AĞAÇ

Ağustosta buz olmaz.

Fenalıkta göz olmaz.

Yahut: (Dere tepe düz olmaz).

Beni çok bekletme, gel.

Kimse görüp söz olmaz.

Ağustosta kar yağmaz,

Gece gebe, ne doğmaz!

Bana yalan söyleme,

“Mızrak çuvala sığmaz.”

Ağ (ak) sahanda duz (tuz) olsam,

Büyük evde kız olsam,

Yar kapıdan geçince

Evde yalnız olsam!

Ak havardan, havardan,

Hiç anlamaz haberden.

Seni bir yiğit sandım,

Şu fistanmış[1] kabardan.

Ah çinçini çinçini,

Öpüm[2] ağzın içini.

Öperken ısırmışım,

Sen bağışla suçumu,

Ah sokular[3] sokular,

Birbirini kokular.

Yarime kurban olsun

……teki fakılar[4]

Ah hilalan hilalan,

İflâh mi olur dul alan?

Miskü anber kokusu

Kız elinden gül alan

Ah vatana vatana,

Kundurası atana,

Seksen sekiz kız kurban

Sağ elinden tutana.

Ahû gölden su içti

Vuruldu, candan geçti

Gönül binbir güzelden

Seni beğenip seçti.

Ah su yolu, su yolu,

Boş gider, gelir dolu.

Kova kulpun kırılsın,

Yoruldu yarin kolu.

Akı[5] var, karası var,

Gönülde yarası var,

Ona hor gözle bakma,

Cebinde parası var!..

Ak çit giyme, üşürsün.

Güzellikte; menşursun[6]

Güzellik başın yesin

Her itle boğuşursun!

Ağ çalı, kara, çalı,

Dibinde yeşil halı,

Üstünde namaz kılar

Ya Muhammet, Ya Ali.

Toplayan: Cemil GÜÇYETMEZ


[1] Entari.

[2] Öpeyim demektir.

[3] Soku: İçinde bulgur döğülen kara taştan yapılmış bir neyi büyük havan.

[4] Aslı: “Antepteki” herhangi bir memleket veya köyde söylenebiliyor.

[5] Ak kelimesi Anadolunun çok yerinde (Ağ) biçiminde kullanılır. Bu manilerin derlenişinde de böyledir.

[6] Meşhursun’un galatı.