Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde, deve tellallık ederken, eşşek hamallık ederken, kara keçiler berberde, tombul kuzular çimende otlarken, o yalan bu yalan deveyi yuttu bir yılan pire üstüne binipte deveyi kucağına alan, bu söylediklerimin hepisi yalan.

Uzunca uzunca bir tane duvar varmış. Duvar deyip geçmiyelim. Tatlı sular dururken, acı sular içmiyelim. Zamanı gelmedikçe ekin mekin biçmiyelim. Bu masalı dinlerken kendimizden geçmiyelim. Neyse sözü uzatmıyalım. Yalan sözleri çok atmıyalım. Şarktan vurdum kılıncı garpten çıktı bir ucu, çok uzatmıyalım dedik bir daha deyelim. Hâkiyenin aslını biz şimdi görelim:

Vaktiyle zamanında bir uzun duvar varmış. Bu duvar durmadan uzarmış. Bir gün buradan bir boyacı geçerken duvarın uzadığını görerek şaşırmış ve duvara sormuş:

- Uzun duvar uzun duvar sen niye böyle uzuyorsun? Duvar cevap vermiş:

- Ben uzeym (uzuyorum) uzeym amma sıçanda beni oyuy (oyuyor) taman. Boyacı sıçana giderek sormuş:

- Oyuym (oyuyorum) oyuym amma pisikte (kedide) beni kapıyy (kapıyor). Boyacı pisiğe gidip sormuş:

- Pisik neden kapıyn (kapıyorsun)? Pisik cevap vermiş:

- Kapıym amma kapıym amma deynek de (sopa) beni dövüy (dövüyor). Boyacı deyneke sormuş:

- Deynek neden dövüyn? Deynek cevap vermiş:

- Dövüym amma, dövüym amma ataşda beni yakıy (yakıyor). Boyacı ateşe gitmiş ve sormuş:

- Ataş neen (neden) yakıyn? Ataş:

- Taman su da beni söndürüy (söndürüyor) demiş. Boyacı suya gitmiş:

- Su neen söndürüyn? (söndürüyorsun?) diye sormuş. Su cevap vermiş:

- Söndürüym amma inek de beni içiy (içiyor). Boyacı bu sefer ineğe gitmiş ve sormuş:

- İnek sen niye bu suyu içiysin. İnek cevap vermiş:

- İçerim de içerim de hemde doyanaca içerim demiş.

Not: Bu masal Gaziantep Lisesinden Mehmet Kelleci, Salim Calp, Solmaz Kasapoğlu, Halil bakırcı, İbrahim Özbağcı tarafından derlenen masallar Avukat Hulûsi Yetkin tarafından bir araya getirilerek yeniden yazılmıştır. Parantez içinde mahalli kelimelerin karşılıkları gösterilmiş ve cümle kuruluşları aynen muhafaza edilmiştir.