muhammes), iki terciibent, iki terkibibent, bir müstezat ve geri kalanı gazel olmak üzere iki yüz kırk bir parçayı ihtiva etmek tedir. Divanın üzeri açık kahverengi meşinle kaplıdır, ciltlidir. Kalın kâğıtlar üzerine siyah mürekkeple yazılıdır. Bazı parçaların ara yerlerinde kırmızı mürekkeple işaretler konulmuştur. Divanın birinci sahifesinde baş tarafta kırmızı mürekkeple DİVAN-I HAFIZ MÜZİT ZADE ibaresi ve son sahifenin altında 1.181 sayısı bulunmaktadır.

Divanı açtığım zaman hemen dilime şu soru geldi: Müzit zade Hafız kimdir? Eserde bu soruya cevap olacak bir bilgi ve işaret yoktur. Hüseyin İlhan şairin Besni veya Adıyamanlı olması ihtimali üzerinde duruyor. Amma bu tahmininin bir dayanağı mevcut değildir. Divanı benden alarak mütelaa eden Şakir Sabri Yener bir hüküm vermenin henüz erken olduğunu söyledi.

Soru zihnimi kurcalayıp duruyordu. Kişisel ve genel kitaplıklarda bulunan eserlerden Hafız adlı şairlerin hal tercümelerini ve buraya alınan parçalarını divanda aramayı kararlaştırdım. Evvela Gaziantepli Hafızlar üzerinde durdum. İlkin Şakir Sabri Yener’in Gaziantep büyüklerini inceledim. ikinci olarak Hikmet Turhan Dağlıoğlu’nun Gaziantep Meşahiri’ni tetkik ederken Hafız-ı Ayıntabi Abdülmecit zadeye ait olarak kitaba alman parçaların bir tanesi hariç diğerlerinin divan-ı hafız Müzit zade de aynen mevcut bulunduğunu sevinçle gördüm.

[1]Bu parçalardan:

Gönül cemiyeti-dilden perişan olmamız yendir,

Nice demlerdir ki bezmi ayşi işret bekleriz

Yarap o mahi-ruyu et aşina bana

diye başlayan gazeller sırasıyle divanın kırk üç, elli yedi ve altıncı sahifelerindedir. Meşahire bir kısmı alınan:

Hafız bu gün arada hilaf oldu muteber Mattalı gazel divanın yüzdördüncü:

Nice bir sabredeyim aşk oduna cananım mısraı ile başlıyan ve testis diye kaydedilen parça altmışıncı, Bakiye nazire olan:

Ne bu çeşminde gözüm tiri safalar saf saf gazeli de altmış yedinci sahifede kayıtlı bulunmaktadır.

Fuzuliye nazire olarak yazılan ve meşahirde sondan dört mısra alınan (gayri) redifli gazeli temamı divanın yüzbeşinci sahifesindedir. Meşahire (nice bir sabredeyim aşk oduna cananım mısraıyle başlıyan parçanın testis olduğu ileri sürülmektedir. Bu parça Müzit zade divanında murabba olarak kayıtlıdır. Meşahirde “Divanda hafız veya diğerlerine ait olması melhuz bulunan şöyle kıt’alar da vardır” mütelasıyla kaydedilen:

Şebi firkat geçip erdi seher inşallah

Hasta dil ruzu hale erer inşallah

Lütfüne muptazırız biz o gani mevlanın

Hazreti Hakka ricamız geçer inşallah

parçası divanda yoktur. Yine meşahirdeki “perişan hatırım baktıkça ol zülfü perişanım” mısraın bulunduğu tahmis de yoktur.

Hikmet Turhan Dağlıoğlu üstadımızın meşahirde bildirdiğine göre kitaptaki bu parçalar Fatih Millet kütüphanesi yazma türkçe manzum eserler arasında 109 numarada kayıtlı divandan alınmıştır. Bu divan 76 sahifedir. Maraş mahkemesi katiplerinden Bursalı Mehmet Emin efendi tarafından rebilüahir 1113 hicri tarihinde istinsah edilmiştir. Divan kütüphaneye Ali Emiri efendi merhum tarafından konulmuştur.

Yukarıda Müzit zade divanının sonunda 1.181 sayısının bulunduğunu kaydetmiştim. 107’nci sahifede tarih beytini ihtiva eden bir de gazel bulunmaktadır.

Nur alındıkta kamerden dedi hafız tarihin

Kaldı cibrinin perinden meh yüzünden belki mu. 1121

Bu tarih bize Müzit zadenin Abdülmecit zade ile aynı devirde yaşadıklarını göstermektedir.

Netice: Ortada iki divan var. İkisinin de aynı adamın eseri olduğuna dair alametler bulunmaktadır. Fakat şairin hal tercümesine dair başka bir işaret ve bilgi yoktur. Bu işte tek güvencimiz Şeri mahkeme sicilleridir. Belki orada bir kayda rastlarız diye ümit ediyorum.

Cemil Cahit GÜZELBEY


[1] Gaziantep meşahiri sahife 59-61