Eldeki ansiklopedik kaynağımız olan Kamusül alem (4-2563) tasavvuf yolarından (Sadiye) tarikatının kurucusu olarak bir (Sadettin Cubavi) den haber verir. Fakat bu zatın lakabı olan (Cubavi) nisbetinin Kudüsle Havran arasındaki (Cubba) şehrinden dolayı verildiğini de açıklar. Ayrıca İranın (Ahvaz) ülkesinde de bir Cubba bulunduğunu beyanına ekler. Bir çok örnekleri verilmesi mümkün olan bu Cubalar, belki de oralarda vardır veya yoktur, bu bir mes’ele teşkil etmez. Yalnız Kudüs ile Havran arasındaki Cubbanın (Şam) da olduğunun açıklanması bizi daha ayrı metodlarla aslını araştırmaya sürüklemektedir, şöyleki:

Bilindiği üzre eski yazarlar, Şam kelimesiyle Suriyeyi ve Suriye kelimesiyle de Şam bölgesini kasdetmişlerdir. Çünki her iki tabir de ayni bölgenin ayrı ayrı adıdır. Ne ise, şu hole göre (Cubba) adiyle tarihe ve ansiklopedik eserlere geçmiş olan yer ikidir. Bunun üç ve daha fazla yerlere de ad olarak verilmiş olacağını kim red edebilir? Bu münasebetle biz de diyoruz ki bizim de bir (Cuba) mız vardır. Ancak bizim cubamız, yanyana iki (be) sesli cubba değil, tek (be) sesli (cuba) dır. Bu da eski bir erginimizin lakabını gösterir Saadeddin Cubavi.

Bu gün herkes tarafından kabul edildiğine göre, bu zatın mezarı (Birecik) kalası içerisindedir. Biz de bu türbeyi, vaktiyle ziyaret etmiş bulunuyoruz. Sadeddin Cubavî’nin nisbet (nesep değil) silsilesi bir kaç derece yukarıdan (Şeyh Ebubekri Nessac) a kavuşmaktadır. Bizim Şeyh Ahmed Gazalinin nisbetide bizzat bu zattandır, yalnız Sadeddinin nisbeti, Şeyh Ebu Bekri Nessacdan sonra, (Şeyh Ebülvefa İbrahim) den ayrılmaktadır.

Ahmed Gazali, biza Ebubekri Nessacdan feyz almış olduğu halde Sadeddin Cubavi bu nisbet feyzini Ebülvefa İbrahim Bağdadiden gelen rehberlerden Şeyh Abdullah Şehbaninin kudsi nefesinden almıştır. Buna mukabil bizim Gazalimiz de Saiye tarikatı erenlerinden Ebülvefa İbrahim Bağdadi ile, yine şazeliye tarikinin kurulmasına sebeb olan Şeyh Ebül Fadl İbrahim Bağdadi ile, şeyh Neccacın halifesi bulunuyordu. Görülüyorki nisbet bağları neticede ayni olan Gazali ile Cubavi arasında bir silsile ve tarik farkı vardır. Demek ki bu Sadeddin Cubavi menşe bakımından Çuhalıydı. Burada doğmuş, gelişmiş ve sonra, feyz arayarak Şeyh Abdullah Şeybaniyi bulmuş ve onun eline yapışmıştır. Bir müddet onun hizmetinde bulunduktan sonra ana yurduna dönmüş isede, tarikat feyzini yaya bilmek için Cabadan daha üstün olarak Bireciği bulmuş ve orada yerleşmiş ve ruhaniyet tohumlarını oradan yaymıştır. Kanaatımızca Sadiye tarikinin kurucusu olan bu zat Kamusül âlâmın gösterdiği Cubbalı değil, ancak bizim cubalımızdır.

Şükrü ERDOĞAN