Güneşin son ışıkları karşı yamaçlardan çekilirken, akşamın karanlığı yavaş yavaş yeryüzüne yayılıyordu. Akşam yemeğini müteakip köy odası gelen köylü vatandaş ile dolmaya başlamıştı. Herkes bir şey konuşuyor; Kimi, bağ, kimi tarla, kimi hayvan, kimiside okuldan bahsediyordu. Okuldan bahseden köylüden biri:

- Yahu, şu oğlan dölleri (erkek çocuk) mektebe gidiyo emme ya şu kızlara ne dimeli... (diğeri cevap veriyor)

- Gereksiz iş bunlarinki de oğlan oğlan, kız niye yani hükümete Allah zavallık vermesin emme, bu kızları mektebe almakla eyi etmiyo... Daha birşeyler söylüyeceklerdi dayanamayıp söze karıştım...

- Evet ağa, belki sözlerinde doğrusu ama; Bu sözünün ne dereceye kadar doğru olduğunu sende biliyorsun. Ben şahsen kız ile erkek arasında bir fark görmüyorum. Bu köylerde daha açık bir şekilde görülmektedir. Şöyleki:

Köylülerin bütün işleri kadınlı erkekli bağda, bahçede, tarlada ve hayvan arkasındadır. Erkekte ayni işi yapıyor kızda... Birgün düşündün mü acaba: Bu kız çocuğuda bugün çiftin veya hayvanın arkasından salmıyayım diye, sabahtan akşama kadar dağ başında, ıssız yazıda kızını hayvanın arkası sıra gönderirken hiç hatırına gelmedi mi kızının korkacağı. Neden diyeceksin... Çünkü ayırt edemiyorsunuz bu kız, bu erkek diye, her ikisine de ayni işi yüklüyorsunuz. Bu böyle iken niçin çocuklarını okula gönderirken kız, erkek diye ayrılık gösteriyorsunuz? Bugün Türkiye Cumhuriyeti kadın ve erkeğe ayni hakları tanımıştır. Kanun nazarında ikiside birdir. Bu arada diğer köylülerde bizi dinlemeye başlamışlardı. Sorarım size: Bu koca okul yalnız erkek çocuklar için mi yapılmış? Bu okulda yalnız erkek çocukların mı okumak hakkı var? Neden çocuklarınızı hükümetin bahşetmiş olduğu bu nimetten mahrum ve masum kılıyorsunuz? Kız çocuklarınızın, erkek çocuklarınız gibi eline aldığı bir mektubu, bir gazeteyi okuması sizin için ayıp sayılan birşey midir?

- Hayır.

- O halde kız çocuğunuzu da okula göndermekte bir mahsur yoktur ve bu gibi yersiz fikirlerinizi de artık atın. Bakınız Atatürk ne demiş: “Milletin hakiki efendisi köylüdür.” Bu söze lâyık olduğunuzu ispat etmeye çalışın, çalışın ki herkeste takdir etsin efendiliğinizi.

Genç Kilis’ten

Kemal YALÇINKAYA