1076 Malazgirit zaferini takiben, Selçuklu kumandanlarından Süleyman Şahin kumandasındaki Türk orduları tarafından işgal edilen Gaziantep iline, 1084-1085 yıllarında başlamak üzere, büyük kütleler halinde Türk boyları yerleştirilmiştir. Onbirinci asrın sonunda, Gaziantep ili baştan başa bir Türk yurdu baline gelmiş bulunuyordu. Büyük Selçuklu İmparatorluğunun takip ettiği siyaset ve cereyan eden olaylar, Selçuklu kumandanlarından Süleyman Şahın kumandasındaki Türk orduları ta rafından işgal edilen Gaziantep iline, 1084-1085 yıllarında başlamak üzere, büyük kütleler halinde Türk boyları yerleştirilmiştir Onbirinci asrın sonun da, Gaziantep ili baştan başa bir Türk yurdu baline gelmiş bulunuyordu. Büyük Selçuklu imparatorluğunun takip ettiği siyaset ve cereyan eden olaylar, Gaziantep ilinin güneyindeki Halep çevresi ile Doğudaki Güneydoğu bölgeleri ne, büyük Türk kütlelerinin buralara yerleştirilmesi mümkün olamamıştı. Gaziantep Türkleri güneydeki komşu Arap kültürü ile Doğudan gelen İran kültürü ile 9 asır süren çetin bir savaş vermekte, Arap ve İran kültürlerinin Anadolunun içlerine doğru ilerlemesine engel olan büyük bir set vazifesi görmektedir. Başka bir değişle, Gaziantep ili ve çevresindeki Türk boyları, Anadolu Türk lerinin güney Kültür kalesidir. 9 asırdır Gaziantepte bulanan kültür ve millî eğitim müesseseleri Cumhuriyet devrine gelinciye kadar, az çok kendine has bir kültür ve millî eğitim politikası gütmeyi başarabilmişler ve millî varlıklarını koruyabilmişlerdir.

1096-1270 yılları arasında Haçlı seferleri sırasında, Antakya Hıristiyan krallığı, Urfa ve Maraş hıristiyan kontluklarına karşı, Halep Atabeyleri idaresinde Gaziantep Türkleri ile birleşerek varlıklarını korumuşlar, Antepte birçok meşhur medreseler açarak değerli elemanlar yetiştirmesini başarmışlardır.

1242-1516 yıllarında Memlüklü Türk hükümdarları idaresinde yaşıyan Gaziantep Türklerinin iç işlerine Memlüklüler müdahale etmemişlerdir. Gaziantepliler, Memluk ordularında vazife alarak Kilikya Ermeni devletinin ortadan kaldırılması savaşlarında büyük gayret göstermişlerdir. Memluklular devrinde Gaziantep şehri, büyük bir kültür merkezi haline gelmiştir. O zaman ki eserlerde Gaziantep’e (Küçük Buhara) denilmektedir. Bu devrede Gaziantep medreselerinden çok değerli bilginler yetişmiştir. Meşhur Fi Tarihi Ehlizaman isimli dünya tarihi yazan Bedrettin Aynî bu devirin bilginidir. Antep medreselerinde yetişen din bilginleri, Türk kültürünü, Arap kültürünün istilasından koruyacak şekilde İslâm hukuku kitaplarını şerh etmişler, Türk kültürünün gelişmesine hizmet etmişlerdir.

Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlı imparatorluğuna katılan Gaziantep ilinde mevcut medreseler ve kütüphaneler bilhassa onaltı ve onyedinci yüzyıllarda çok değerli bilginler yetiştirmiştir. Gaziantep şer’î mahkeme sicillerindeki kayıtlardan Gaziantepte yüzden fazla kütüphane ve medresenin faaliyet gösterdiğini anlamaktayız. Şer'î siciller de, sık sık o zamanki üniversite seviyesindeki yüksek okulların öğretim üyelerinin fikir ve sözlerine, cemiyete yön veren davranışlarına rastlamaktayız. Osmanlı imparatorluğunun zayıf bulunduğu yıllarda birçok Arap ve Kürt aşiretlerinin saldırısını def etmek zorunda kalan Gaziantep çevresi Türk aşiretleri arasında, zamanla millî bir edebiyat meydana gelmiştir. 400 yıl müddetle aralıklarla devam eden çarpışmalar sonunda yazılan yüzlerce destan, türkü, hâlâ halk arasında yaşamaktadır. Arap ve Kürtlerle ardı arkası kesilmeyen savaşlar, Gaziantep bölgesi Türklerini millî konularda çok hassas yapmış, dinî İlâhilerin dahi Türkçeleştirilmesini, Medreselerde Türkçenin hakim dil olması sonucunu doğurmuştur. Gaziantep bölgesinde Çarpınlı Şeyh Ahmet, Hasan Aynî, Mütercim Asım gibi Türkiye çapında meşhur lügatçilerin yetişmesini sağlamıştır. Bu lügatçiler eserleri ileTürkçenin bilhassa Arapçadan asla geri bir dil olmadığı, ayrı bir kültür dili olduğu fikrini savunmuşlardır. Kilisli Muallim Rifat Bilge, Necip Asım Yazıksız gibi Türkiye çapında meşhur Türkçüler, Kaşgarlı Mahmut Dede Korkut masallarını son asır Türk dünyasına yeniden tanıtmışlardır.

Ondokuzuncu asırda Antepte Ermeni azınlığı Millî eğitim çalışmalarına büyük önem vermiş, Hıristiyanlar, Amerikan Kız koleji, Tıp fakültesi gibi adlar altında 7 büyük yüksek okul açmışlardır. Bu okullarda binlerce öğrenci tahsil yapmıştır. Gaziantep bölgesi Tütkleride millî varlıklarını korumak için 1881 yılında başlamak ve gittikçe gelişmek şartı ile (Maarifi Mahalliye) ismi altında bir özel milli eğitim teşkilatı kurmuşlardır. Kurtuluş savaşında Maarifi İslamiye ismini alan bu teşkilat Antepte ilk okul sayısını ona yükseltmiş, Ferhadiye, Süleymaniye, Lohan, Osmaniye isimli yeni okullar açmış, yetim mektebi ve Rüştiye kurmuştur. Türk halkının çok geniş maddi yardımları ile zenginleşen Maarifi islamiye cemiyeti, 1926 yılında vilayetçe darmadağın edilmiş, okulların devlet tarafından yapılacağı ve yönetileceği fikri savunulmuş, halkın millî eğitim çalışmalarına yardım etmesi engelenmiştir. Cumhuriyet hükümetleri ilk yıllarda Cemiyeti islamiye cemiyetinin feshinden doğan boşluğu dolduramamış, Gaziantep uzun yıllar okulsuz kalmış, Gaziantep ili okuma yazma oranı bakımından Türkiyenin en geri kalmış vilayetlerinden biri haline gelmiştir.

Halep salnamelerinde Gaziantep şehri maarif durumu hakkında geniş bilgi vardır. Bir fikir vermek için 1905 yılındaki şehirdeki durum şöyle idi:

Öğretim Yılı:

Okul Sayısı:

Öğretmen Sayısı:

Öğrenci Sayısı:

1904-1905

27

248

3.289

Cumhuriyet devrinde Gaziantep ilindeki ilk okul durumu şöyle bir seyir takip etmişti:

Öğretim Yılı:

Okul Sayısı:

Öğretmen Sayısı:

Öğrenci Sayısı:

1923-1924

63

106

2.694

1937-1938

76

172

8.614

1957-1958

193

369

27.889

1967-1968

435

1.550

67.842

Cumhuriyetin ilk yıllarında Gaziantep şehrinde bir tek ortaokul vardı. Gaziantepte ilk lise ancak 1933 yılında açılmıştır. Gaziantep Erkek sanat enstitüsü binası 1945 de, Ticaret lisesi ve Kız ortaokulu 1949 da, Gaziantep Kız enstitüsü 1954 yılında faaliyete geçebilmiştir. Gaziantep ilinde 1966 yılında orta dereceli okulların sayısı 21 adede, öğretmen sayısı 381 e, öğrenci sayısı 12.521 kişiye yükselmiştir.

Gaziantep kamu oyu bir an önce Gaziantepte yüksek öğrenim müesseselerinin kurulmasını arzu etmektedir. Bu konuda bir de dernek kurulmuştur.

Hulusi YETKİN