Bugün, bir Türk kültürü kurma yoluna girmeliyiz artık. Bu gerçek gizlenemez. Bu konudaki bazı belirtilerle, elbette sevinçliyiz. Fakat Türk kültürünü kurmada bu kadar geri kalışımız son derece acıklı.

Orta Asya’da hayvancılığı ilk defa bulan, insanların yerleşik medeniyet kurmasının başlıca etkenlerinden biri olan çiftçiliği bulan; biz Türkleriz. Orta Asya’dan göç edip medeniyetimizi insanlığa tanıttık; Yeryüzüne insanlık gerçeklerinin tohumunu diktik. Anadolu’da, kurduğumuz imparatorlukla, Dünya’nın en kuvvetli devleti olduk.

Olduk ama; bir Yunan kültürü kuramadık. Bir Arap kültürü, Acem kültürü kuramadık. Buda gizlenemez bir gerçek! İdaremiz altında sayısız ırkları toplamış askerliğimizle onlara hükmediyorduk. Sonra ne oldu? Bu toplumlar, birer birer bizden ayrıldılar! Neden? Görünüşteki bir takım aldatıcı sebepleri itiniz, altında gerçeği bulursunuz. O toplumları Türkleştirememiştik! Onlara kültürümüzü vermemiştik. Amerikaya yerleşen bir İspanyol, aldığı kültürle, ben Amerikalıyım diyor. Bununla da övünüyor. Amerikadaki zenci, kovsanızda gitmez..

Medeniyetin zirvesindeki bütün toplumları inceleyiniz. Önce kültürünü kurmadan tutunabilen, ilerleyebilen tek toplum gösteremezsiniz. Almanya’yı istediğiniz kadar yıkın, istediğiniz kadar fakirleştirin. Kısa bir zaman sonra daha üstün Almanya bulursunuz. Çünkü, toplum kişileri Alman olmasını öğrenmişlerdir!

Fransa bugün, bir avuç Cezayirliyi tutamıyor. Çünkü önceleri, onu Fransızlaştırmamış. Onu ayrıcalık siyaset gütmüştürde ondan! Kaynaşan Ortadoğu, batının başına ayni sebepten belâdır.

Fransa bir avuç Cezayirliyi tutamayacakta Amerika, diğer tarafta, İngilizi Amerikalılaştırdı. Amerikalı olmakla da övünçlü yaptı.

Biz bir zamanlar çok zengin bir toplumduk. Derler ki; Yavuz Sultan Selimin hâzineleri tıklım yıklım altınla doluymuşta kalan altınlarını koyacak yer bulamazmış! Yavuz iyi bir komutan, iyi devlet adamıydı. Kanunî de öyle. Daha önceki padişahlarda öyle... Bunlar kültürü severlerdi. Medreseler kurmuşlardı. Darülfününler meydana getirmişlerdi. Meydana getirmişlerdi ama; Türk kültürü yinede kurulamamıştı. Arabın, Acemin kültürüne sığıntıydık. Bu bize bir gerçeği gösteriyor oda şu:

Toplum kültürü zenginlikle, devlet adamlığı ile olmuyor. Başkaca gizli bir ruh gerekiyor bunun için. Bu ruh, aydın karekteridir.

Aydın yetiştiriyorduk ama ona verdiğimiz karekter; Araptı, Acemdi. Bu günde, Frenk! Veremediğimiz tek şey Türk karekteri! Zengin olursunuz. Okullar kurulur, kitaplar tercüme edilir. Aydın yetiştirilir. Birde bakarsınız ki, aydın ya toplumdan uzaklaşmıştır veya yabancıdır topluma. Çünkü toplumun kendi malı değildir, aydına verdiği karakter; yabancısıdır toplumun.

Ziya Gökalp üstün bir toplum düşünürümüzdü. Bütün ömrünce Türk kültürünün kurulması için çırpındı durdu. Çok sayıda Gökalpler çıkaramadığımızdandır, bugünkü çektiklerimiz.

Uzun asırlar boyunca çekişip durur aydınlarımız. Frenkten ne almamız gerektiği üzerinde. Asırlar sonrası, bu günde aynı noktadayız: Frengin nesini alacağız? Daha karara varamadık! Frengin giyinişini aldık olmadı. Yapamadık. Frengin tekniğini almak istedik olmadı. Kitaplarını Türkçe ettik yine olmadı. Almağa yanaşamadığımız tekşey, Frengin düşünme özelliği! Bunu alamadığımız içinde aldıklarımızın hepsi askıda sallanıp duruyor. Ne bizim, nede onların malı...

Genç Kilis’ten