Tâ Müminlerin emiri Hazreti Ömer (R.A.) in zamanında İslam ve Kur'an nûrunu görmüş ve duymuş olan Anteb şehri sırasıyla kurulan Islâm devletleri zamanında daima İslâm'a hizmet etmiş bir beldedir.

Oğullar Orta Asya'dan Ak Denize doğru akın ettiklerinde, Oğuz boylarından bir çok boy ve soy Anteb ve dolaylarına gelip yerleşmişlerdir. İslam kültürünün Bağdad’daki nurlu ve feyizli büyük ilim kaynaklarını Cengiz kanlı kavyalarıyla söndürdükden sonra, artık İslâm dünyasında ilmin öğrenilebileceği yerler azalmıştı, işte o vakit Anadolu'nun güney-doğusundan yüzlerce Müslüman Türk evlâdı Mısır'a giderek orada Islâm ilminin yeniden meydana gelmesinde büyük hizmetler görmüşlerdir. Bunların arasından tarihin sayfalarında ismi altın yazı ile yazılabilecek kadar büyük alimlerden biri Bedrüddin Mahmudü'l-Ayni’dir. Imam Buharı’nin sahibine “Umdetü’l Kari” adıyla “10” ciltlik emalsiz bir şerh; İslam ve Ürk Tarihihe dair “20” ciltlik “ukdü’ı-Çümün” adlı çok kıymetli bir tarih yazmıştır. Kültürümüze Büyük hizmet eden Arapça ve Farsça Kamusların mütercimi Seyyid Ahmet Asim Efendi de Anteplidir. Daha bunun gibi sayısız ilim din ve san’at büyüğü yetiştiren güzel yurdumuzun güzel şehirlerinden biri olan Anteb, Haçlı sürülerinin hayâsız veledleri, “700” sene sonra dedeleri gibi, Müslüman Türk yurduna saldırdıkları zaman, o kalemli âlimlerin kılıçlı torunlarını karşılarında buldular. İşte Şahin Bey’e Kılıçların namına cismen küçük fakat manasıyle büyük bir kahramanlık örneğidir. 47 sene evvel hayasız ve alçak, istilacı Fransız kuvvetlerine karşı kahraman Şahin Bey Elmalı köprüsünde o güzel Anteb’i korumak için aziz vücudunu düşman süngülerine hedef edib ehadet şerbetini içmişti. Her şeyi kısa ve güzel söyleyen halkımız; ona

“Gavurun kurşunu geçmiyor adama

Geçmiyorda süngüyle öldürüyorlar.

Şahini sorarsan otuz yaşında

Süngüyle delindi köprü başında”

diye söylemiştir.