Tilbaşar kalesi Gaziantebin yirmi beş kilometre cenubunda Tilbaşar köyü ile Mezraa köyleri arasında ve Sacur suyu üzerinde beyzi bir şekilde yapılmıştır. Böyle beyzi şekilde kalelere az tesadüf edilir. Yüksekliği şimdiki duruşile yeryüzünden 20, kaide uzunluğu 400-500, eni 70-80 metre kadardır. Bu kalenin Etiler devrinde bina ve inşa edildiği kuvvetle muhtemeldir. Bu husustaki görüş ve kanaatimi aşağıya yazıyorum:

“Til... Arapça tepe, beşarda beşaretten geldiğini her ne kadar iddia edenler varsa da, bunun aslı Tilbe-şar olsa gerektir. Ve bu kelimelerin de Etilere ait birer kelime olduğu istidlal edilmektedir.

“Tilbaşar’’ ın da Etiler devrinde yapıldığı, ya bir kahraman ve ya bir prens adile yad edildiği kanaatındayım.

Kalenin müstesna bir şekilde yapılışı, görenlerin dikkat nazarlarını kendisine çekmektedir. Şarktan garbe doğru beyzi (söbü) halinde uzamaktadır. Cenuba müteveccih olan kapı yıkılmıştır. Kapının ağzındaki taşlar Bizans mimar sanatını taşımakta ise de aşağıya yuvarlanan bazı büyük taşlar Etilerin ölmez sanat kudretini muhafaza etmektedir ki bu iki medeniyet sanatının çarpıştığını ve Eti sanatinin mağlup olmadığını ve yaşadığını görmekteyiz.

Kalenin şimal kısmı Sacur suyuna dayanmaktadır. Bundan yirmi beş sene evvel Kale kapısını kazarak içerisine girenlerden birisile görüştüm. İçerisinin bedestanların inşa tarzı gibi kemerli (kap) lı olduğunu ve pek ileri gidemediklerini, bazı yerlerde kapların çöktüğünü ve çok büyük bir mük’ap şekilde siyah bir taşın altında belki bir şeyler buluruz ümidile geceleyin çok uğraştıksa da yerinden bir santim olsun kaldıramadık diye ifade etmiştir.

Kalenin etrafında yıkılmış ve topraklar altında kalmış bir sur enkazı göze çarpmaktadır. Sur, tam bir daireye benzemekte ve nısıf kutru 800-1000 metre tahmin edilmektedir. Kale, asıl dairenin şimal cihetine ve sacur suyu kenarile arasında mesafede 500-600 metre kadardır.

Kalenin cenup ve garp tarafı, düz ovadır. Şark tarafı mezraa Kerin sırtlarına yakındır. Şimal tarafı ise kaleden takriben 3 kilometre mesafede Karataş sırlarına nazırdır. Kalenin şimal üst kısmında yıkılan burçların temel taşları mevcuttur.

Kalenin iç kısmındaki kemerlerin bedestan biçiminde oluşuna şu iki sebep başlıca amil olduğu kanaatındayım:

1— Sığnak, depo, ambar ve o zamanın herhangi ihtiyaçlarını karşılamak

2— Kalenin üst kısmında ki burçların temellerini bu birinci kısımdaki kemerlere istinat ettirmek ve müstahkem birer müdafaa mevzuları olan bu burçların çabuk yıkılmamasını temin maksadile yapıldığı kanaatındayım.

Kale dış taraftan yağmurların tesirile bu bedesten şeklindeki kayalar kemerleri muhafaza etmek için birer çenber gibi harçlı ve harçsız bir takım duvarlar vardır. Bunların araları taşla ve toprakla doldurulmuştur. Bazı kalelerde de aşağıdan yukarıya kadar kalenin her tarafı döşeme taşlarla döşenmiştir ki bu da kolayca yukarıya çıkılamaması ve toprakların yağmur tesirile aşağıya akıp kaymaması için olsa gerektir. Bu döşeme taşların eserleri Antep kalesinde elan bile görülmektedir. Bundan üç dört serte evvel de yağmurların tesirile açılan bir delik, Antep ve Siverek kalesinin iç kısmının böyle kaplı olduğunu gören pek çok arkadaşlar vardır. Etilerin inkırazından sonra Tilbaşar kalesi de yıkılmış, Bizanslılar tarafından istifadeli bir şekle getirilmişse de Haçlı seferleri sıralarında tamamen yıkıldığı çok muhtemeldir.

(Başpınar' dan) 1944

Fotoğraf: (1892 yılında Gaziantep’te yüzü açık ilk defa fotoğraf çektiren kadın Türk verdünü Gaziantep isimli eserin mütercimi Meciddin Bey’in annesi olmuştur)