Gaziantep şehri yerli halkı arasında uzun yıllardan beri devam eden eski evlenme âdetleri, son yıllarda hızla değişmeğe ve sadeleşmeğe başlamıştır. Yeni nesiller tarafından bilinmiyen bu eski evlenme âdetlerinden tesbit edebildiklerimizi, Kültür Derneği yayınları arasında zaman zaman yayınlamaktayız. Bu yazımda gerdekle ilgili yedi manzumeyi unutulmaktan kurtarmak istiyorum.

Âdetlere göre: gelin, düğün günü öğleden sonra ikindi vakti olunca kocası evine törenle getirilir. Kocası evine getirilen gelin, evvelden çok süslenmiş olan yatak odasına çıkarılır. Gelin, yatak odasına çıkarılırken çok yavaş yürütülür. Kadın hocalar tarafından, merdiveni çıkan gelinin etrafında söylenen bir kaside şöyledir: [1]

İki âlemde padişah benim bir yaseminim var

Ne mümkün gayri yar sevmek ve billahi yeminim var

İki âlemde padişah benim bir gül emirim var

Ne mümkün gayri yar sevmek ve billahi yeminim var

Salınıp bahçeye indi çiçekler selama durdu

Mor menevşe boynunu eğdi gül kızardı hicabından

Kadın hocalar tarafından merdivende söylenen gelin övme kasidelerinden biri de şudur [2]

Al benliğini gayri sıvadan beni kurtar

Bağışla bizi Ahmedi muhtare İlâhi

Duzakda koyup yakma bizi nare İlâhi

Canan elinin güllerinin bağı göründü

Dost ikliminin lâlesinin ağı göründü

Şepkul kamerin mucize parmağı göründü

Vuslat gününün gündüzünün ağı göründü

Gaygı gecesi getti gamu kalmadı korku

Yakube dahi sıhhatinin sağı göründü

Envarı muhamet doğuşa tuttu cihanı

Gelin, yatak odasına çıktıktan sonra abdest alır, yengelerle birlikte akşam yemeği de yer. Yengeler kız tarafının temsilcileridir. Gerdek gecesi oğlan evinde yatan yengeler: evlenen kızın amca karısı, erkek kardeşi eşi, teyzesi, ninesi, halası veya ablasıdır.

Gelin yatak odasına geldikten sonra kadın hocalar (yatak övme) ye başlarlar. Firders Yetkin’den tesbit ettiğim (yatak övme) nin kelimeleri şöyledir:

Yansın bal mumları yansın

Üstüne haktan nur insin

Appisi müştaka olsun

Gerdeğin mübarek olsun

Âmin amin amin amin

Eya mevcut vessabirin [3]

Babasının adı Haci

Gözleri görmesin acı

Müştaklar sana duacı

Gerdeğin mübarek olsun

Âmin amin amin amin

Eya mevcut vessabirin

Anasının adı Fatma

Kaşları var çatma çatma

Gayreti elden bırakma

Gerdeğin mübarek olsun

Âmin amin amin amin

Eya mevcut vessabirin

Erişte boynunu eriş [4]

Yaramaz huyların deniş

Bin hil'at değer bu övüş

Gerdeğin mübarek olsun

Âmin amin amin amin

Eya mevcut vessabirin

Ekmekler açılsın yufka

Düşmanlar uğrasın oka

Mutlu olsun atlas çuha

Hil’atin mübarek ola [5]

Âmin amin amin amin

Eya mevcut vessabirin

Çık cennette otur köşke

Seni gören gelsin aşka

Mutlu olsun atlas çuha

Gerdeğin mübarek ola

Âmin amin amin amin

Eya mevcut vessabirin

Gerdeğinde bişen aşlar

Hasıdın dişini taşlar

Âmin deyin din kardeşler

Gerdeğin mübarek ola

Âmin amin amin amin

Eya mevcut vessabirin

Halilden bu asan oldu [6]

Eşidenler dua kıldı

Övmek burda tamam oldu

Gerdeğin mübarek ola

Âmin amin amin amin

Eya mevcut vessabirin

Örtün kapıyı bacayı

Sürün karıyı kocayı

Hoşça görün bu geceyi

Gerdeğin mübarek olsun

Buraya gelince kadın hocalar, yüksek sesle (Mübareklik için fatiha) derler. Hoca yüksek sesle dualar, hazır bulunanlar ise içlerinden okuyarak gelinin odasından çıkarlar. Yere namazlağa açılır. Hocalardan biri geline iki rekât namaz kıldırırlar. Namaz bittikten sonra namazlağa toplanmaz.

Yatak odasında bu törenler olurken, güveyiyi de arkadaşları ayrı bir odada giydirirler. Güveyiye elbise giydirilirken söylenen manzumelerden biri de şudur: [7]

Şu dağlar ulu dağlar

Etrafı sulu dağlar

Ben derdimi söylesem

Gök durur bulut ağlar

Dört gaziler dört gaziler

Şu dağlar meşe dağlar

Etrafı köşe dağlar

Kekliği vezir olmuş

Serçesi paşa dağlar

Dört gaziler dört gaziler

Saz benim sohbet benim

Mahfada dilber senin [8]

Yetmiş iki buçuk millet

Alayı derki cennet benim

Dört gaziler dört gaziler

Deselerki aha cennet

Girmem yarsız haram olsun

Dört gaziler dört gaziler

Güve donatılmasında maya ile söylenen diğer bir manzume de şudur: [9]

Benim aşnam kemer bağlar beline

Ben kurmanım aşiretine eline

Bin naz ile bir gül sundum eline

Alır mı olam almaz mı olam o yârim

Ben şu dağda ne bir gülem ne gülem

Koymaz felek ne ağlayam ne gülem

Ben karibem öz başıma değilem

Yandı kerem saldı beni bu derde

Aç beyaz göğsüne bir gül dikeyim

Elvan elvan çiçeklerden ekeyim

Ben bu derdin hangi birin çekeyim

Susam derdi sümbül derdi gül derdi

Bir balıkçıl aldı kaçtı fesimi

Çok çağırdım işitmedi sesimi

Babam yoktur anam çeksin yasımı

Yandı kerem saldı beni bu derde

Güve giydirildikten sonra camiye götürülür.

Güveğiyi camiye götürme gazellerinden biri de Şöyledir : [10]

Rahmeyle bu dil hastayı naçare ilahi

Zahmi dilime senden ola çare ilahi

Bin mücrümü asi kulunam ruyi siyahım

Affinle nazar kıl bu günahkâre ilahi

Al benliğimi gayri sivaden beni kurtar

Ta vasıl olan rüyeti didare ilahi

Nefsim hevesiyle beni sen derbeder etme

Aşkından eser ver bu dil zare ilahi

Bakma yüzümün karesine ruzu cezade

Bağışla bizi ahmedi muhtara ilahi

Ol günde bırakma kerem et haser haini

İsyanın ile eyleme avare ilahi

Leyla kulunu ateşi aşkınla kebab et

Tuzakta koyup yakma bizi nare ilahi

Güveğinin camiye götürülmesinde ve eve dönüşünde söylenen diğer bir gazel de şudur [11]Nesimiden alındığı söylenen bu gazel, güve sahresinde de söylenir.

İçmişem aşkın şarabın nergizi mestaneden

Görünme mest olmuşamki methi peymaneden

Canımı otlara yaktın şulei dirar uçun

Ey gönül öğreni gör aşıklığı pervaneden

Özün sarfeyleyenler buldular cananını

Dünyasını terk edenler çıktılar viraneden

Gerçi mesçitten gelir zikrin sedası ya ilah

Gafil olma yek nefes ya hu gelir meyhaneden

Ey Nesimi on sekiz bin alemin mabudu hak

Kim bu şirden aşina olmaz sürülür haneden

Güveği, namazdan düğün evine döner. Eski yıllarda güveği, doğrudan gelinin bulunduğu yatak odasına gelirmiş. Daha sonra bu âdet değişmiş. Güveği eve gelince gelin, merdivenlerden aşağı iner, güveğiyi karşılar. Güveği gelinin bir elinden tutar yatak odasına çıkarlar. İki çocukta [12]her iki tarafta mumlar taşırlar. Gelin ile güveği yatak odasına birlikte çıktıktan sonra odanın kapısı derhal kapatılmaz. Gelinin yüzü güveği tarafından açılmadan önce, güveği, açık olan namazlağıda namaza durur. Namazdan sonra kapı örtülür. Gelinin yüzü dua ile açılır. Yeni evliler, üstü; tatlılar, meyva ve şekerlemeler, sütlü, yağlı kahke, baklava ve mumlar bulunan büyük bir tepsinin etrafına otururlar. İlk konuşma ve geline ikram, bu tepsi başında yapılır. Gelin ile göveğinin birbirine ısınması tepsi başında gelişir.

Hulûsi YETKİN


[1] Firdevs Yetkinden tesbit edilmiştir.

[2] Hayriye Karslıgilden derlenmiştir.

[3] Mevcut olanlara sabır

[4] Eriş = Seviş

[5] Hil’at = Elbise

[6] Halil = Hazreti Halil

[7] Firdevs Yetkinden derlenmiştir.

[8] Mahfa = Deve üzerinde iki taraflı büyük sandık içinde oturulan yere denir ve bu sandığın üstü örtülü olur.

[9] Bu manzume, Tüfekçi Vahit ustadan Mustafa Güzelhan tarafından derlenmiştir.

[10] Bu gazel, Emekli Öğretmen Mustafa Güzelhan tarafından Tüfekçi Vahit ustadan tesbit edilmiştir.

[11] Tüfekçi Vahit Ustadan alınmıştır.

[12] Güveği camiye giderken ve yatak odasına kadar takip eden ve ellerinde mum bulunan çocuklara (Sağdıç) denir. Sağdıçlar, güveğinin yakın akraba çocuklarıdır.