Şarkın mistik felsefesi içinde bu hâleti ruhiyenin ve bu akidenin büyük rolü vardır. Bütün olayları ancak kendi nefsine taalluk ettiği zaman mütalâa eden ve harekete geçen bir ferdin muhakkak ki cemiyetteki rolü sıfırdır.

Memleketimizin menfaatlarına taalluk eden küçük hadiselerden, muvaffakiyetlerden örülerek büyük bir varlığın çıkmasına nasıl yabancı kalamazsak küçük gerilemeler, tereddiler suç teşkil eden olaylara da aynı şekilde (adam sen de, nema lâzım) diyerek seyirci kalamayız. Bu bir karhadir. İçtimaî varlığımızda bu (neme lâzım)cılık şüphe yok ki geniş ölçüde mürakabesizliği yaratmaktadır.

Birbirimizin kırıcı münekkidi değil, hayrıhah, uslandırıcı, samimî, murakibiyiz. (Adam sen de, neme lâzım) yok. Cemiyetin hayatına, mukadderatına tealluk eden herşeyde serbestçe söylemeli, serbestçe münakaşa etmeliyiz. Olayları bütün açıklığı ile ortaya dökmek cesaretini göstermeliyiz. Şarkın bu mütevekkil ve boynu bükük akîdesini gömmeliyiz. Zira zamanı çoktan geçmiştir.

Turgut TURHAN