GREGUAR TAKVİMİ, RUMÎ TAKVİM, HİCRÎ TAKVİM

Tarihte muhtelif milletler muhtelif takvimler kullanmışlardır. Bu suretle birçok takvim nevileri meydana gelmiştir. Bunlardan bir kısmı, ancak zamanlarına münhasır kalmış, bir kısmı ise tekamül etmiş, zamanlarına yenilmemiş zamanı ihtiva etmiştir. Koparıp, bir göz gezdirdikten sonra sepete attığımız bu ömür yapraklarından bir tanesine dikkatlice bakmak mevzuumuzu kurcalamaya kafidir. Orada başlıkta ki takvim nevileri ile her zaman karşılaşırız. Şimdi bunları kısaca gözden geçirelim:

GREGUAR TAKVİMİ

1948 yeni yılımızın gösterdiği takvim sistemidir. Buna Efrenci takvim de derler. Bu takvim tarzında başlangıç Milâd olduğu için buna aynı zamanda Miladi takvim de denir.

Greguar takvimi Rumi (Jüliyen) takvimin islah olunmuş şeklidir. Eski Romalıların ortaya koyduğu ve Jül Sezar’nda islah eylediği Rumî veyahut ta Jüliyen takviminde bir sene 365 gün 6 saat kabul edilmişti. Halbuki hakiki sene 365 gün 5 saat, 48 dakika 48,7 saniye olduğundan arada 11 dakika ve 11.3 saniye fark vardır. Bu fark 1582 senesinde 10 gün kadar olmuştu. Yani Rumî sene, hakiki seneden geri kalmıştı. Hiristiyanların 1582 deki meşhur Pak yortusu 21 martta olacağına 11 marta rastlamıştı. İşte Papa Greguar bu farkı, Roma da toplanan bir dini meclisin kararile şu şekilde izale eyledi:

1582 senesi ekim ayının dördüncü günü, ekimin 15 inci günü olarak kabul edilmişti. Halbuki hakiki sene 365 gün 5 saat, 48 dakika 48,7 saniye olduğundan arada 11 dakika ve 11.3 saniye fark vardır. Bu fark 1582 senesinde 10 gün kadar olmuştu. Yani Rumî sene, hakiki seneden geri kalmıştı. Hristiyanların 1582 deki meşhur Pak yortusu 21 martta olacağına 11 marta rastlamıştı. İşte Papa Greguar bu farkı, Roma’da toplanan bir dinî meclisin kararile şu şekilde izale eyledi:

1582 Senesi ekim ayının dördüncü günü, ekimin 15 inci günü olarak kabul edilmekle takvimden 10 gün düşüldü. Keza, 1600,2000, 2400, 2800, 3200, 4000 yılları da kebise sayılmakla Rumî takvim ıslah edildi. Maamafi 4000 yılında gene bir gün fark edecektir.

Greguar takviminde, Milâdın takvim başlangıcı itibar edilmesi çok sonra olmuştur. Romalılar zamanında ve müteakip devirlerde takvime müteaddit başlangıçlar kullanılmıştır. Ezcümle, Konsüller sistemi, Diyokletiyen sistemi Dünyanın yaradılışı sistemi gibi..

Mesihi mebde, olarak takvime ilk teklif eden Rahip Deniş (525) olmuştur. Fakat nedense kabul edilmemişti, İki asır sonra Rahip Bedada ayni teklifte bulununca Milâd yavaş yavaş taammüme başladı. Nihayet Şarman zamanında 800 tarihlerinden itibaren resmen yürürlüğe girdi. Maamafi son asırlara kadar yine Avrupa’da eski sistem takvimler kaybolmadı. Ancak 19. asırdan sonradır ki Milâdî takvim beynelmilel şeklini alabildi.

RUMİ TAKVİM

Rumî takvimin esası Roma takvimidir. Bunun da müessisi Romamülüs olduğu söylenir. Roma takviminde sene 10 aya ayrılmış olup altısı 30, altısı da 31 gün idi. Takvim başlangıcı da Romülüs’ün hükümeti tesis ettiği M. E. 754 senesi idi.

Bu takvim bilâhare Romülüs’ün halefi Noma tarafından Yunanlılarınkine benzer bir şekilde tâdil edildi ve sene 12 ay oldu. Bu muaddel Roma takvimi de yine birçok karışıklıkları haiz olduğundan, Jül Sezar tarafından M. E. 46 yılında esaslı bir surette İslah edilerek ortaya Sezar’ın adına izafeten (Jüliyen) takvimi konulmuş oldu; İşte Rumî takvim dediğimiz de budur.

Jüliyen takviminde sene 365 gündür. Yalnız dört senede bir 366 dır.' Sene başı ocak olup ay müddetleri’de bugünkü gibidir.

Biz Rumî takvim sistemini pek tuhaf şekilde kabul eyledik. 1251 tarihine kadar Osmânlı devleti Hicrî kameri takvimi kullanıyordu. Fakat kat araziden alınan vergiler (Aşâr) güneş yılına göre hesap edildiğinden gelir ile gider arasında muvazene kurulamıyordu. 365 günde temin edilen gelir, 354 günde sarfedilmiş oluyordu. Bu yüzden, bir- şemsî takvimi esas tutmak icap ediyordu İşte bu zaruretle 1250 de Rumî takvim usulü kabul edildi. 1251 yılının martı sene başı sayılarak bu tarihten itibaren şemsî olan Jüliyen takvimi tatbik edilmeğe başladı, ki bu yeni takvime (Takvim-i malî) denildi.

Fakat bu pek acayip bir takvim olmuştu. Altı kaval üstü şişhane dedikleri neviden. Birinci kısmı tamamen Hicri ve kamerî, ikinci kısmı ise, ayları şemsî, yılı kamerî ve başlangıcı Hicrî (Eski Rumî) dedikleri bu takvim usulü zamanında, çok tenkide uğramış olduğundan buna ait sözümüzü burada kesiyorum.

Bu takvimi malî denilen nesne 1333 yılına kadar devam etti. Ancak 1332 senesi şubatının 16 ncı günü, 1333 senesi martının iptidası itibar edilmekle, Jüliyen usulüne göre yürüyen malî tarihle. Greguar usulüne göre yürüyen Milâdi tarih arasındaki gün farkı kaldırılmış oldu. 13 gün farkın kaldırılmasıyla Garp takvimine kısmen uyulduysa da sene başı tehalüfü henüz baki idi. Bu sebeple bir hamle daha yapılarak 1333 yılı 10 ay sayılıp ocağın başından itibaren 1334 malî yılı kabul edildi, İşte bugün takvimlerimizde gördüğümüz 1363 Rumî yılı bu takvime göredir.

Nihayet 26 aralık 1341 tarihi ve 698 numaralı kanunla Türkiye Cumhuriyeti dahilinde resmî devlet takviminde tarih başlangıcı olarak beynelmilel takvim mebdeyi Milâd kabul edilmiştir. 1341 senesi aralığının 31 inci gününü takibe den gün 1926 senesi ocak ayının birinci günü olmuştur.

KAMERÎHİCRÎ TAKVİM

Bu takvim şeklinde başlangıç Hicrettir. Hicretin 17 inci senesinde Ömer zamanında toplanan ashabı kiram, o zamana kadar kullanılan takvim şekillerini kaldırmış ve Hicreti, ittihaz eyledikleri kamerî takvime, başlangıç kabul eylemişlerdir.

Her kamerî yıl 12 aydan (354 — 355) gün ibaret olup hakiki yıldan 11 gün geri kalmaktadır. Bunda ay başları hilâlden hilâledir. Hilâlin tayini ancak rüyetle olur. Bu yüzden burada kebise mevzuu bahis değildir. Fakat İslâm heyetşinasları (Sene-i istilâhiye) namile başka bir kamerî sene kabul etmişlerdir. Sene-i istilâhiyede muharrem 30, safer 29 ve müteakı ben bir 30 ve bir 29 olup sene 354 gün itibar edilmiştir. Halbuki hilaller rüyet edilerek tesbit edilen hakiki kamerî bir yıl 354 gün 8 saat, .49 dakikadır. Şu halde bir Sene-i istilâhiye, hakiki sene-i kameriyeden her sene 8 saat 49 dakika kadar geri kalır ki bu da takriben 30 senede 11 güne bağlı olur. Binaenaleyh bu farkı yedirmek icap ettiğinden sene-i istilâhiyede kebise usulü caridir. Bu suretle hicretten itibaren her otuz senenin 2, 5, 7, 10, 13, 16, 18, 21,24,26, 29, uncu, senelerinin zilhiccelerine birer, gün zam suretile o sene 355 gün kabul edilmiştir. İşte kullunılan hicri takvim budur.