Aşıklar sazlarının tellerine Güneyin bu topraklarında daha çok vurur; aşıklar bu topraklar da daha çok duyar, daha çok yaşar. Buranın kendine özel çekim bir havası vardır. Suyunu içen, ekmeğini yiyenler bu toprakları kolay kolay bir bırakamazlar.

İşte Karacaoğlan da bu toprakları bırakamamış, bu topraklarda uzun yıllar kalmış, Ayşe’leri, Elif’leri, Zeynep’leri burada dile getirmiştir. İhtiyarlığını da burada duymuş, «Bir kız bana emmi dedi neyleyim» diye içini burada dökmüştür. Karacaoğlan selvi boylu sunaları Arap atını burada görmüş, şiirine konu edinmiştir. Karacaoğlan Barak’ta yaşarken başından şöyle bir macera geçer: Karacaoğlan Barak'ın VASILI Köyüne gelir, kuyu başında su çeken çok güzel bir kız görür. Yanına yaklaşarak Güzel kız bu köyün adı nedir der?

— Kız: Bu köyün adı Vasılı der.

— Karacaoğlan: Ben de seni sevdim usulu.

— Kız: Ne bilirsin ölçülmeyen mahsulü? diyerek cevap verir.

Dersini kızdan alan Karacaoğlan oradan ayrılır. Fakat kızın sözüne karşılık verememenin acısı içinde kıvranmaktadır.

Bir müddet sonra ayni Köye gelen Karacaoğlan, aynı kızla karşılaşınca kız: yine Karacaoğlan’a takılır. Karacaoğlan ağzındaki kemikle nereye gidiyorsun böyle. Zaten böyle bir fırsat ariyan Karacaoğlan kıza:

— Akpınar’ın bendi yıkılmış onu basmaya gidiyorum.

— Kız: Akpınar’ın boranı, kışı çok olur; sonra seni sel alır.

Karacaoğlan: Ben orada çatma çatıp, çadır kuracak değilim; bent basıp ayrılacağım, diyerek kızın daha önce söylediği sözün altından kalkmış olur.

Barak’ta Karacaoğlan’ının başından geçen ikinci olay:

Bu olayda Barak’ın Keçili Köyünde geçer. Keçili Köyü olan Taburlar Köyüdür. Karacaoğlan bu köyde de güzel bir kız görür, bu kızla da konuşmak gayesiyle bir tas su ister. O vakte kadar az da olsa yaşlanmış bulunan Karacaoğlan’a kız: Buyur, emmi diye bir tas su verir.

Yukarda da söylendiği gibi Karacaoğlan bir kız bana emmi dedi neyleyim diye içini burada döker. Kızın adını sorar. Adım Meryem der kız. Karacaoğlan kızı öğen bir şiir söylerse de şiirin tümünü bulmak mümkün olmamıştır. Ancak bu şiirden iki mısra tespit edilebilmiştir.

Adını sorarsan küçücük Meryem

Keçili ’de bir kız gördüm kimindir.

İşte sayın okurlarım ünlü Halk ozanı Karacaoğlan’ın Barak topraklarında uzun yıllar kaldığına dair iki tipik olay.

Ünlü Halk ozanının bu çevrede geçen günlerinde güzelleri metheden ve çevre ağzıyla yazılmış birçok şiirlerini örnek göstermek mümkündür. Bu şiirlerden bir tanesini aşağıya örnek alıyorum.

Yunmuş, arınmış ([1]) Ayneriz gölünde

Işıl ışıl parlar siyah telleri,

Giyinmiş kuşanmış ne hûp salınır

Kemere sıktırmış ince belleri.

Aşağıdan akar Sacur deresi,

Saklı durur bu sinenin yarası,

Türkmen kızının bizle açık arası,

Yeşil ile dolu Sacur gölleri.

Tığlanmış gamzesi kâr eder cana.

Benim yarim benzer Huri Gılman’a,

Şu Antep elinde bakın zamana,

Orda eser bad—ı saba yelleri.

Suboğaz Köyünden ettik bir sökün,

Arkan Koca duttur, sen seni sakın,

Araban elinden bir çiçek sokun,

Çok olur oranın gonca gülleri.

Git eyle çimende yaylanı yayla,

Bizi yaradan’ın fermanı böyle,

Seher vakti kalkıp bir hoşça söyle.

Anar mola Karacaoğlan dilleri.


[1] Ayneriz gölü Türkmenlerin iskân olduğu culap’ta bir gölün adıdır. Güneyde Türkmen ve Elbeyli Ozanları adı altında tefrika edilecek yazımızda Culap hakkında bilgi verilecektir.