Yahû

Filesof ile Necip hakkındaki dualarımız para etse adam akıllı servet toplanmış olur Allah say ve gayretlerini müzdad eylesin. Nefes kesici nargile dostumuzun şimdilik aleyhinde bir şey demek istemiyorum. Bayram gitsin seninle bilittifak şu zalimin hakkından gelelim

Börek mörek deye herkesin ağzını sulandırana çok selâm belki bizim arvat ta gayrete gelir.

Reisi Muhterem Hazretleri

Sizin sevgili dostunuz Kilisli Abdürrahman Hulusi Efendi Hazretleri tasavvuftan dem urmaya başlamış olmalı ki şu üç başlısözü mahdumu Arifin mecmuasına yazdırmıştır. Şeriatte şu şenindir bu benim. Tarikatte hem şenindir hem benim, Hakikatte ne şenindir ne benim. Son cümlesi ne doğrudur ve olup olacağı budur.

İster yükseklerde uç ister başka bir yere göç hal bundan ibaret olduğunda ibaret olduğuna şüphe yoktur.

Yâ Said Efendi Yâ Muhterem İnsan.

Esasen benim vücud makinesinin muhtevi edevatın kâffesinde noksaniyet olduğu cihetle harekâtlarında daima kusur ve o makineden çıkan metalar dahi hemişe pürfütur olurlar. Aslen böyle iken mürurü ezman ile de makinenin heyeti umumiyesinde fevkalğaye bir düzensizlik ve ihtilâl baş göstermiş olmağla bütün bütünselden çıkarak acayip bir hal ve çıkardığı metalar be para etjûez ve hiç rağbet görmez halden ibaret oldu.

Nasraddin Hocanın sözüne göre büyük küçük iki kıyamet varmış. Herkes avratma mukayyet olsun erkekler de karılarının kıymetini bilsün büyük kıyameti koparmamanın çaresine baksınlar, feryad bu ölümün elinden.

Gürbüz gelsin de bu adada merasimi medeniyenin esaslarından olan birçok ahvaller öğrensin. Burada şu hallerin başlıcalarından ve temel taşı mekamında olan aşk sevdasından başlar sırasile yürür gider. Adada sakinler garek şevh meşrep Rumlar ve gerek melâhat âver Müslüman kızlarile oynaşıp dans gibi âteşin bir oyun vasitasile kaynaşıp çam ağacının hafif gölgesinde ve çok lâtif havanın mercimeği furana vererek iş yapmak ve böylece aş pişirüp gürbüzlüğünü isbat etmek için Heğbeli ada hakikatan müstesna bir meakii dilâradır. Filesof ile Necip babayı da dâvet ediyoruz vesselâm.

Yazan: Mehmet Arif