15 Kasım 1967 günü Kıbrıs’ta Geçitkale ve Boğaziçi köylerinde yaşıyan soydaşlarımıza karşı, Yunan generali Grivas kumandasında girişilen vahşi saldırı, bütün Türk milletini ayağa kaldırmağa yetmişti. 15 günden beri her köy, kasaba ve her Türk şehrinde yaşıyan yurttaşlarımız bir araya geldikçe, İlk önce Kıbrıs davasını konuşuyorlar, millî birlik ve beraberliği belirten en güzel cümleleri söylüyorlar. Türk halkı, yüzlerce yıl devam eden büyük devletler ve imparatorluklar kuran büyük bir millet olduğunu, önemli olaylar karşısında tek vücut bir bütün haline geldiğini, son Kıbrıs buhranı vesilesiyle bir defa daha görmüş ve büyük bir sevinç duymuş bulunuyoruz.

Son günlerde Yunanistan ve Makarios hükümetlerinin, Türk hükümetinin şartlarını kabul ettiğine dair haberler geldikçe, Gazianteplilerin (Boz uşak) adını verdikleri Türk halkının sevinç ifade eden sözlerini işittikçe, milletimin sağ duyusuna da hayran kaldım. Bir boz uşak diyordu ki: "Savaş olsa idi binlerce gencimiz kırılacak, piyasamız ait üst olacak, kalkınma gücümüz azalacaktı."Bir diğer boz uşak: ‘‘Biz çoğalsak, iktisaden dışarıya muhtaç olmuyan büyük bir devlet olsak, Suriyeli fellahlar Hatayı istemiye cesaret edemiyecek, içimizden aşağılık duygusuna kapılmış aşırı solcular daha az çıkacak, Makarios papazı soydaşlarımıza karşı saygılı olmayı bilecektir"diyordu.

Boz uşağın konuşmalarından, sokaktaki vatandaşımın: ‘‘Anadolumuz, atom çağının kültür ve bilgisine sahip, hayatî İhtiyaç maddelerini sağlamakta yabancılara muhtaç olmaktan kurtulmuş, yüz milyonluk Büyük Türkiye’nin vatanı olması için çalışalım, zaruret olmadıkça savaşlarla vakit kaybetmiyelim,.” isteği sonucunu çıkardım.

(Gaziantep’te Bugün)

04/12/1967

Hulusi YETKİN