Gazikent’in Jeomorfolojisinden söz açmak istiyorum. Kişi nedense izlemek istiyor üzerinde yaşadığı toprağın oluşumunu. Ve kişinin us’una şöyle bir soru geliyor hemen; Acaba Gaziantep ne zaman bugünkü şeklini almıştır? Bugünkü şeklini alıncıya dek, ne gibi evrimler geçirmiştir? İşte bu soruya öz bir şekilde yanıt vermek gerekirse:

Gaziantep, palezoik devrinde henüz sular altında bulunuyordu. Bu zamanlarda Gaziantep sular altında fosil ve birikinti maddeleri ile tortul halindeydi. Bu zamanlarda ancak Hersinye ve Kaledonya kıvrımları adı altında Istırancalar, Saruhan, Menteşe kitleleri ve Anadolunun az bir bölümü sular üzerinde bulunuyordu. Palezoik devrin sonuna doğru bu kitlelerin, su aşındırmasiyle tekrar sular altına girdiğini görüyoruz. Bir süre sular altında kalan bu kitleler yan basınçların etkisiyle üzerinden mezozik devrin tortul tabakaları ile bu zamanın sonuna doğru, kuzey Anadolu tekrar sular üstüne çıkıyor.

Gaziantep pilâtosu ancak tersiyer devrinin, miyosen bölümü sonlarında Toros dağlarının biraz daha yükselmesiyle, doğu Toroslar kesiminin güneyinde bulunan Gaziantep platosunun ancak kuzey bölümleri sular üstüne çıkmış bulunmaktadır. Bu arada Değirmiçem Yeşilova ve Güneyse, Kilis, İslahiye sular altındaydı. Gaziantebin kuzey bölümünün sular üstüne çıkması halinde, buralar sığ kıyı haline geldi. Çünkü Gaziantebin kuzeyinde yaşayan fosillerin bulunduğu üst miyosen çakıl, kil ve konglomeralara rastlanmaktadır. Pliyosende sular altında kalan kısımların yavaş yavaş yükseldiğini görüyoruz. Bu arada Türkiyenin her tarafında yükselmeleri söylemek yerinde olur. Yalnız şu noktayı biraz açıklamak istiyorum. Yükselme yavaş yavaş oldu demiştim. Eğer yükselme süratli olsaydı, akar sular önlerine çıkan dağları yaramayacak ve kendilerine başka yataklar bulamayacaklar veya çukurlara dolarak buralarda birer göl meydana getireceklerdir. Oysaki bugün Türkiyenin çoğu akarsuları, kaynaklarını Anadolunun iç kısımlarından aldıklarından, burası büyük bir göl haline gelecekti. Bu gün Sandıklı, Murat ve Dominiç dağlarından başlıyarak, doğuda Ağrıya dek büyük bir iç deniz olacak ve yüksek dağ tepeleri de birer ada halinde belirecekti. Oysaki yükselme yavaş olduğundan bunları bugün kara parçası olarak görmekteyiz.

Pliyosen devrinin ortalarında doğu Toroslar bugünkü şeklini almıştır. Ancak üç sıra halinde doğuya doğru uzanan toroslarnı ilk sırasının başlangıcını Nur dağları teşkil eder. Gaziantep platosu bu kola bağlı olup, bunlarla beraber sular üstüne çıkmıştır. Genellikle 500-900 metre yükseklik gösterirler. Yalnız Gaziantep platosunun doğusunda bulunan Karacadağ 1919 metre yükseklikte volkanik bir çıkıntıdır.

Gaziantep’in üzerinde bulunduğu kısım, yukarı tebeşir, eosen ve miyosen devri kalkerlerinden ibarettir. Bazı yerlerde bu kalkerler volkanik taşlarla örtülmüştür. Plato genel olarak yatay bir durum gösterir. Bununla beraber Toroslar yükselirken bu düzlükte hafif dalgalı bir şekil almıştır.

Gaziantep volkanik kitlesi faylarla ilgili olup areal bir halde yayılmış olup, bazaltlardan meydana gelmiştir. Morfoloji bakımından plato teşkil eder. Püskürmeler pliyosende başlamış, tarihsel devire dek devam etmiştir.

Gaziantep volkanik kitlesinin yanında Diyarbakır ve Cizre kitleleri de önemli yer tutarlar. Bu gün Gaziantep’in içinde doğu-batı yönünde uzanan Alleben deresi pliyosende vukubulan bir çökmeden meydana geldiği sanılmaktadır. Bu duruma göre Gaziantep platosu pliyosende bugünkü şeklini almış bulunmaktadır.

(Sabah 25.7.1962)