Gaziantep Esnaf ve Sanatkârları Sesi gazetesinin 11 Aralık 1957 tarihli sayısında (Ne yapalımda tanıtalım) isimli bir yazı yayınlandı. Bu yazıda, Şehrimizin Nüfusunun yüzellibine doğru hızla ilerlediğini, şehrimizde iş sahalarının çeşitli ve çok olduğundan hariçten gelip yerleşenlerin gittikçe fazlalaştığını, nüfus arttıkça ihtiyaçların da hızla arttığını, şehrimizin ileriden beri bir sanat ve iş merkezi olduğunu, hiçbir tarafta olmuyan sanat çeşitlerine ve meslek türlerine burada rastlandığı hakikatlerini açıklıyor. Vaziyet böyle iken iş başında bulunanların şehrimizi bir türlü tanımadığını bir misalle anlatıyor. Şehrimizde 19 adet lastik kaynak atelyesine 500 kilo kauçuk verildiğini, diğer taraftan iki veya üç lastik kaynakçısı bulunan vilayetlerimize de üç veya beş ton kauçuk tahsis edildiğini bildiriyor. Makalenin son kısmında, Belediyenin, Ticaret Odasının, esnaf teşekküllerimizin bütün çırpınmalarına rağmen, bir türlü acı hakikatleri iş başındakilere duyuramadıklarını açıklıyor.

Hakikaten iş basında bulunanlar, şehrimizi bir türlü tanımıyorlar. Bu gün nasıl tanımıyorlarsa, eskiden iş başında bulunanlar da bu şehri tanımazlardı. Şehrimizin bu kara kaderidir. Daima bir kasaba muamelesi görür... Eskiden beri bizi tanımıyorlar diye, iş başında bulunanlara gücenir daima dert yanar dururuz. Şehrimizi tanıtmak için, kendilerini tanıtanların gittiği yoldan gitmeyiz. Bu yol nedir? Evvelâ iş başında bulunanlardan bahsedelim.

İş başında bulunan insanlar kimlerdir? Devlet idaresinde vazife alan, iş başında bulunan insanların çoğu; lise, üniversite mezunu olup tahsilli kimselerdir. Dünyanın her tarafında ve her zaman işbaşına tahsilli kimselerin getirilmesi âdet olmuştur. Bizim, tahsil görmüş münevverlerimiz okullarda yetişirken, kütüphanelerden faydalanırken, kitap gazete ve dergi okurken, Gazianteple ilgili en ufak bir bilgiye raslıyamadıklarından, Gaziantebden habersiz olarak yetişirler. Gaziantep, münevverlerimizin zihnine küçük bir Anadolu şehri diye yerleşmiştir. Bu insanlar işbaşına gelince, bir küçük şehre nasıl muamele yapılması gerekiyorsa, onu yapıyorlar. Bu idarecilere kızmaya hakkımız yoktur. Gerçekten şehrimizle ilgili kitaplar birçok kütüphanelerde yoktur. Kitapçılardan Gazianteple ilgili dergi ve kitap arasanız bulamazsınız. Şehrimizin esnaf ve sanatkarlarından bahseden kitaplar ise hiç yoktur.

Hülâsa: Gaziantebi seven, Gaziantebi öğrenmek isteyen bir şahsa dahi; şehrimizi tanıtacak kitaplar ve mecmualar vermekten aciz bulunuyoruz. Gaziantebli Gençlerimiz bile içinde doğduğu büyüdüğü şehri tanımadan yetişiyorlar. Şehrimizi tanımadan yetişen Gaziantebli münevverlerimiz, hem şehrilerine yardımcı olamıyor, dertlerini anIıyamıyor.

Münevverlerimize şehrimizi tanıtmak için ne yapmalıyız? Şehrimizden, tüccarımızdan, esnafımızdan, sanatkârlarımızdan bahseden dergi ve kitapları bastırmalıyız. Münevverlerin yetiştiği okullara, kütüphanelere, gazete ve dergi yazıhanelerine, Bakanlıklara, Devlet Dairelerine, tanınmış aydınlara göndermeliyiz. Ancak bu sayede, iş başındakiler ve münevverler Gaziantebi daha iyi tanıyacaklarından, seveceklerinden, dertlerimizi de kolaylıkla anlayacaklardır.

Gaziantebin eskiden beri belkemiğini tüccar, esnaf ve sanatkârlar sınıfı teşkil etmiştir. Gaziantep bir esnaf ve sanatkârlar şehridir. Maalesef eskiden beri bu zümre kültürel hareketlere ilgisiz kaldığından, kültürel alanda bir şey yapılamamıştır. Aydınlarımıza iş başındakilere Gaziantebin sesi duyurulamamıştır. Bundan en ziyade yine esnaf, tüccar ve sanatkârlarımız zarar görmüştür.

Gaziantep Kültür derneği şehrimizi tanıtmak maksadı ile bir Kültür ve Yayın Şubesi kurmuştur. Bu şube Gaziantep Kültür isminde bir dergi yayınlamıya başlamıştır. Bu dergiyi geliştirerek, münevver mühitlerde şehrimizin bir temsilcisi yapmıya çalışacağız. Şehrimizi tanıtmak maksadile kitap neşriyatına da başlamış bulunuyoruz. Esnaf dernekleri gibi teşekküllerimiz bize birkaç yüz lira maddî yardımda bulunurlarsa, bu derneklerimizi ve iş kollarımızı tanıtan kitaplar meydana getirebiliriz. Her tüccarımız, sanatkârımız, esnafımız senede üç beş lira Kültür Derneğine yardımda bulunsa, Gazianteple ilgile senede en az on, onbeş tane kitap yayınlamıya muvaffak olacağız.

Tüccar ve esnafımız bizim bu teşebbüsümüze yardım etmezlerse, Belediyemiz, Ticaret odamız, esnaf teşekküllerimiz senelerden beri yaptıkları gibi, çırpınmalarına devam etseler ve hatta Ankaraya hergün gidip gelseler yine bir türlü acı hakikatleri işbaşındakilere duyuramıyacaklardır. Bu çıkmaz yolu terkederek, hep beraber, işini yürütenlerin yolundan yürüyelim.

Avukat Hulûsi YETKİN

Gaziantep Kültür Derneği

Kitap ve Dergi Yayın Kolu Başkanı