Arkeolojik araştırmalar göre: Gaziantep ili insanlığın Taş devrinden beri yerleşipyaşadığı önemli topraklarından biridir. Taş, kalkelojik, Bakır, Eti, Mitani, Asur, Roma, Bizans devirlerine ait eserlere bölgenin her yanında rastlanmaktadır. Mezopatamya’nın bir parçası sayılması gereken Gaziantep zaman zaman (Hindistan, Çin, Avurpa), (Avrupa, Afrika), (İran, Akdeniz) yolları üzerinde bulunmuştur. Halen Gaziantep, İran, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu, Akdenize en yakın liman olan İskenderun’a bağlıyan, ana yollar üzerinde bulunmaktadır.

M.Ö. 1200 yıllarında Orta Anadolu’da Eti Devleti yıkıldıktan sonra Torosların doğusunda kurulmuş olan Küçük Eti devletçiklerinden Kummuhi Devleti hudutları içinde kalan Gaziantep Bölgesi M. Ö. 799’da bu devletçiğin Asurlular tarafından ortadan kaldırılmasıyle aynı ad altında bir il olarak bu devlete bağlandı Asur idare merkezi Dülükte idi.

M. Ö. 545’de Pers İmparatoru Kiros Bölgeyi zaptetti Bunlarında merkezi Dülükte idi. Büyük İskender’in Pers devletini yıkmasından sonra eski ananeye bağlı olarak Konmagene Mahalli Krallığı kuruldu. Bu kerre merkez Samsat idi. Dülük şehri ise dini önemini muhafaza etti. M.S. 72’de doğudan Roma İdaresine bağlı olan Suriye’ye eklendi. Roma İmparatorluğu’nun batı ve doğu diye ikiye ayrılmasından sonra Bizans hakimiyetinde kaldı. Hazreti Ömer zamanında Gaziantep Bölgesi İslâm Orduları tarafından zabtedildi. Abbasi hükümdarı Harun Reşit zamanında Bizansa karşı kurulan hudut şehirlerinde (Avasım Şehirleri) denilen önemli merkezler Gaziantep bölgesinde de kuruldu.

1071 yılında Malagirt Savaşı’ndan sonra Selçuk Türkleri Gaziantep Bölgesine devamlı olarak yerleştiler.

Gaziantep bölgesini yeniden ele geçirmek isteyen Bizans ve Haçlı orduları, İslamlara karşı birçok saldırılarda bulundular. Birkaç asır devam eden bu saldırılar sonun da zaman zaman kısa süren Bizans ve Haçlı hakiyetleride kuruldu. Neticede bölgede Selçuk Türkleri çoğunluğu sağladılar.

M.S. 1270 de Moğol istilasına uğrayan Gaziantep ili Moğol istilasını takiben Mısır Hükümdarı Tahir Baybora zamanında Mısır hakimiyetine girdi. Daha sonra merkezi Maraşta bulunan Dülkadir beyliği Gaziantep ilinede hâkim oldu. Bu sırada önemini kaybeden Dülük, 1398’de merkezlik ödevini gelişen Gaziantep şehrine terketti. Dülkadir Beyliği zamanında Gaziantep, baştan başa Türklük dünyasının bir parçası haline geldi.

Bu arada Timur istilasına uğradı. Mısır Memlukları hakimiyetinde kalan Gaziantep halkı, Anadolu’da hızla gelişen Osmanlı Devleti’ne karşı büyük sempati duyuyordu. Osmanlı Hükümdarı Yavuz Sultan Selim 1517 yılında Gaziantep bölgesini savaşsız ele geçirdi. Bölgenin güneyinde Türk-Arap Kültür sınırının geçtiği Mercidabık’ta yapılan savaşta Mısırlıları kesin yenilgiye uğratan Osmanlılar bölgeye yerleştiler. Gaziantep, Maraş eyaletine bağlı bir sancak merkezi oldu.

1790’da Celalilerin taarruzuna uğradı. Osmanlı Devleti zayıfladıkça çeşitli iç karışıklıklara sahne oldu. 1818’de Halep Vilâyetine bağlandı. 1833-1839 yıllarında Mısırlı Mehmet Ali Paşa ordularına karşı özel bir savaş teşkilatı kurarak direndi, Türk Kültürünü savundu. 1913’de müstakil Sancak haline getirildi. 15.01.1919 da İngilizlerin, 05.11.1919 da Fransız işgaline uğradı. Fransız iş galine karşı geçici bir küçük devlet teşkilatı kuran Gaziantep İli Türkleri, istilaya karşı başarı ile direndiler. Yeni kurulan Ankara Hükümetini baş tanıdılar. 1921 yılında Türkiye Cumhuriyetine katıldılar. Gazi unvanı alan Gaziantep, 1924 yılın dahil olmuştur.

Cumhuriyetin ilk yıllarında savaşlarda aldığı yaraları saran Gaziantep, 1946’da çok partili devreye girildikten sonra büyük gelişme göstermeye başlamıştır.

H.Y