Gaziantep’te Kalealtı semtinde İki Şerifeli Camiye varmadan, sağda ve köşede eskiden yapılmış bir Kale kasteli vardı. Kitâbesini ve hangi tarihte yapıldığını bilemiyorum. Yolun birkaç metre ilerisinde solda İki Şerefeli cami vardır, Kastel Antep suyunun boruya alınmasından önceki zamanlarda durmadan akardı. Kastelin arkasında gene küçük bir havuz vardı. Üstü küçük bir kubbe ile örtülü ve etraflarında oturup aptest alınacak yerler vardı. 15 yıl önceleri susuz olarak durmakta idi, Şimdi bu havuz ve kastel yok olmuştur. Yerlerini bir ev almıştır. Tahminen bu kastelin yapılış tarihi İki Şerifeli Cami’in yapılış tarihine rastlanması ihtimali vardır. Kale Kasteline merhum kanevetçI Mahmut efendi bakarmış ve ayrıca kastelin şimdiki Spor sahası civarındaki bostanları, kasteli yaptıran kimsenin Kale Kasteline vakfettiği söylenmektedir. Antep Savaşından önceye kadar Kale Kasteli Küçük Havuzunun tam karşısında, Antep Kalesi birinci kapısı vardı. Kale kapısına giden yol bir arabanın geçeceği genişlikte idi. Yolun her iki tarafı pencereli duvarlarla kaplı idi. Penoerelerin üzerinde merdiven denilen 2-3 metre uzunluğunda büyük taşlar vardı. Antep Savaşında bu yol ile birinci kale kapısı odası harap oldu. Yalnız ikinci kale kapısı kaldı. Bu yer şimdide ev olarak kullanılmaktadır. Burası da iki katlı bir geniş oda idi. Buradan da tahtadan asma bir köprü ile kaleye çıkılırmış ve kaleye su yerli halk para verilmeden bu inşaatta çalıştırılmış. Kimlerin taş, toprak taşıdıklarını gösteren çürümüş bir listeyi bundan 40 sene evvel gözlerimle görmüştüm. Bu listeyi o zamanlar bana bir köşker göstermişti. Bunun Mısırlı İbrahim Paşa veya Osmanlı Padişahı İkinci Mahmut zamanlarında olduğunu tahmin etmiştim. Her halde Nizip Savaşında Antebin İbrahim Paşa tarafından işgali zamalarında olduğunu sanıyorum. Antep Savaşından önce şimdiki ikinci kale kapısı damının üzerinde irili ufaklı karpuzdan büyük yuvarlak top gülleleri vardı. Bir kısım ufak güllelerde ağırlık ölçüsü olarak asma terazilerde kullanılırdı. Birinci Dünya Savaşında bir kaç yıl evvel kalededeki ufak topun yanı başına bir top kondu. Biz çocuklar ve büyükler bu topu kaleye çıkıp seyrettik Bu topun namlusu sarı olup, altın, gümüş, bakır madenlerini eritilip (Halitasından) yapıldığı söyleniyordu. Namlının içine bir karpuz kadar gülle girecek şekilde idi. Üzerinde (Sultan Mahmut Adli) diye yazılı bir Osmanlı tuğrasıda vardı. Demekki Osmanlı devletinde ilk (Adaleti) İkinci Sultan Mahmut kurmuştur. Sultan Mahmut Adlinin Mahmudiye, Adliye altınları vardır. Küçüklerine urubuya-çeyrek, yarım altın denir. Bugün kuyumcularda mevcuttur. Altınların tarihi Hicri-1223 dür. Eskiden kadınlar bir zincire kulpladıp ziynet olarak boyunlarına takarlardı. Ölümünden sonra yerine birinci Abdülmecit hicri 1255 tarihinde Padişah olmuştur. Baş veziri Mustafa Reşit Paşadır. Sultan Mecit ilk defa gümüş mecidiyeyi yaptırmış ve altın paralarıda halen mevcuttur.

Antep Kalesindeki Sultan Mahmudun topu Birinci Dünya Savaşında kaleden indirilip Düztepede talim gören alayda kullanıldı. Bu top bayramlarda olduğu gibi kuru sıkı mermemisiz olarak atılırdı. Askerî alayda şu şarkılar söylenir ve bando takımıda ayni şarkıyı çalardı:

Ey Gaziler yol göründü yine garip serime

Dağlar taşlar, uçan kuşlar dayanamaz

Benim ahı mezarıma

Vatana biz can veririz, biz Türk oğlu Türk askeriyiz.