Bazı okuyucularımızdan aldığımız mektuplardan, dernek yayınlarının gayesinin anlaşılmadığı kanaatine vardık. Dergimizin ikinci cildine başlarken amacımızı tekrar açıklamayı faydalı buluyoruz.

Hepimiz biliyoruz: Bir doktorun bir hastayı iyi edebilmesi için; herşeyden önce insan vücudunun yapısını, organlarının nasıl çalıştığını ve hangi organın ne sebepten rahatsız olduğunu bilmesi gerektir. Hastalığın sebebini bilmeden ezbere verilen ilâç ile hasta insan iyi olamaz, belki daha fazla hasta olma ihtimali vardır.

Şahsî işlerimizi başarmak ve yurdumuzun kalkınmasında doğru kararlar alabilmek için de tıpkı bir doktor gibi herşeyden önce yaşadığımız çevreyi iyi tanımamız; kültürel, ekonomik, sosyal yönlerini bilmemiz gerekiyor. Bunları bilmeden girişeceğimiz teşebbüslerde, tıpkı hastalığın sebebini bilmiyen doktor gibi yanlış ilâç verir yani yanlış kararlar alır ve tatbik ederiz. Neticede bu tatbikten hem yurdumuz ve hem de kendimiz zarar görürüz.

Muhtelif memleket hizmetlerinde ve parti teşkilâtlarında vazife alan bir çok aydınlarımızla konuşuyoruz. Bunların birçoğunun yaşadığı çevre hakkında bilgilerinin yok denecek kadar az olduğunu derhal anlıyoruz. Birçok aydınlarımız tahminler üzerine kanaatler yürütüyorlar. Bu kanaatler kanaatler er veya geç hakikatler karşısında yıkılıyor. Neticede bundan memleket zarar görüyor, yurt kalkınması gecikiyor ve o faydalanabileceğimiz aydın vatandaşımız da cemiyet nazarında manevî bakımdan yok oluyor.

Biz Gaziantepliler yaşadığımız çevreyi iyi tanımıyoruz. Çevremizi tanıtacak kitap, dergi ve gazetelerimiz yok denecek kadar azdır. İşte bu sebepten ötürü Gaziantep Kültür Derneği bundan bir yıl önce; kitap, dergi ve gazete yayınlarına başlarken, çevremizi tanımak ve tanıtma ihtiyacını karşılama amacını gütmüştür.

Gaziantep Kültür Dergisinin birinci cildini tamamlamış ve ikinci cildine başlamış bulunuyoruz. Birinci cildimizi amacımıza uygun bir şekilde yayınlayamadığımız için üzgünüz. Amacımızı gerçekleştirmek için herşeyden önce aydınlarımızın yakın ilgisini ve desteğini kazanmamız gerekiyor. Bu ilgi her geçen ay arttığı nisbette amacımıza daha çok yaklaşıyoruz.

Bazı okuyucularımız da, dernek işlerinde kültürel faaliyetlerin talebe yardımına tercih edildiğini zannediyorlar. Bu zannetme aslı olmayan bir tahmindir. Talebeye daha çok yardım yapmak için herşeyden önce yeni gelir kaynakları bulmamız gerektir. Kültürel faaliyetler ise bir bakıma çok iyi gelir kaynaklarıdır. Kültürel faaliyetler arttıkça, dernek zenginleşmekte ve daha fazla talebeye borca para vermek imkânı doğmaktadır. Sözlerime 12 yıllık dernek tarihini delil olarak gösterebilirim. Hangi yıl kültürel faaliyetler artmışsa talebe yardımı da artmıştır; kültürel faaliyetler azalmışsa talebe yardımı da azalmıştır.

Dernek Başkanı

Avukat Hulûsi YETKİN