Halkevi Reisi Ali YETKİN’e
Okuyucularımız Didariyi yakından tanırlar. Dergimizin 8 inci sayısından itibaren Şakir Sabri Yener Didarî tarafından yazılmış bulunan ve onun tercümei hali demek olan Ayazbey oğlu H. Didarî bey serencaroını hulâsa etmektedir.
Didarî 4 defter ve yüzlerce şiiri muhtevi bulunan bu serencamı bundan bir sene evvel ricam üzerine köyden göndermişti.
Didarî, mahlâsını taşıyan “Ökkâş Adil Toprak” bana yazdığı manzum bir mektupta aylardır yanımızda duran bu serencamı şöylece sormaktadır:
Gayret eski erde kaldı
Arada bir yerde kaldı
Bir senedir nerde kaldı
Bizim serencam nicoldu
Çengellere asıldı mı
Matbaalarda basıldı mı
Ümidimiz kesildi mi
Bizim serencam nicoldu
Kusur koymadım duade
Yaklaşmadı mı miyade
Basılanı et iade
Bizim serencam nicoldu
Şu zamana güvenilmez
Sözlerine inanılmaz
Fakir malı beğenilmez
Bizim serencam nicoldu
Gerek geda gerekse şah
Olunuz sözüme âgâh
Virdi zebanırndır Allah
Bizim serencam nicoldu
Erenlerden himmet aldım
Serimi sevdaya saldım
Akranlardan geri kaldım
Bizim serencam nicoldu
Didari başka bir mektubunda gene serencamını soruyor ve:
Gülşeni fuad
Enfaülulûm
Derin mevlûd
Şirin mevlûd
Bahrülenvar
Risalei fezaili teravih ve nesayihi muhtasara
Mecmuatülmekasıd
isimlerini taşıyan yazma manzum eserleri bulunduğundan dolayısile bahsediyordu.
Gerek haricen yaptığım tahkikat ve gerekse mektuplarından anladığıma göre Didari fakir, ihtiyar ve himayeye muhtaç fakat olgun ve dolgun bir vatandaştır. Bundan ötürü cevaben yazdığım bir mektupta:
Halkevi, kendi gibi değerli yurddaşlara daima şefkatli kanadını gerer bir kültür müessesesi olduğunu ve elimden geldiği kadar kendini tanıtacağımı ve himayesi için teşebbüste bulunacağımı vaadeylemiştim.
İtiraf edeyim ki bu hususta şimdiye kadar hiç bir şey yapamadım. işte Didari bu manzum mektubile vefasızlığıma ve ihmalime karşı itabını gizlemeyor.
Başlı başına bir âlem olan serencamdan maada yedi bu kadar eserin müellifi olan 70 yaşındaki Didariyi himaye etmesini ve eserlerinin tetkiki ile onun hakiki kıymetini meydana koymasını Halkevimizden rica ederim.
Yazan: Cemil Cahit GÜZEL