(Sayı 11 den Devam)

Tarihi Belkis Köprüsü:

Belkis şehriyle Urfa topraklarını biribirlerinden ayıran Fırat suyunu geçmek meselesi bu havalide geçmişte yaşayan birçok millet ve devletler ve milletler içerisinde köprü yapmak işi bundan yüzlerce yıl önce Belkis şehrinde yaşayan insanlara kısmet olmuştu. Belkisliler şimdiki Belkis köyü ile köyün batı kısmında olan Hakim deresi arasında kalan Fırat suyu üzerine çok muazzam bir köprü kurmuşlar. Kurdukları köprünün üzerinden bir çok devletlerin askerleri seferlere gidip gelmişlerdir. Meşhur köprünün yıkıntı ve kalıntıları Belkis şehrinin naçiz bir hediyesi olarak hala yaşamaktadır. Fırat suyu üzerinde muazzam köprü yapmak yalnız Belkislilere nasip olmuştur. Şimdiki Birecik köprüsü ise Türkiyenin en büyük ve sağlam beton köprüsüdür. 716 metre uzunluğundadır. Bu iki köprüden önce Fırat suyundan geçmek sal ve kayıklarla yapılırdı.

Belkis Köylerinin Belkis Harabelerinden İstifadesi:

Belkis köyünde yüze yakın ihtiyar ve gençle konuştum. Bunların hemen hemen hepsi Tarihî Belkis harabeleri hakkında sıhhatli malûmat ve rivayetleri yoktur. Muhtelif vesilelerle buldukları asarı atika sayılan tarihi eşyaları incelemek ve fikir yormak külfet ve zahmetine katlanmamışlardır. Sadece topraktan çıkan antikaları bir kaç kuruş mukabilinde satmak ve her ne sebep ve saikle olursa olsun temin edilen sebep ve saikle olursa olsun temin edilen eşyaları çarçabuk paraya tahvil ettirmek zihniyeti hâkim olmuştur. Yüzlerce yıldanberi kurulan Belkis köyünden bir tek tarih sever çıkıpta topraktan çıkarılan eşyaları bir oda temin edipte müze kabilinden muhafaza etmek hiç bir kişinin hatırına gelmemiştir. Satabildikleri yükte hafif pahada ağır kabilinden antikaları hemen satmışlardır. Yükte ağır pahada hafifleri ise evlerinin temellerine taş kabilinden koymuşlardır. Hele bir kaç evde gördüğüm durum ise benim tuhafıma gitti. Resimlerle süslü tarihî taşları avlularının ortasına koyarak yaz günleri sandalye, kış günleri ise kova ve küleklerini üstlerine oturtarak yağmur suyundan istifade aracı olarak kullanıyorlardı. Bir kısım insanlar ise tarlasını sürerken kaldırıp eve getiremediği antika taşları ya kullanılmaz yada tanınmaz bir hale getirmek için bir kaç balyoza kurban etmiştir.

(Devam edecek)

Mehmet SOLMAZ