GİRİŞ

Dünyada ilk medeniyetler, Mezopotamyada Dicle-Fırat ırmakları boyunda, Hint yarımadasında Indüs nehri kıyılarında ve Mısırda Nil vadisinde doğmuş ve gelişmişti

Milâttan 4000 yıl önce Mezopotamyada yazının bulunması ile Sümer devlet ve uygarlığı başmamıştı. Milâttan önce 2750 yıllarında Sümerlerin yerini Kaideliler almıştı Mezopotamyada Elâm ve Babil kültür devirlerini, Asur medeniyeti (M.Ö. 2000-612) takip etmişti.

M.Ö 3000 yıllarında Mısırda ilk devlet kurulmuştu. Eski krallık, orta krallık (M.Ö.2100-1600) ve Yeni krallık (M.0.1600-1200) devirlerinde Mısırda büyük kültür merkezleri kurulmuştu.

Anadolu toprakları, dünyanın taş devrinden beri, yerleşilmiş nadir bölgelerinden biri idi. Eski Mısır, Mezopotamya medeniyetlerini takiben, Eski doğu medeniyetinin kültür merkezlerinden biri de, Anadolu’da Etiler tarafından M.Ö. 1900 yıllarında kurulmuştu. Eski Eti devletini (MÖ 1900-1550), Eti İmparatorluk devri (VI Ö. 1400-1200) takip etmişti

İlk insan topluluklarının yaşadığı, ilk medeniyetlerinin doğduğu ve ilk kültür merkezlerinin geliştiği Mezopotamya ile Anadolu ve Mısır’ı birbirine bağlayan ana yolların kavşak noktasında, Gaziantep yöresi yer almaktadır

Eski dünyanın ekonomik merkezi Mezopotamya idi. Çünkü Ön asya ve Mısır’dan Hindistan’a doğru giden büyük yol, Gaziantep Yöresi üzerinden Mezopotamya’yı kat ediyordu. Fırat nehri, Basra körfezini Toroslara bağlıyordu. Hind, Basra ve Fırat nehri boyunca gidip gelen su araçları ile taşınan ticaret eşyaları, Sümer, Babil ve Asurdan Gaziantep yöresine getiriliyordu. Doğu Akdeniz kıyılarında kurulan ticaret şehirleri ile Fırat nehir yolu arasındaki en kısa bağlantıyı, Gaziantep yöresinden geçen ana kara yolu sağlıyordu.

Eski çağlarda Akdeniz ve Avrupa ülkelerine açılan Asyanın ön kapısı, Doğu Akdeniz kıyılarında kurulan Fenike ticaret şehirleri idi. Fenikeliler (M.Ö. 2000-800) bütün Akdeniz kıyılarında ticaret kolonileri kurmuşlar, Akdeniz ülkelerinin ticaretini ellerinde tutmuşlardı.

Anadolu, Mezopotamya, Mısır ve Fenike kültür unsurlarının birbirleriyle kaynaştığı Gaziantep yöresinde ve çevresinde, Milâttan önce 1200 ilâ 700 yılları arasında bağımsız Hitit şehir devletleri kurulmuştu Tarih kaynaklarında sık sık adı geçen Büyük Hitit kıratlığının merkezi Kargamışta idi.

Doğu kültürlerinin kaynaştığı Hitit şehir devletleri kültürleri ile, Ege kıyıları ve İtalya yarımadası’nda kurulan şehir devletlerinin sıkı temas kurmasını, Fenike şehirleri ile Anadolu yarımadası’nı kat eden kara yolları sağlamıştı. Anadolu, haritaya ilk bakışta görüleceği üzere, Asya ile Avrupa kıtaları arasında uzanmış bir köprü gibidir.

M Ö. 1200 ilâ 700 yılları arasında Gaziantep yöresi ve çevresinde yer alan bağımsız Hitit şehir devletleri kültürü, Ege denizi kıyıları ve İtalya’da kurulan Yunan ve Roma medeniyetlerine temel olmuştu. Yunan (Helen) ve Roma medeniyetleri de bugünkü Batı medeniyetini doğurmuştur.

Orta, Yeni ve Yakın çağları dile getiren tarih kaynaklarında da Gaziantep yöresi mevkii ve şehirlerinin sık sık adı geçmektedir. Çünkü Gaziantep yöresi, Orta doğu ülkelerinin merkezi olan bölgede yer almaktadır. Ortadoğu ülkeleri de Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarını birbirlerine bağlamaktadır.

Ortadoğu ülkelerini birbirine bağlayan ana yolların kesiştiği bölgede yer alan Gaziantep yöresi, aynı zamanda insanların yaşamasına elverişli doğal koşullara (tabii şartlara) da sahiptir. Gaziantep yöresinde yer yüzü şekilleri, yüksekliği en fazla 1.500 metreyi bulan geçit veren dağlardan, vadilerle yarılmış yaylalardan ve ovalardan meydana gelmiştir. Yörenin doğusunda Harran, Suruç, Urfa, Mardin gibi geniş alanlar kaplayan Yukarı Mezopotamya ovaları, kuzeyde Pazarcık ve Maraş ovaları, batıda İslahiye ve Çukurova, güneybatıda Amik ovası yer almaktadır. Yörenin iklimi genellikle mutedildir. Akdeniz iklimi, kara ve çöl iklimleriyle Gaziantep yöresinde kesişir. Yörede doğan sular, doğuda Basra körfezine, Batıda ve Kuzeyde Akdenize, Güneyde çöle doğru akarlar

Ülkeler arası ana ticaret yollarının işlek olduğu zamanlarda, Gaziantep yöresinde büyük kültür merkezleri doğmuş ve gelişmiştir. Büyük ticaret yollarının kesildiği devrelerde ise Gaziantep yöresindeki kültür şehirleri sönmüştür Ticaret yollarının yeniden işler hale geldiği yıllarda ise Gaziantep yöresinde yeni yeni kültür merkezleri doğmuştur.

Yazısız kültürlerin yaşanmaya başlandığı Eski Taş devri (Paleolithikum) devrinden bu yana, orta doğu ülkelerinde büyük kültür merkezleri kuran milletlerin çoğunun kültür izlerine, Gaziantep yöresinde rast gelmek mümkündür. Ortadoğu ülkelerinin merkezi olan bir yerde bulunan Gaziantep yöresinin kültür tarihi, Türkiyemizin bir çok yörelerine nisbetle daha zengin olduğunu, tarih kaynakları doğrulamaktadır.

A) Gaziantep İli Kültür Tarihi

Tarih sırasına göre Gaziantep yöresinde iz bırakan kültürleri şöylece sıralayabiliriz:

1) Tarihten Evvelki (Prehistorya) Devri (M.Ö 4000-2000 Yılları)

İlk insan topluluklarının yaşadığı ve ilk medeniyetlerin geliştiği merkezleri birbirine bağlayan ana yolların kesiştiği Gaziantep yöresinde, tarihten (yazının icadından) evvelki devirlere ait kültür izlerine rastlanmaktadır. Gaziantep yöresinde yer alan yüzden fazla höyükün en alt tabakalarında, Eski taş (Paleolithikum) devri, orta taş (Mesolithikum) devri, yeni taş (Noelithikum) devirleri kültür eserleri kalıntıları yer almaktadır. Taş devri ile Tunç devri arasında geçiş safhası olan kalkolitikum devri eserlerine de kazılarda rast gelinmiştir. Antropoloji enstitüleri araştırmalarına göre, Anadolu’da ve bilhassa Gaziantep yöresinde, çeşitli ırktan kavimler bir arada yaşamışlardır

2) Gaziantep Yöresinin Tarihi Devirlere Girişi (M.Ö. 2000-1800)

Gaziantep yöresi Orta bronz çağını yaşarken, Asur ticaret koloni şehirleri, Mezopotamya’dan Kayseri ve Yozgat’a kadar Anadolu’nun içlerine doğru yayılmıştı Asur ticaret kolonileri, şehir devletçikleri halinde bağımsız idare edildiği, Asur kolonizasyonunun tamamen ticaret mahiyette bulunduğu yazılardan anlaşılmıştır

Bazı tarihçiler tarafından proto Hatti medeniyet devri adı verilen bu zamanda, Gaziantep yöresinin güneyinde samice konuşan Sârni kavimleri, doğuda Hurrice konuşan Asya menşeli Hatti ve Hürri kavimleri, batıda Luice konuşan Hind Avrupa menşeli Lui kavimleri yan yana yer almışlardı. Bu etnik karmaya rağmen, Mezopotamya kültüründen ayrı nitelikler taşıyan mütecanis bir kültür meydana gelmiştir.

3) Eti Kültür Devirleri (Mö 1800-850)

a) Eski Hitit devleti kültür devri: (MÖ 1800-1550) Anadolu’ya yeni gelen Hititler, eski Anadolu halkını hakimiyetleri altına alarak Eski Hitit kırallığını kurdular Eski proto Hitit kültürü ile yeni Eti Kültürünün kaynaşmasından yeni bir kültür doğdu, Anadolu Eti kıralları, bir taraftan Mezopotamya diğer taraftan Mısır medeniyet unsurlarının birbirleri ile kaynaştığı Gaziantep yöresi ve kuzey Suriyeyi elde tutmak için birçok savaşlara giriştiler.

b) Mitaniler devri (M.ö. 1550-1355): Asyadan gelen Hind-âri kabileleri istilâsı bütün önasya memleketlerini sarstı. M.Ö. 1550 yıllarından doğudan gelen Mitaniler Gaziantep yöresi şehir devletlerine üstünlüklerini kabul ettirdiler.

c) Eti imparatorluk devri (M.Ö. 1355 1200): Milâttan Önce 1400 yıllarında Anadolu’da yeniden Eti kırallığı kuruldu. Gaziantep yöresi Eti kültürünü benimsemiş şehir devletleri de M.Ö. 1355 de Hitanilerin üstünlüğünden kurtularak Anadolu Hititlerine yeniden bağlandılar.

ç) Bağımsız Eti şehir devletleri devri (M Ö. 1200-850): M Ö. 1300 yıllarında İlliryadan gelen Dor (Deniz) kavimleri, Çanakkale yolu ile Küçük Asyaya ve Yunanistana girdiler. Yeni âri akını Anadolu Hirit krallığını yıktı ve yerine Frikya devleti kuruldu. Eti kültürü hakimiyetinde olan Gaziantep yöresinde yer alan Kargamış, Zincirli (Sam’al), Sakçagözü şehir devletleri bağımsızlıklarını ilân ettiler. Çevredeki Maraş (Gurgum), Hatay (Hattena), Halep, Malatya (Melid) gibi Hitit şehir devletleri de bağımsız oldular. Bu şehir devletlerinden en önemlisi (Büyük Hatti krallığı) ismi ile anılan Kargamış şehir devleti idi Hitit şehir devletleri, kendilerini Anadolu büyük Hitit kırallığının meşru varisi sayıyorlardı

MÖ 1100-1000 yıllarında güneyden Gaziantep yöresine doğru Ârmilerden Bit Gabbar kabilesi yavaş yavaş ilerleyerek sızmasına rağmen, Gaziantep yöresi halkının çoğunluğu, Eti dini ve geleneklerine bağlı idi.

4) Asur Kültür Devri (M.Ö. 850-612)

M.Ö. 850 yıllarında Mezopotamyada kuvvetlenen Asurlular, Gaziantep yöresi Eti şehir devletlerini hakimiyetleri altına aldılar Eti şehir devletleri M.Ö. 717 yılına kadar yarı bağımsızlıklarını koruyabildiler. Asur kralı Sargon, Gaziantep yöresinde Eti Kültürünü temsil eden halkı sürdü, mevcut şehirlere Asurları yerleştirdi. M.Ö. 717-612 yıllarında Gaziantep yöresinde Asur kültürü hâkim oldu.

5) İran Kültür Devri (M.Ö. 612 -333)

M.Ö. 612 yılında İranda büyük bir devlet kuran Metler, Asur devletini imha ettiler. Gaziantep yöresinde çeşitli kültürlerin kaynaştığı şehir devletleri yeniden kuruldu ve Met devletine bağlandılar. M.Ö. 545 de İranda Metlerin yerini alan Pers imparatoru Kuruş, M.Ö. 546 da Anadolu Lidya kırallığına son verdi. Kuruş, 539 da Mezopotamyada İkinci Babil devletini, M.Ö. 525 de Mısır Firavunları devrini sona erdirdi. Pers imparatorluğu devrinde, ana ticaret yolları işler hale geldi. Gaziantep yöresinde İran Doğu kültürünün hâkim olduğu ve muhtelif kültürlerin kaynaştığı yarı bağımsız şehir devletleri önem kazandılar.

6) Helenistik Kültür Devri(M.Ö. 333-M.S. 395)

a) İskender İmparatorluğu devri (M.Ö. 333-306)

Ege denizi etrafındaki Küçük Yunan devletleri ile Persler arasında uzun yıllar süren savaşlar, her iki tarafın halkını bezdirmiş, fakir düşürmüş mensup oldukları devletlere olan bağlılıklarını azaltmıştı. Perslerin takip ettiği emperyalist politika, Pers devletini zayıflatmıştı. Bu sırada Mekadonyada ortaya çıkan Büyük İskender, Helen halklarının büyük çoğunluğunun kolaylıkla benimseyeceği ana hedefleri benimsedi ve savundu. Helen halkları içinde ana hedefleri savunarak iç barışı ve huzuru, milli birlik ve beraberliği sağlayan Büyük İskender, Anadolu ve İran üzerine yürüdü. Helen desteğinden mahrum hale gelmiş Pers İmparatorluğunu ortadan kaldırdı.

Bu arada Gaziantep yöresi şehir devletleri, İskender İmparatorluğuna bağlandı. Şehir devletleri halkı arasında zamanla Yunan kültürünü benimseyenlerin sayısı arttı.

b) Selevki Helenistik Krallar devri (M. Ö 306-64)

İskenderin ölümü üzerine, yerine geçen yöneticiler, İmparatorluk halkının büyük çoğunluğunun kabul edebileceği ana hedefleri ileri süremediler, Helen halkının birlik ve beraberliğini devam ettiremediler. İskender İmparatorluğu toprakları kumandanları arasında taksim olundu.

Ege kıyılarından Irak’a kadar uzanan bölgede yer alan Selevki Helen kralları zamanında Gaziantep yöresinde mevcut şehirler kalkındılar. Ticaret Sanayi gelişti. Helen kültürü halk arasında daha fazla kökleşti.

Gaziantep yöresi bu devirde çok gelişen Antiochia (Antakya) nın bir parçası sayıldı. Yörede birçok kale ve yeni şehirler kuruldu. Yeni yerleşme merkezlerine, ferdiyetçi Helenistik kültür, Yunan dili ve yazısı, güneş ve tarım dinleri hakim oldular.

c) Roma devri (M. Ö 64-M. S. 395)

Roma İmparatoru pompeyüs zamanında Romalılar, Gaziantep yöresini işgal ettiler. Romalılar yerli halkın gelenek ve göreneklerine din ve diline karışmadı.

Antep yöresinde Roma devrinde’de Helenistik kültür hakim kaldı. Romalılar zamanında ana yolların kesiştiği Antep yöresinde büyük ekonomik ve kültür merkezleri doğdu ve gelişti.

Roma devletinin fikir alanındaki serbestisinden yararlanan eski Helen ve Roma dinleri, Yahudi ve ilk Hıristiyan mensupları geniş faaliyet gösterdiler.

İsanın 12 havarisinden Johannes (Yuhenna) Rum kaleyi merkez yaparak hıristiyanlığın Gaziantep yöresinde yayılmasına gayret etti. İlk kilise ve manastırların kurulduğu nadir yerlerlen biri de Gaziantep yöresi oldu. Hıristiyan dini zamanla halk arasında yayıldı

Üçüncü Bölüm Hristiyan: Kültür Devri (Bizans Devri) (M. S. 395-638)

Bizans İmparatorluğunun ilk yıllarında, Gaziantep yöresinde yaşayan çoğunluğu elinde tutan Yunanca (Helence) ko-

(Devam edecek)