Gaziantep Vilayeti sınırları içinde ki köyler iki kısımdır. Bunlardan bir kısmı eski ve yerli köylerdir. Bu köylerin bazıları dere ve kaynak kıyılarında ve çoğu bir hüyüğün yamacındadır. Kuruluş tarihleri bilinmiyen bu köylerde evler umumiyetle iki katlıdır. Evlerin alt katları ahır olarak üst katları da ikamet için kullanılır. Binalar yalnız taştan yapılır. Odalara hem birbiri içinden ve hemde sofadan geçilir. Pencere tertibatı iyi isede her evde cam kullanılmaz Evler birbirine bitişik denecek kadar sıktır. Bundan dolayı bir evin damından diğer evin damına geçmek kabildir. Damlar yalnız evi örtmeğe değil, bulgur kaynatmaya, üzüm ve çamaşır sermeye de yarar. Yerli ve eski köylerin cepheleri daima cenuba doğrudur. Bu köylerde oturanlar fıstıkçılık bağcılık zeytincilik gibi işlerle meşgul olurlar. Eski köylerde mezarlıklar köye yakın olup en uzağı 15 dakikadan fazla sürmez. Mezarlık köyün cenubun da ve yol üstünde kurulmuştur. Köyde ölen herkes bu mezarlığa gömülür. Ancak biri tarafından vurulan ölen adam vurulduğu ve öldüğü yere gömülür. Dağlarda, vadilerde tesadüf edilen tekme zarlar başkası tarafından öldürülenlere ait olur Bunlara: (Düşek) adı verilir.

Gaziantep’in ikinci kışını köyleri yeni kurulmuş lan köylerdirki bunlar ayrıca iki kısımdır: Birinci kısım eski ve yerli köylerden ayrılmış köyler. İkinci kısımda ikân edilen aşiretlere ait köylerdir Yeni kurulmuş olan köylerden birinci kısma tahvil olanlar, tıpkı eski köyler gibidir. İkinci kısım köyler ise dağınık, avlusuz olduğu gibi binaları da pek az müstesna ile kerpiçtendir. Bu köyler şarktan garbe doğru uzun bir şekil gösterir. Bu köylerde kullanılan su kuyu suyudur. Köy cepheleri hemen daima cenuba doğrudur. Evlerin çoğu bir katlıdır, Bazı köylerde zenginlere mahsus iki katlı ve taştan yapılmış binalarada rastlanır. Bu köyler düzlük ve çöle benzer yerlerde bir tepenin yamacında kurulmuştur. Ahırları evlerden ayrı bir yerdedir. Mamafih ahırla evin bitişik olduğu köylerde vardır. Yeni köylerin halkı umumiyetle çiftçi olup hububat ziraati ile meşgul olurlar. Sebzeciliğe, meyvacılığa, bağcılığa hiç heves etmezler Yeni köylerde mezarlık köyün şarkında veya cenubun da ve yola yakındır. Köyle mezarlık arasında en az onbeş dakika, en çok 45 dakikalık veya bir saatlik mesafe vardır Mezarlık toprak kömelerinden ibaret olup bazan baş ucuna bir ağaç, veya baş ve ayak uçlarına birer kara taş konularak bırakılır.

Barak Oyunları

Barak aşireti arasında oyunlar kadın erkek hep birlikte oynanır. Bu oyunların kendilerine göre birer isimleri olup bunlardan öğrenebildiklerimizi yazıyoruz:

Çobanbeyli havası, Nahsani havası sarhoş havası, keçeli oyun, mimiy oyunu. Bunlar ağır oyunlardır.

Kara oyun, arabi oyunu. Bu iki oyun biraz oynak havalıdır.

Mısrî oyunu, senam oyunu, Cezayir oyunu. Bu üç oyun çok hafif ve kıvrak rakıslardır.

Şirvani oyunu, sür’atle söylenen ve oynanan bir havadır.

Barak oyunu, Barak iki kamış oyunu. El-ele daire halinde oynanan bu oyunu kadınlar da iştirak eder. Asıl Barak oyunları bunlardır. Demirci oyunu sür’arle oynanan bu hava, İlbeyli oyunudur. Pekmez oyunu hafif ve süratlidir.

Lorke oyunu, Kerebos oyunu, bu iki oyun şarkî Anadolu oyunlarının vasıflarını haiz görülmekte olup Baraklar arasına sonradan girmiştir.

GELİN BAŞLIĞI VE BEŞİK:

Türkmen gelinleri başlarına oyalı yemeni sararlar. Bunların ön tarafı, eski hocaların sarıklarında olduğu gibi kat-kattır. Fakat bu katlar manasız değildir. Katların herbiri bir seneyi gösterir. Bir gelinin çenberınde kat kat varsa o kadar senelik gelin olduğu anlaşılır.

Gaziantepte beşikler kavak ağacından yapılır. Gayet hafif verniklidir. Beşiklerin üzerlerindeki süsler, pembe, kırmızı, sarı, siyah, mor boyalarla yapilmiş iptidai çizgi çiçeklerden ibarettir. Beşik yapılırken eski zamanlarda tahta çivi kullanıldığı halde, şimdi bunun yerini demir çivi almıştır. Beşik yapanların kullandıkları aletler, marangozlukta kullanılan aletlerin aynıdır. Beşikçi ustaları çekmece, sandık ve ben zerleri ev eşyası da yapmaktadırlar.

Birkaç kelime:

Böke-Müsabakalar da birinci gelenlere verilen isimdir. Şampiyonun tam karşılığıdır.

Şirincelik-Nişan töreninde verilen ziyafetin adıdır.

Dalap-Cinsi birleşme zamanında atlara bu at verilir.

Kırnav-Cinsi birleşme zamanında kedilere bu at verilir.

Kızan-Cinsi birleşme zama nında köpeklere bu at verilir.

Abdülkadir İnan

(Bu yazı Şakir Sabri Yener tarafından Ankara Milli Kütüphanede bulunan Halk Bilgisi Haberleri dergisinin Birinci Kanun “Aralık” 1941 tarihli cilt 10, sayı 122, sayfa 29’dan aynen kopya edilmiştir.)