Önceleri bütün coğrafî bilgilerime rağmen şarapçılığın bir memleketi zengin edebileceğine inanmazdım. Fakat, Fransa’nın Bourgone eyaletini gezdikten ve bu eyaletin merkezi olan Dijon da bir kaç ay geçirdikten sonra anladımki bir memleketi yalnız şarapçılık dahi zengin edebilir. Memleketimizin bugünkü inkişaf eden bağcılığını daha da geliştirmek ve bağ mahsüllerimizi gerektirdiği kadar kıymetlendirebilmek için mutlaka şarapçılığa ehemmiyet vermemiz lâzımdır. Memnuniyetle görüyoruz ki Tekel Bakanlığı bu hakikati görmüş ve memleketimizde modern bir şarap tesisine başlamıştır. Fakat yapılmakta olan bir başlangıç olmalı, buna benzer bir çok tesisler halkımız tarafından kurulmalıdır. Bilhassa şanpanya sanayiinide ihmal etmememiz lâzımdır. Bugüne kadar henüz bu yolda hiç bir deneme yapılmadı. Bu mevzuda derhal bağcılık enstitüsü ile bir de şarapçılık enstitüsü açılmalıdır.

Rakı imalâtına da ehemmiyet vermeliyiz. Rakılarımız yakın komşularımızda büyük rağbet görebilir ve bize döviz kaynağı olabilir.

Meyveciliğimiz, Fıstık ve tütüncülüğümüz üzerinde de durmamız lâzımdır. Bugün maalesef, bu mahsullerimizin gerek yetiştirilmesi ve gerek alım satımı iyi idare edilmiyor. Memleketimize mutlaka modern ticaret ve teşkilâtçılık fikri yerleştirilmeli, halka iyi örnekler verilmelidir.

Zeytinciliğimizde fıstığa nazaran bariz bir gelişme olmasına rağmen, bölgemizde henüz bu mahsulün yetiştirilebilcceği pek geniş yerler vardır. Sonra, bu mevzuda köylümüzün bilgisi azdır. Ecnebi memleketleri bir tarafa bırakalım. Edremit ve Ayvalığa nazaran pek gerideyiz. Halbuki bizce geri kalmamız için hiç bir sebep yoktur. Elverir ki, alâkalılar ne yaptıklarını bilerek yapsınlar. Bu mevzuda âcileıı istediğimiz, Ziraat Bakanlığının Marmara zeytin mıntıkasında ki teşkilâtının bir benzerini de memleketimizde kurması, bu teşkilâtı ile hem köylümüzü ve hem de bölgemizin kabiliyeti hakkında bizzat kendisini tenvir etmesidir.

Abdülkadir BATUR

Yeni Gaziantep, 22 Şubat 1946