5 Aralık 1962 günü Gaziantep’i ziyaret eden Millî Eğitim Bakanı Şevket Raşit Hatipoğluna, Gaziantep Kültür Derneği tarafından bir muhtıra sunulmuştu. Kültür Dergisinin Aralık 1962 sayısında aynen yayınladığımız bu muhtırada: Doğu ve Güney Doğu Anadolumuzda dil birliğini sağlamak için Millî Eğitim politikasının değiştirilmesi tezini savunmuştuk. Bu muhtırada: Gaziantep Bölgesinin, Doğu ve Güney Doğu Anadolu halkının dilbirliğini sağlıyacak elemanların yetiştirilmesinde bir kültür merkezi yapılması gerektiğini belirtmiştik. Bu yazımızda ise T. C. Devlet istatistik Enstitüsü yayınlarından aldığımız istatistik bilgilerle Dernek görüşünün doğruluk derecesi üzerinde duracağız.

Devlet İstatistik Enstitüsü yayınlarından olan, 950 genel nüfus sayımı neticelerini bildiren bir kitapta, her vilâyet teker teker ele alınarak vatandaşların ana dil bakımından sayıları gösterilmektedir. Bu rakamlara göre 66 vilâyetimizden 11 ilimizde ana dili Türkçe olan vatandaşlar azınlıktadır. Biz bu rakamları kolay anlaşılması için yüzde oranı şekline getirdik. Türkçe konuşanların azınlıkta olduğu illerimiz şunlardır:

Vilâyet

Türkçe

(yüzde)

Kürtçe

(yüzde)

Arapça

(yüzde)

Mardin

7,5

66,3

23,1

Hakkâri

8,9

87,2

0,2

Siirt

9,9

73,2

16,7

Bingöl

22,9

76,7

0,1

Diyarbakır

28

71,6

0,4

Ağrı

31

68,8

---

Van

33,1

66,3

0,4

Bitlis

33,2

64

2,1

Muş

36,5

60,8

1,5

Urfa

41,4

45,3

13,1

Tunceli

44,1

55,8

---

Görülüyorki onbir ilimizde, Türkçe konuşanlar çoğunlukta değildir. Mesela Mardin ilinde her yüz vatandaştan 23,1 tanesi Arapça, 66,3 kişi kürtçe ve sadece yüz vatandaştan 7,5 tanesi Türkçe konuşmaktadır. Türkçe konuşanlar içinde belkide çoğunluğu ordumuz mensupları teşkil etmektedir.

Türkçe konuşanların azınlıkta olduğu 11 ilimiz, birbirine komşu olarak toplu halde Doğu ve Güneydoğu Anadolumuzdadırlar.

Bu 11 ilimizde Türkler umumiyetle il merkezlerinde veya nüfusu 5000 kişiyi aşan ilçe merkezlerinde toplu halde bulunmaktadırlar.

Devlet istatistik Enstitüsü kitabında yayınlanan rakamlara göre, nüfusu 5000 ni geçen il ve ilçe merkezleri ile nüfusu 5000 kişiyi geçmiyen il merkezlerinde oturan vatandaşların 1950 yılı genel nüfus sayımına göre bu 11 ilimizde yüzde oranları şöyledir:

Vilâyeti

Türkçe

(yüzde)

Kürtçe

(yüzde)

Arapça

(yüzde)

Mardin

21,1

3,1

74

Hakkâri

44,1

55,8

---

Siirt

28,2

2,7

68,6

Bingöl

70,5

26,8

2,2

Diyarbakır

76,6

20,4

1,9

Ağrı

90,1

9,5

0,2

Van

93

5,2

1,4

Bitlis

92,9

4,8

0,4

Muş

96,4

3,3

0,3

Urfa

92

7

0,1

Tunceli

64,5

35,4

---

Ana dil bakımından Türkçe’nin azınlıkta olduğu bu 11 ilimize komşu olan diğer Doğu ve Güneydoğu illerindede Türkçe’nin durumu pek parlak değildir. Yine 1950 genel sayıma ait neticeleri bildiren kitaptaki rakamlardan çıkardığımız yüzde oranlarına göre, 11 ilimize komşu olan vilâyetlerde yaşıyan nüfusun tamamına göre durum şöyledir:

Vilâyet

Türkçe

(yüzde)

Kürtçe

(yüzde)

Arapça

(yüzde)

Elazığ

56,4

43

0,1

Hatay

61

0,8

37

Malatya

64,8

34,9

---

Adıyaman

Kars

76

23,1

---

Maraş

82,7

10,5

---

Erzurum

83,9

15,8

---

Erzincan

86,1

13,8

---

Sivas

90

8,4

---

Gaziantep

91,1

8,3

0,5

Anadili bakımından Türkçe’nin azınlıkta olduğu 11 ilimize komşu olan 9 vilâyetimizde: Nüfusu 5000 kişiden fazla Şehirler ile il merkezlerinin durumu yüzde olarak şöyledir:

Vilâyet

Türkçe

(yüzde)

Kürtçe

(yüzde)

Arapça

(yüzde)

Elazığ

94,3

4,5

0,3

Hatay

62,4

0,5

36

Malatya

98

1,2

---

Adıyaman

Kars

94,9

4,1

---

Maraş

99,5

0,4

---

Erzurum

98

1,7

---

Erzincan

99,5

0,5

---

Sivas

98,1

0,3

---

Gaziantep

99

0,5

0,3

1950 ve 1955 yılları genel nüfus sayımları neticelerine göre, Türkiye topraklarında yaşıyan vatandaşların ana dil bakımından sayıları şöyledir:

Ana dil

1950 Sayımı

1955 Sayımı

Türkçe

18.255.000

21.622.000

Kürtçe

1.855.000

1.680.000

Arapça

269.000

301.000

Rumca

89.000

80.000

Ermenice

53.000

56.000

Yahudice

36.000

33.000

Gürcü

73.000

52.000

Çerkezce

76.000

80.000

Görülüyor ki: Türkçe’den sonra en yaygın mahallî dil Kürtçe ve Arapça’dır. Kürtçe ve Arapça konuşan vatandaşlar, toplu halde Doğu ve Güneydoğu Anadolumuzda yaşamaktadırlar. Vilâyetler bakımından Ana dil durumunu ayrı ayrı gösteren 1955 ve 1960 istatistikleri elimize geçmediği için yazamadık. Fakat eski yıllara ait istatistiklerin seyrinden bu yazıda yayınladığımız yüzde oranlarının önemli değişiklere uğramadığı neticesini çıkardık.

1950 ilâ 1955 yılları arasında yeni neslin Türkçe öğrenmesi sebebiyle Kürtçe’nin önemli sayılacak derecede gerilediğini de görmekteyiz Mevcut, istatistikler, Kürtçe konuşan vatandaşlarımızın ikinci dil olarak Türkçeyi de öğrenmeye önem verdiklerini de göstermektedir. 1950 genel sayımına göre ikinci dil bilen anadili Kürtçe olan vatandaşların sayısı 215000 iken, 1955 de bu rakam 681.000 ne çıkmıştır.

1950 ila 1955 yılları arasında bu müsbet gelişmeye rağmen, 1963 yılında ise bu müsbet gelişmenin durduğuna dair haberler almaktayız. Sözün kısası, Türkiyede dil birliği bakımından, Doğu ve Güneydoğu Anadolumuzdaki durum endişe vericidir.

Türkçe’nin öğrenilmesi bakımından ilk okulların oynuyacağı büyük rolü uzun uzun anlatmaya lüzum görmüyorum. Türkçe konuşan vatandaşların azınlıkta olduğu illerde tercihan daha çok ilk okul açılması gerekirken en az ilk okul açılan illerimiz Türkçe’nin en az konuşulduğu illerimizdir. Bu durum Millî Eğitim politikasının çok yanlış yürütülen yönlerinden biridir. 1959 - 1960 Ders yılında en az ilk okulu bulunan illerimizi sıralıyalım:

Vilâyetler:

İlk okul

sayısı:

67 vilâyer içinde okul sayısı bakımından kaçıncı olduğu:

Hakkâri

30

67 nci

Bitlis

104

66 nci

Muş

118

65 nci

Siirt

127

64 ncü

Ağrı

129

63 ncü

Van

135

62 nci

Diyarbakır

148

61 nci

Bingöl

149

60 ncı

Mardin

164

59 ncu

Adıyaman

165

58 nci

Nevşehir

182

57 nci

Kırşehir

185

56 ncı

Gaziantep

190

55 nci

Doğu ve Güney Doğu Anadolumuzun ilk okul davasını ön plana almak gerekirken, Türkiye’nin diğer illerine nisbetle en son plâna alındığı acı gerçeğini istatistikler açıkça göstermektedir.

Millî Eğitim mensuplarımız arasında, Orta ve Yüksek öğretim müesseselerini tercihan ana dil bakımından Türkçenin azınlıkta olduğu illerde açmak gibi bir temayül vardır. Gerçekten 1959 – 1960 yılı istatistiklerine göre bazı illerde Orta okullar sayısı istatistikleri şöyledir:

İller

Orta Okul

sayısı

Bu okullarda okuyan öğrenci sayısı

Siirt

5

593

Diyarbakır

7

672

Mardin

7

1.059

Urfa

7

1.882

Elazığ

8

2.761

Erzurum

11

2.994

Malatya

7

4.012

Gaziantep

6

3.636

Yukardaki istatistikten de anlaşılacağı veçhile: ilk okul sayısı az olan Doğu ve Güney Doğu Anadolu illerimizdeki ilk okullardan mezun olanların sayısı da azdır. Fazla açılan Orta öğretim müesseseleri fazla öğrenci bulamamaktadırlar.

Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da Orta öğretim müesseselerinin daha randımanlı olması için, ilk öğretime çok fazla önem vermek gerekir kanaatindeyiz.

Kültür Derneği’nin görüşüne göre, Doğu ve Güney Doğu Anadolumuzda ilk okul davasına büyük önem verilmelidir. Bu ilk okullarda ödev alacak öğretmenler, Türkçe’ye çok önem veren yerlerde kurulacak okullarda yetiştirilmelidir.

Doğu ve Güney Doğu Anadolu da dil birliği sağlanana kadar, Cemiyete lider yetiştirecek okulların tercihan millî şuuru çok yüksek olan şehirlerde açılmasına taraftarız.

Dil birliğini sağlamak konusunda Gaziantep ili: bir üst, bir merkez ödevi görecek şartlara sahiptir. Gaziantep, Sivas ve Erzurum gibi ana dili Türkçe olan vatandaşların çoğunlukta bulunduğu bir ilimizdir. Gaziantep’i Erzurum Malat, Elazığ ve Sivas gibi illere tercih edecek sebepler ise daha çoktur. Gaziantep, asırlardanberi Arap Kültürü ile karşı karşıya olduğu halde; Osmanlı devleti Arap kültürüne kapılarını ardına kadar açmasına rağmen, Türklüğünü muhafaza etmiştir. Kürtçe ise kuvvetli Arap dilinin tesiri altındadır. Arapçanın yenilişi Kürtçeyi çökertecektir. Gaziantep’in Arapça’ya karşı büyük bir direnişi vardır. Sivas, Malatya, Elazığ, Erzurum gibi şehirlerimizin halkı ise Anadolu’nun içlerinde kaldığı için, Arap kültürü ile doğrudan doğruya kaşılaşmamışlardır. Bu şehirlerde Gaziantep kadar Arap kültürüne karşı bir direniş olması mümkün değildir. Türkçe konuşan toplulukların en ilerisinde bulunan Gaziantep gibi bir Türk kalesinin takviye edilmesi, kültürel silahlarla teçhiz edilmesi Türkiye’ye büyük faydalar sağlıyacaktır. Hergeçen gün Doğu ve güney Doğu Anadolu Bölgesi halkının iktisadi bakımdan birbirine yakın bulunan Gaziantep, İskenderun ve Adana şehirleri ile bağları artmaktadır. Gaziantep, yıllardan beri Doğu ve Güney Doğu Anadolu’nun en büyük şehri, en büyük sanayi ve ticaret merkezi olmakta devam etmektedir. Erzurum, Malatya, Sivas, Elazığ, Diyarbakır gibi şehirlerin (Gaziantep-İskenderun-Adana) bölgesine iktisadî bakımdan önümüzdeki yıllarda üstün gelmesine de imkân yoktur kanaatindeyiz. Gaziantep’in iktisadî üstünlüğü Orta ve yüksek öğretim müessesleri ile süratle takviye edildiği takdirde, Doğu ve Güney Doğu Anadolumuzun da dil birliğini sağlıyacak ezici yumruk hazırlanmış olacaktır.

Hulûsi YETKİN