“Haco Gelin bu ellerin çiçeği
Odalarda oynadılar elli dilli köçeği
Sol börgünden yemiş Hacom yaylı bıçağı
Suçu neydi de öldürdüler Haco Gelini.”
Gaziantep dolaylarında kadın kostümü ile oynayan erkek oyuncuya köçek denir. “Eli dilli köçek eliyle konuşan anlamında olup başka bir deyimle ifâde etmek gerekirse köçeğin parmakları arasında vurarak çıkardığı zil sesleri gelecekte olacakların müjdesi, habercisidir.
Dil anahtar anlamındadır. Allahta kapı açar, kapı ise baht’tır; Bizim ise ezelden bahtımız yok!
İşte, Gaziantep’de yaşamış bahtsız genç kız ve köy kadınlarının yanık öykülerini dile getiren, bizim el’in gelin ağıtları, Gaziantep yöresinin tipik terennüm tarzı olan uzun havalarla, Gaziantep ağızlı uzun havalarla soyut ifadesini bulur.
Bu yaz da örnek olarak Haco Gelin ezgisini almama gelince kısa olarak şunu söyleyebilirim:
Haco gelin fonetik halk sanatlarımızın uğradığı bedbahtlığa mahallî bir örnektir. Tıpkı üzerine yakıldığı Hacer adındaki köy gelinimizin bahtsızlığı gibi...
Haco gelinin kötü talihi “Al bağlanan duvağın yeşil çıkması ile bitmiyor. Ezginin popüler hale gelmesiyle çoğu yerde, örneğin sahne sanatçıları tarafından esâs karekterinden ayrı nitelikte çağrılması tempo değişikliğine sebebiyet verdiği gibi; yöresel, Gaziantep köy ağzının, okuyucunun telâffuzu ile ezildiğini görmemizi Haco gelinin ve dolayısı ile ezgilerimizin üçüncü bahtsızlığı sayarsak Herhalde yanlış kanıya varmamış oluruz.
Hatırlanacağı gibi ağıtlarda, yiğitlemelerde müziğe düşen pay birazda parçayı öbür halk ezgilerimizden ayırmaktadır; Ağız, konu ve müzik muhit yaşantısının neticesidir. Bu sebeble folklor müziğimizin yöresel özelliğini yukarıda saydığımız ağız, konu, müzik gibi üç ana esasta toplamak mümkündür.
Ezgilerimizi dile getirenlerin bunları hatırlamaları kendilerine bu vadide kıymet kazandıracaktır.
Musabeyli’de namıdiğer Kara Ali diye bilinen Ali Gezer’den öğrenen Bayram Gezer ve Elbeyli’nin Zabaran köyünden Ali oğlu Hayrettin KAYA’dan derlediğim Haco Gelin ezgisini aşağıda okuyacaksınız:
“Kalk gidelim Haco Gelin bu el bize yaramaz
Sarı saçlarına kan bulaşmışda gümüş tarak yaramaz
Doktor Mecit gelsede çare bulamaz
Suçu neydide öldürdüler Haco Gelini
Uzun olur da Harbete’nin kavağı
Al bağladım yeşil çıktı duvağı
Al kırmızı yanardı Haco Gelinin yanağı
Suçu neydide öldürdüler Haco Gelini.
Harbete’den bindirdiler gelini
Bereke’den aşırdılar yoluna
Yaşın küçük kabul etmen ölümü
Suçu neydide öldürdüler Haco Gelini.
Düğüncülerin Karataş’da erdirdiler
Kınacıların bozuk bozuk geri döndüler
Sizin ördekler bizim gölde yüzdüler
Suçu neydide öldürdüler Haco Gelini
Haco gelin bu ellerin çiçeği
Odalarda oynadılar eli dilli köçeği
Sol börgünden yemişde Hacom yaylı bıçağı
Suçu neydide öldürdüler Haco Gelini.
Evlerinin önü çifde şekili
Sekilerinde top top gülen Irahan ekili
Sen gidersen kim olacak güzellerin vekili
Suçu neydi de öldürdüler Haco Gelini.
Evlerinin önü Millet bahçası
Cebine doldurmuş Mısır akçası
Sandıkta kalmış pazarlık bokçası
Suçu neydide öldürdüler Haco Gelini.
Tüfek getirinde şu kartalı vurak
Dalgıç getirinde Haco Gelini (kızı) bulak
Sen ölmedende ben yerine ölem
Suçu neydide öldürdüler Haco Gelini.
Haco Gelin ezgisini, daha doğrusu derleyebildiklerimizi yazdık. Haco gelin hikâyesi şudur:
Harbete’de bir ağa kızı olan Haco, amcası oğlu ile uzun zaman nişanlı kalır. Neden dolayıdır bilinmez nişan bozulur ve Haco Gelini babası başka köyden birine verir. Gelin alayı giderken yolda eski nişanlısı tarafından öldürülen
Haco Gelin’e bilmediğimiz bir halk şairi tarafından okuduğunuz ezgi yakılır. Parça Haco gelinin anasının ağzından söylenmiştir.