(Sayfa 22’den Devam)

olarak kavrulmak suretiyle (kavrulmuş çıtlak kavlak) de tüketilir.

İç antepfıstığı; çiğ olarak yemeklerde, tatlılarda, pasta, çikolata ve çöreklerde, sosis, salam, sucuklarda, ezme imalinde ve yağ istihsalinde tüketilir. Kavrularak (sade, boyalı ve nişastalı) çerez olarak yenir. Ayrıca, Antep fıstığının etlimsi kırmızı kabuğu ile kemiğimsi beyaz kabuğu lif, gübre, kâğıt imalinde, boya dolgu makinasında ve yakacak olarak da kullanılır.

İkinci Bölüm

A. İller İtibariyle Antep Fıstğı

Türkiye’de Antep fıstığının tabii ve kültür türlerine, güneydoğu, ege, Akdeniz ve geçit iklim bölgelerinde bol miktarda rastlanmaktadır. Türkiye’de mevcut yabani Antep fıstığı ağaçlarının tahminen 25 milyon civarında olduğu zannedilmektedir.

Antep fıstığı tarımı 44 ilde yapılmakta ise de, bir kısım ağaçların henüz mahsul çağı dışında bulunması sebebiyle, bu 44 ilde; 1962’de 18, 1963 de 19, 1964’de 20, 1965’de ve 1966 yılında ise 23 ilde Antep fıstığı istihsal edilmiştir. Gaziantep, Urfa, Adıyaman Maraş ve Siirt Antep fıstığı bakımından Türkiye’nin en önemli beş ilidir. Antep fıstığı ağaçlarının %98’i bu beş ilde bulunmakta ve tüm Türkiye üretiminin %98,8’i bu illerden elde edilmektedir.

B. Dünya Antep Fıstığı Üretimi Ve Türkiye’nin Yeri

Araştırmalarımız sonucu, dünya Antep fıstığı üretimi ile ilgili yeterli bir kaynak bulunamamıştır. Bu arada, Ticaret Bakanlığı kaynaklarından edindiğimiz bilgiye göre, en çok Antep fıstığı üreten memleketler itibariyle Antep fıstığı üretimi ortalama tahminleri aşağıda gösterildiği üzeredir.

Türkiye: 6.000-7.000 Ton (Kırmızı Kabuklu)

İran: 3.000-5.000 Ton (Çıtlak Kavlak)

Afganistan: 500-7.000 Ton (Kırmızı Kabuklu)

İtalya: 500-600 Ton (Kırmızı Kabuklu)

İran fıstıkları ağaçta çıtlayıp kavladıkları için, kırmızı kabuklu miktar bildirilememektedir. Türkiye ile mukayese ederken çıtlak kavlak miktarı, kırmızı kabuklu miktarın %80’i olacağı nazarı itibara alınmamalıdır. Bu da İran’ın üretiminin Türkiye’nin kine eşit durumda olduğunu göstermektedir.

Yukarıda sıralanan memleketler dışında ayrıca, Yunanistan, Güney Fransa, Kuzey Afrika, İspanya, A.B.D, Kuzey Hindistan, Güney Rusya, Pakistan, Suriye, Güney Avusturalya ve Kıbrıs gibi memleketlerde de az da olsa Antep fıstığı üreticiliği yapılmaktadır. Dünya antepfıstıkçılığında Türkiye önemli bir yer alır. Şöyle ki;

1- Antepfıstığı tarımının (saha ve ağaç adedi itibariyle) halen en geniş ölçüde yapıldığı yer Türkiye’dir.

2- Bugün ençok Antepfıstığı mahsulü memleketimizde istihsal edilmektedir.

3- Antepfıstığı yetiştirilmesi ve inkişafı için; Türkiye’de geniş yabani ağaç sahaları mevcut olduğu gibi dikim suretiyle fıstık bahçeleri tesisine elverişli fazla miktarda arazide bulunmaktadır.

4- Memleketimizin, Antep fıstığı yetiştirilmesine elverişli olan 30-40 derece kuzey yatık meridiyeleri arasında bulunması, ayrıca GEN merkezlerinden en mühimleri olan ( AKDENİZ-ÖNASYA) İkilisinin birleşiminde, kapsül içerisinde oluşu. Bu sebeple tür zenginliği fazladır.

C. Antep Fıstığı Tarımının Özellikleri

1-Üretimden Mahsul Atımına Kadar Ki Devre

Antepfıstığı halen butum denilen fideleme usulü ile veya manengiç denilen yabani ağaçların aşılanmasından elde edilmektedir. Bu gün mahsul veren ağaçların %80’i yabani ağaçların aşılanması sonucudur. Güneydoğu Anadolu’nun tarımsal ürünlerinin başlıcası; üzüm, zeytin, buğday ve fıstıktır. Toprak normal yatırım ve kısır çalışmalarla fazla verim kabiliyetine elverişli değildir. Bu sebeple yakın geçmişte buğdaydan üzüm tarımına kolayca kayılmıştır. Bugün üzümün arzı telep seviyesini iki kat geçmiştir. Mahsul, tarımsal maliyetini 1/4 aşağısında değerlendirilebilmektedir. Üretici süratle üzüm tarımından fıstığa doğru kayma istidadı göstermektedir. Yapılan tahminler, bölgede 25 milyon mahsul veren, 15 milyon mahsul vermeyen ağaç bulunduğu merkezindedir. Her yıl üç milyon fidanın dikildiği Zirai Araştırma Enstitüsünden öğrenilmiştir. Bu duruma göre, 15 yıl içerisinde senelik ortalama 20 milyon kilo üretim mümkündür.

2-Mahsulün Ağaçtan Devşirilmesi Ve Zamanı

Fıstığın ağaçta olgunlaşma dönemi muhtelif yerlerde farklılık göstermekle beraber, umumiyetle Eylülün ilk haftası bütün bölge mahsulünün olgunlaştığı devredir.

Mahsulün devşirilmesi ve sergilenmesine Eylülün son haftasında başlanılmakta, 15 Ekim’e kadar devam edilmektedir.

Devşirme, elle ve sopalarla yapılır. Toplanan fıstıklar kurutulmak üzere toprak üzerine serilir. Sert kabuğun üzerindeki yumuşak kabuk kuruyuncaya kadar sergi kaldırılmaz. Kanaatimizce bu usul ilkeldir. Fakat, bugünkü imkânsızlıklar bu yolu tercih ettirmektedir. Fıstıklar, kurutulmuş reçineli yumuşak kabukla ambara konulursa, haşere reçineli kabuğa yaklaşamıyor. Bu durum, malın 4-5 sene bekletilmesine yardımcı olmaktadır. Ancak, fıstıklar satılırken, su havuzlarında ıslatılarak üstteki yumuşak kabuğun çıkartılmasında bazı aside reaksiyonlar olmaktadır. Bu reaksiyon neticesi tadda hafif bir bozulma olmaktadır. Bunun yerine, fıstıklar devşirilirken üzerindeki yumuşak kabuk hemen çıkarılır, haşereden masun fenni depolarda muhafazası yapılırsa tad ve rayiha aynen muhafaza edileceğinden, değerlendirilmesi de mümkün olacaktır. 1-4 defa düz veya kontr sürme imkânlara göre ayarlanmaktadır. Bakım düzeninin yürütülmesinde fıstığın verim periodisitesinin rolü büyüktür.

D. Tatbik Edilmekte Olan Üretim Metodları

Budama, belirli bir tekniğin icap ve sonuçlarına dayanmaz bahçelerin sürülmesinden sonra, en önemli işlem aşı yapılmasıdır. Fakat, budama ile ilgili olan bu işlemde henüz aşıların tutmuş olmaları ölçüsü içindedir.

Gübreleme, yeni ve çok az ölçüdedir. Hastalık ve zararlılardan korunması, henüz devlet mücadelesine katılma durumundadır. Devlet yardım savaşlarından da kısmen faydalanma çabaları görülmektedir.

Fıstık bahçeleri için yeni olan gübrelemenin istenilen sür’atle gelişmemesi, ahır gübresinin olmayışı, yeşil gübrenin kuru-sıcak ve zayıf topraklarda tatbikinin güçlüğü, kimyevi gübrelerin pahalılığı üreticinin tatbikata geçecek derecede gübrenin lüzum ve faydalarını bilmemesi, gübrenin uzun seneler sonra sonuç vermesi, fıstığın her yıl mahsul vermemesi, müstahsilin gübreleme için mali gücünün olmayışı, fıstık bahçelerinin çoğunlukla yarıcılıkla işletilmeleri sebepleridir.

Hastalık ve zararlıları ile savaşa mamaları da müşterek veya benzeri sebeplerle gelişememektedir.

Fıstık, mahdut bazı kültür bitkilerinde olduğu gibi erkeği ve dişisi ayrı ağaçlar halindedir. Fıstık plântasyonlarında dişi fıstık ağaçlarına göre belirli oranlarda erkek fıstık ağacı yetiştirilmelidir. Dişi fıstıkların mahsul verebilmeleri için, beslenmeleri kadar döllenmeye de ihtiyaç olduğu gereği üreticiye belletilmelidir.

Toplama elle yapılmakta, ağacın gelecek yıllar için hazırladığı mahsul toplama, üç ayaklı merdivenlerle yapılmaktadır.

Mahsul alışkanlıklarla biraz geç toplanmakta, meyvelerin kırmızı kabukları ayıklanmadan harmanlarda kurutulmakta ve ambarlanmaktadır.

Muhafaza yerlerinin yetersiz oluşu nedeni ile mahsulün bozulmamasını temin için bu şekilde ambarlamaya gidilmektedir.

Fıstık umumiyetle kavlak olarak piyasaya arzedildiğinden (dış kırmızı, etlimsi kabuğundan ayrılarak), halen kavlatma ameliyesi, zaman alan, maliyeti artıran, kaliteyi bozan, ilkel, suda ıslatılmak suretiyle şişirilip ayıklatılarak, kurutularak yapılmaktadır.

E-Antep Fıstığı Yetiştiriciliğinde İşletme Büyüklükleri Ve Bunların İstihsal Maliyetine Etkileri;

Antep fıstığı memleketimizin birçok yerlerinde yetişmekte ve zamanla gelişmeye elverişli bulunmaktadır.

Antep fıstığının yetişmesine müsait bölgeler, iller ve sahaların tetkikleri yapılmakta ve gerekli denemelere devam olunmaktadır. Bu arada, Türkiyenin en çok Antepfıstığı yetiştiren Güney doğu Anadolu Bölgesinde fıstık tarımına öncelik verilmektedir.

Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, diğer arazilerde olduğu gibi fıstık tarımımı yapılan yerler ya muayyen kimselere aittir ya küçük aile işletmeleri halindedirler veya sahipsizdirler.

Kısmen toplu halde sahipli bulunan fıstık arazileri çoğunlukla yarıcılık usulü ile işletilmektedir.

1. Yarıcılık Sisteminde İşletilen Fıstıklıklar:

Yarıcılık sistemi, memleketimizin hemen her yerinde, her tarım çeşidi için cari ve çok yaygındır. Yarıcılık sistemi, bölgelere, bazan illere ve hatta tarım türlerine göre farklılıklar göstermekte ise de esası benzerlidir. Asırlarca önce teşekkül eden

(Devam Edecek)