DEYİMLER – TAKIM SÖZLER – MEŞHUR SÖZLER

Kim kelse sen keçelisin. (Her kim ne yaparsa sen de aynı şeyi, hatta daha fazlasını yaparsın).

Kin ise olmasın! (Eve yabancı bir erkek gireceği veya komşunun avlusunu gören dam üstüne bir erkek çıkacağı zaman kadınlar bir tarafa çekilsinler diye böyle bağırır).

Kirinden kit demuş. (Çamaşır veya her hangi bir şey çok kirlenmiş).

Kisboun iti gibi kurulmuş. (Hatırı sayılır bir şahsiyet gibi kurulmuş oturuyor). (Kisbo adlı bir adamın köpeğine ait bir macera bulunduğu anlaşıyor).

Kişi kızı. (Namus ve iffet sahibi kadın).

Kişi oğlu (“1” Nâmuskar ve sessiz bir adam, “2” Muzip).

Kişiye varmak. (Kocaya varmak; kadın evlenmek).

Kılıç asmak. (Bir şeyi yapmağa muktedir olduğunu isbat ettiği halde onun yapılmamasını rica eden kimseye karşı luftetmiş olmak için yapmaktan vazgeçmek).

Kılıcı darı mı döşürüyor? (Sanki asıp kesen ve yaptığından mesul olmayan bir adam mıdır?).

Kıl kırıldığında “veva” kıl dudağında. (Üstünde kıl kalınlığında bir yer kalmayacak şekilde ağzına kadar dolu kaplar için).

Kırn cerf etti. (Kırıp döktü; hurduhaş etti). (Kırfetmek: buğday veya arpa orakla dibinden biçildiği sırada amele dikkatsizlik ederek bazı başakları demete girmeyip dökülecek derecede sapsız bırakmak; kırf olmak: buğday ve arpa biçilirken, çok kırmak gibi bir sebeple, başaklar kırılarak sapından ayrılmaktır. Fakat “kırfı cerf etmek ve olmak„ tabirleri buğday ve arpaya münhasır olmayıp umumîdir. "Çocuklar taş attılar: pencere camlarını kırfı cerf ettiler, gibi).

Kırım oğlunun kellesini mi kestin? (Ne bu kadar gururlanıyorsun? Misli görülmemiş bir muvaffakıyet mi elde ettin?). (Kırım oğlunun bir macerası olmak gerektir).

Kırlangıç uşağı. (Herkesi kandırarak işini yapan, hileci ve dalavereci açıkgöz.)

Kısa yanını vermemek. (Noksanını bildirmemek, eksik göstermemek).

Kıslı yer. “Ona karşı kışlı yerin mi var?,, (Yalnız ona malûm olan gizli bir suçun mu var?).

Kıvış yavış etmek. (Ağzının suyu akmak, arzu ve iştiha ile hazırlanmak).

Koşa yaşayasınız. (Karı koca birlikte ömür sürersiniz inşallah).

Koyun yaşı kadar yaşı kalmış, (ihtiyar; nihayet beş altı sene daha yaşar).

Koz ağacında karga var. (Söyleme: yanımızda bu sırra vakıf olmaması lâzım gelen biri var).

Kozu çüt görmezse ağaca taş atmaz. (Çok kârlı bir netice elde edeceğini kestirmezse harekete geçmez).

Köpeksiz köye rast gelmiş, eli değneksiz geziyor. (Meydanı boş bulmmuş; istediği gibi hareket ediyor. Kontrolsüz bir vaziyet içindedir; alabildiğince gidiyor).

Kör ola, sakar olmaya! (Kör olsun da aksi bir adam olmasın? Bu mümkün değildir).

Köşe taşı. (Bir muhitin mühim şahsiyetlerinden her biri),

Kotu yüz olduk. (Aramız açıldı; bozuştuk).

Kulağını küçükken kestim. (Ne mal olduğunu eskiden tanırım). (Çoban köpeklerinin yavru iken kulaklarnı keserler, ileride sürü beklerken kurtla dalşırsa, kurt, köpeği kulağından yakalamasın diye).

Kulak almak. (Müjde getirmek). (“Kulak alıcılığı” da muştuluk, müjdecilik demektir).

(Devam edecek)

Yazan: Gaziantep Mebusu Ömer Asım AKSOY