(Sayfa 16’dan Devam)

gelmiştir.

Heyikkalesi tepesindeki Gaziantep formasyonundaki ofiolit ve Orta Eosen konglomeratik elemanlarda da görüldüğü veçhile kuzeybatıda tedrici kabarma başlamış ve deniz yavaş yavaş güneydoğuya kaymış ve Oligosen sonunda Gaziantep Urfa plâtformu kurumuştur.

Gaziantep rejyonundaki aşağı yukarı cetvelimsi kabartı, önü muhtemelen Adana havzasındaki Misis silsilesini doğu tarafına kadar uzanan tranidlerin kuvvetli Oligo-Miosen orojeni ile birlikte vukubulmuştur.

Türkiye-Suriye sınır bölgesini işgal eden ve Turkse Shell’in eski Gaziantep arama sahaları içine uzanan kuzeydoğu-güneybatı sürüktürler demetinin bu orojende teşekküle başladığı sanılmaktadır.

Gaziantep-Urfa plâtformunun kuzey ve batısında kalın sinerojenik Miosen fliş sedimanlarınnı depozisyonu ve bunun ardından Gaziantep’in batı ve güney batısında Mio-Plisende strüktürlerin teşekkülünü tamamlıyan diğer bir diastrofizm vukubulmuştur.

Adıyaman Grupunun kalın postorojenik yelpazemsi konglomeraları, burada sadece kalın bir çakıl tabakası ile kuzeyde bazalt yatakları ile aratabakalı konglomeralar temsil etmiştir. Adıyaman konglomeraları Gaziantep’e kadar erişememiş, lâkin plâto bazaltları yetişmiş ve kuzeydoğu güneybatı strüktürel kesik greni üzerine diskordan halinde yerleşmiştir.

İranid’lerin hızını kaybetmiş nihai sıkışma safhası Gaziantep rejyonunun kuzey kısmında Prosen’de görülmüştür, yine bu kısımda doğu-batı eğilimli strüktürler serisi, Karadağ ve Kızıldağ dahil olmak üzere, husule gelmiştir.

Sonucu tektonik sıkışma rölyefi kuzey kuzey doğu-Güneybatı ve kuzey güney Afrika rift sistemine dahil lavları meydana getirmiştir.

Bunların içinde en önemlisi Amanos dağlarını muazzam bir eğik blok halinde ortaya çıkaran Amanos doğu sınır fayıdır.

(Plânlı Kalkınma)

5 Ekim 1964