Nesimî hakkında Gaziantep ilinde bir çok rivayetler söylenmektedir. Civar bölgeler halkı arasında da, Nesiminin derisini Gazianteplilerin yüzdükleri rivayetleri yaygındır. Nesiminin Antepliler hakkında beddua ettiğine dair manzumeler, dilden dile söylenmektedir. Gaziantep bölgesinde Nesimî meşhur bir insandır. Sayın Cemil Cahit Güzelbey tarafından Gaziantep Kültür Dergisinde Gaziantep bölgesinde söylenen rivayetlerden birkaçı belirtilmiştir. Bu rivayetlerin sağlam kaynaklara dayanıp dayanmadığını incelemek amacı ile Nesimî’den bahseden yazılı kaynakları gözden geçirdim.
Türk meşhurları isimli eserde, Nesimî Seyit Amadettin, ondördüncü asrın sonları ile onbeşinci asrın başlarında yaşamıştır. Milâdî 1417 de öldürülmüştür. Bu eserde Nesimî hakkında verilen bilgiler az ve karışıktır.
Lâtifi tezkeresinde, Hasan Çelebi ve Beyati tezkeresi onun Bağdat civarında Nesim adlı bir kasabada doğduğunu Nesimi lakabiyle meşhur olduğu yazılıdır.
Âşık tezkeresi, Nesimi-Âmet diye kaytettiğine göre onu Diyarbakırlı saymaktadır. (Azerbaycan edebiyatına bir nazar) adlı eserinde Yusüf Vezirof bey, bu şair Azerbaycan edebiyatının kurucusudur diyor.
Birinci Sultan Murat zamanında diyarı Ruma-Anadoluya gelmiş ve Hurufilik dinini, mezhebini neşretmesi suçundan dolayı Halepte verilen fetva ile idam edilmiştir. Nesiminin hemen bütün şiirleri tasavvuf çeşnilidir. Sözlerinde harflerle insan siması arasındaki münasebetlere imalar ve vahdeti vücut kanaatına dair parçalar çoktur. Meşhur Feyzullah Hurufinin halifelerinden olduğu hakkındaki rivayeti, eserlerindeki hava kuvvetlendirir. Yazıları pek coşkun ve âşık bir derviş samimi ve içli şair olduğunu gösterir. Türkçe divanı 1824 de İstanbulda basılmıştır. Fakat bunun yazmalara nisbetle eksik olduğu söylenir. Farsça divanı basılı değildir. Mezhebini meydana vurmaması için nasihat eden kardeşi (Hannana) gönderdiği rivayet edilen aşağıdaki beyitleri hem dili, hem meshebi hakkında bir fikir vermek üzere alıyoruz:
Deryayı muhit çuşa geldi
Kevniyle mekân huruşa geldi
Sirri ezel oldu âşikâr
Aşık nice eylesun müdar
Yer gök arası hak oldu mutlak
Söyler def-i çengü ney enel Hak
Meriyüt Tecarih’e göre: Nesiminin aslı Türkmendir. Aşk ile sırlarını açıkladıkta cürmü şer’an katlini icab ettiğine ülemayi Halep feyva vermekle derisi yüzülmüştür. Ve zaifi zamanı şairlerindendir. İkinci Sultan Murat zamanında Anadoluda bulunmuştur. Sonraları Mısır idaresinde bulunan Halep şehrine varmış, Nesiminin kanaatı (Hülul ervah) yâni insanların, dünyaya ölmeksizin başka başka şekillerde geldiğine kanidir. Nesimi adında iki zatın daha mahlası vardır. Bunlar İran şairlerinden olup, bir (Nişeburlu) diğeri Hiratlıdır.
Ülemayi şer-i Şerif tarafından bu fetva hüküm verilip derisi yüzülmüş olduğu rivayet edilen (Kâhtalı) meşhur Nesiminin divanından alınmış birkaç şiirleri:
Ey cemalın mazharı zatı sıfat
Sende zahir oldu ismi fili zat
Çun yüzündür Haktaalâ görgüsü
Mushafı evrak âyatım yüzün
Kaşların mihrabına kıldım salât
Dilenürüm leblerinden ey nigâr
Şeride buyurmadı lâlü zekât
Ey Nesimi cavidan nameyi bil
Halli eşkâl cem-i müşkülât
Kâfir gibi görünme zülfü dehrin dedi ey nigâr
Âmentü billezi hala kalleyli vennihar
Nesiminin Farisî ve Türkçe divanı vardır. Farsça divanı matbu değildir.
Hülâsa şu neticeye vardımki: Gaziantep bölgesinde ve civar bölgelerde yaygın halde bulunan ve Gaziantep halkını kötülüyen rivayetler, Nesimîden bahseden eserlerde yer almış değildir. Nesiminin derisini Antepliler yüzmüş değildir. Bu rivayetlerin aslının da olmadığı kanaatindeyim. Bu rivayetler, olsa olsa Nesiminin şöhretinin Gaziantep ve civar bölgeler halkı arasında da yaygın olduğunu gösterir.
Fotoğraf: Öğretmen Mustafa Güzelhan 7.6.1932 tarihinde bir gurup öğrencileri ile birlikte