Bundan kırk sene öne topraklarımız birer kıyafat müzesi halinde idi. Cins cins fesler, külahlar, takkaler giyer; renk renk, poşular yazmalar sarar; şapka giyenlere gâvur derdik.

Yine kırk yıl evvel sokaklarımızda çarşafsız müslüman kadınına rastlamak imkansızdı. 1950 de ise çarşaflı hanım görünmez oldu. Hangimizin namusuna, dinine zarar geldi?

Batı, Treni otomobili yaptığı yıllarda, biz miraç hakikî mi, manevî mi? Konusunu tartışıyorduk. Modern tekniğin anahtarı olan çağdaş ilim ve felsefeye kapımızı kapamaya çalıştık.

Medeniyet âlemi şimdi atom ve füze devrini yaşıyor, ay ve yıldızları fethetmeğe çalışıyor. Biz hala Kuran’ı-Kerim yeni harflerle yazılır mı? Yazılmaz mı? Kadınların çarşafsız dolaşması şeriata aykırımı, değil mi? münakaşasındayız. İnsaf etsinler.

Cemil Cahit GÜZELBEY