Yurdumuzun bütün şehirleri gibi, yıllardır ihmale uğramış, bir takım idare adamlarının kötü icraatları yüzünden hızlı gelişemiyen Gazi Şehrimizi nasıl kalkındırabilir, nasıl tanıtabiliriz?

Bir milletin her yönden kalkınabilmesi için ilk şartlardan birisi o yurdu sevk ve idare edenlerin iyi niyetli, küçük hesap ve çıkarlara kurban olmamaları, milletinden başka hiç bir şeyi düşünmemesi gerektir. İdare adamlarımıza en başta dürüstlük, tolerans hakim oldu mu o yurdun, o şehrin kalkınmamasına, tanınmamasına imkân yoktur. Ama, bu dediğimin aksi olursa, o yurddan, o şehirden hiçbir şey beklenemez. Beklemekte ancak haya olur.

Evet, bu şehrin kalkınması için ben en önemli şart olarak şunu sanıyorum: O da bu şehrin sevk ve idaresinden sorumlu olan insanların samimiyetle, dürüstlükle, parti farkı gözetmeksizin, iş başında kalabilmek için bu şehre yararlı olanları değil, yararlı olmıyanları yapmak kompleksinden onları kurtarmakla. Bu güçtür elbet. Zaman ister. Ama, ne kadar zaman da olursa olsun o kadar zamanda bir iki “ideal” diyebileceğim insanın çabalarıyla başarılabilir. Bunu yapılması bu şehir için en başta gelen bir ödev, hem de kutsal bir ödevdir. Bir şehri uyarmak, kalkınma yoluna getirmek az şey mi? elbette kutsal sayılacak.

M. Güner SAMLI