Bu pınar, Kırkayak Bahçesinden Alleben Deresine gidildiğinde, dere kenarında iki kaya arasındaki çatlaktan kaynıyan, yönü kuzeye bakan, billur gibi peril peril parlıyan, soğuk, iezetli, hafif bir su kaynağıdır. Bu suyu içenlerin çoğu Abı hayat suyu diyerek İncili Pınarı överler. El, pınarın suyu içine sokulursa buzlu suya daldırılmış gibi elleri üşütür.Daha evelleri bu inci, mercan taneli su, 1938’de Antep içme suyu boru içine alınmazdan evvel, fıçılar ve gaz tenekelerine doldurulup içme suyu olarak satılırdı. Şehrin çok kimseleri bu suyu içerlerdi. Şehrin en temiz suyu sayılırdı.

Bu pınarın evvelce çıktığı kayanın yanı başında incir ağacı bulunmasından ve suyunun (İNCİ) taneleri gibi fışkırmasından (İNCİLİ) pınar diyenler vardır. Diğer rivayete göre: Kayanın arasında yazın beyaz bir çiçek açan bir nebat var. Antep’te buna Keber İnciri adı verilir. Bu çiçeğin meyvasına da Keber İnciri denir. Basur hastalığına şifa olduğu söylenir. Her kim bu inciri yerse basurdan kurtulurmuş. Pınarın isminin bu çiçekten geldiğini söyleyenlerde var.

İncili pınarın suyunun daha temiz kal ması için, 1933 yıllarında askeri bir ku mandan olan Esat bey tarafından kaynayan yerin on metre doğusunda bir depo yaptırılmış. Pınarın üstü kapatılmış. Deponun üzerine de bir çeşme yapılmış, Sular borularla depoya nakledilerek, çeşmenin devamlı akması sağlanmış. İlerideki yıllarda kuraklık sebebiyle su akıntısı azaldığından bu düzen bozulmuştur.

Yılın ilkbahar, yaz, sonbahar mevsimlerinde, bahusus yazın sebze bostanları kenarında öbek öbek insan yığınlarına raslanırdı. Bunlar, Alleben’in köpüre köpüre dalgalar yaparak çoşkun akışını seyrederler ve sık sık İncili pınardan içerlerdi. Burada gurup, âlemi-güneşin batışı temaşa edilir. Altın, sırma saçan huzmeler-ışıktelleri gibi güneşin ufuktan kayboluşu güzel bir manzara teşkil ederdi. Herkes güneşin gurubuna doya doya bakardı. Ramazan aylarında top sesinin işitilmesiyle, hayat bahşeden İncili Pınarın suyu ile iftarlarını açanlara rastlanırdı. Her aile tarafından kurulmuş olan köme köme sofralar etrafında yemekler yenir ve etraftakilere ikramlar yapılırdı. Bilhassa gerek dere kenarındaki, koyu gölgeli yeşil dallan sarkan söğüt ağaçlan ve sebze bostanlarının kenarındaki ceviz, dut, kayısı ağaçlarının altına, her cuma, pazar günleri sabahın erken saatlarmda gelinip yer alınır, halılar, kilimler serilirdi. Kebaplar, yemekler pişirilirdi. Alleben deresinin akışına bakarak medhiyeler, şarkılar, türküler, koşmalar söylenirdi. Gramafonların sadası afakı doldurur etrafa neş’e dalgaları yayılırdı. Nargileleler, kahveler, çaylar içilir, çeşitli yemekler ve meyvalar yenirdi. Hele zühtü efendinin oğlu merhum Abdürahman Efendinin bütün cuma günleri hayatı, incili pınar civarında koyu gölgeli ceviz ağacı altında serilmiş halılar üzerinde nargileler, içkiler, yemekler ve gece de lüküs lâmbasının ışıkları altında geçmişti. Alfeben de resini ve İncili pınarı ne kadar övsek azdır, Hayat kaynağı, şifa kaynağı, inci taneli berrak İncili pınar, sen ne kadar övülsen sana az gelir. Dertlere, deva hastalara şifa, gönüllere safadır İncili pınar. Gaziantep’te bir çok pınarlar vardır. Alleben Deresi boyunca sayısı 33 adedi bulan pınarlar içinde en meşhuru İncili pınardır. Humanizlı, Batal hüyük, Kasarcı, Söğütlü, Gazino pınarları da meşhur pınarlardandır. Ne yazıkki kuraklık ve kaynak kısmının ziraatta kullanılması sebebiyle Alleben deresinin suları son 20 yıldan beri azalmış ve çevresindeki pınarlarda küçülmüştür. Antep’in etraf köylerinde de çok değerli pınarlar vardır. Bundan 27 yıl evel Gaziantep suyunun içme suyu olarak boru içine alınmazdan evvelki durumunu, Antep havuz sularını (kaneleri) ve bazı pınarları, İncili pınarla karşılaştıran bir manzumeyi, Nizipli şair Nimet Efendiden not etmiştim. Bu manzumeyi aşağıya alıyorum:

İhsan beyden bir su çıkar kayalardan süzülmüş

Gayret kanı kuruyan halk, etrafına dizilmiş

Harap olmuş tadı kaçmış, şimdi ylu bozulmuş

Gaziantep sularından müstesnadır incili

Bişiricide bir su gördüm, aramadan bulunmaz

Ne çare ki helâ, mescit, suda kıymet aranmaz

O misilli su başında, pis kokudan durul maz

Gaziantep sularından müberradır İncili

Belediye kane tarzı pek eskidir yaramaz

Pâk olsa da çamur çirkef pislikten kurtul maz

Ara sıra falso verir hiç arayan bulamaz

Gaziantep sularından ranadır İncili

Kasarcının suyu ancak kasarcıya yetişir

Bulgurcular çaput yiykar hem de bulgur pişirir

Tombul meme baldır bacak yolcuları şaşırtır

Gaziantep sularından âlâdır İncili

Rakı şarap karışmasa Köse kehya dilrübe

Hele değlip zamanında canlara can kata

Hasılı bir pâk su yoktur İnciliden maada

Gaziantep sularından müstesnadır İncili

Manzumede adı geçen ihsan bey, Esembek Camiideki sudur. Şehreküstü semtindedir. Antep’in Dut'uk Mesiresinde Esenbek Pınarı vardır. Rivayete göre bu su Esembek Camiine buradan getirilmiştir. Bişirici-Şehreküstüye gidilirken Ağa Camii karşısındadır. Kasarcı Pınarı, elektirik fabrikasının yanında ve Alleben Deresi kıyısındadır. Köse kehya (köse-kiya) Alleben’de elektrik fabrikasının dere kenarında olup suyu fabrikaya alınmıştır.

Değlip-kaynayıp pişmiş, kurumuş buğdayın karataş altında beygirle dönen yerde kabuklarının kavlatıldığı dolaptır. Rana kelimesi üstün değerli anlamına kullanılmıştır. Dilrüba, gönül çeken demektir. Bundan 30 yıl evvel Alleben deresi çok coşkun ve gürültüler çıkararak köpür» köpüre sanki yoğurt gibi bembeyaz bir şekilde akardı. Sokak ve caddelerde de çağıl çağıl akan sulara rastlanırdı.

Hele Alleben Deresi etrafındaki yeşil söğütler, dallarını yere eğmiş çeşitli ağaçlar, koyu gölgeli çimenzar manzaralar verirdi. İlkbaharda her taraf yem yeşil olur kurbağaların ötüşleri, Anteplilerin elma kuşu dedikleri kuşların (nağmeleri) ötüşleri, çiçeklerin kokuları her insanın her hastanın ruhuna taze can atardı.

Bir taraftanda kazlar, ördekler, leylek kuşları Alleben deresi içinde ötüşerek dolaşırlardı. Ne yazıkki şimdi bu manzaralar pek azalmıştır.

Biz çocukken şöyle söylenirdi:

Allebenin coşkun sularından geçilmez

Kaz, ördek, kurbağaların seslerinden dururulmaz.

Kurbağaların irisinden ufağından geçilmez.

Gaziantepliler bugün, ise akan suya hasrettir. Bir yüzme havuzu dahi yoktur.

Allebenin zamanımızın şartlarına göre, yeniden canlandırılması mümkündür. Yapılan ilk su bendini seviçle karşıladık. Alleben’in Gaziantep’in yeni şartlarına göre canlandırılması çalışmalarının, bir an önce başlamasını candan dilerim.