Müzelerdeki tarihi eserlerde maddeleşmiş tarih diyen alim ne kadar haklı söylemiş. Tarihi hakikatların tarihi isbatı olan eserleri incelemek ve aziz okuyucularıma tanıtmak tecessüsü bende pek fazla olduğundan aşağıda tasrih ve tavzih ettiğim tarihi Belkıs incelememi sunacağım.

Mayıs ayı ortalarına doğru Nizip kazasından öğleyin saat 12 sularında Bireciğe gitmekte olan külüstür bir otobüse binerek Nizip’e 5 km. mesafede olan Kefertut (Torun Mahmut) köyünde meşkûr otobüsten inerek yaya yürümeğe başladım. Tahminen Belkıs harebelerinin bulunduğu Belkıs köyüne bir saat yürüyüşten sonra köye vardım, geceyi köy halkının Tarihi Belkıs harabelerine ait rivayet kabilinden ve bazı münevverlerden duydukları yarı yamalak hakikatlara ait müsahabelerini can kulağı ile dinledim. Sordukları sorulara ait cevapları kendi bilgi kapasitem dahilinde tenvir etmeğe gayret gösterdim. Bittabi bu konuşmalar pek uzun sürdü. Çünkü senelerden beri o köyde yaşıyan bazı ihtiyarlar, Belkıs harabelerinden şimdiye kadar çıkarılan ve bazı göz açık para hırsı hâkim olmuş sayısı bir hayli kabarık tarihi eserleri; Belkıs harabelerinde bulunan mezar, mağara, su yolu, kuyu gibi yerlerden birinci Cihan harbi ile İstiklâl harbi arasındaki yıllarda çıkarılan ve değeri çok kıymetli olan, kitabe, testi, ziynet eşyaları, heykel, çeşitli bakır paraları, yüzük kapları, camdan mamul çeşitli eşyalar vs. gibi eserleri cüzî bir para mukabilinde Suriye’de mukim bazı antikacılara sattıklarını köy halkının genci ihtiyarı içleri sızlayarak anlata anlata bitiremiyorlardı.

(Devam edecek)

Mehmet SOLMAZ