İki günden beri yazıhaneme telefon eden veya bizzat gelen çeşitli vatandaşlar: Türkmen olduklarını, 10.1.1968 akşamı Şehreküstü’deki bir kahvehanede yaptığım konuşmada, Türkmenlerin Antep’in etrafını sardıklarını ve yağmalar yaparak Gaziantep’i geri bıraktığını söylediğimi işittiklerini, bu iddiaya çok üzüldüklerini bildirdiler. Üç yüzden fazla vatandaş huzurunda yaptığım konuşmada Türkmenlerden bahsetmiş değilim. Yanlış bir rivayetin dilden dile söylenirken, bambaşka bir şekil aldığı anlaşılıyor.

Gaziantep Bölgesi hakkında araştırma yapan bir şahıs sıfatıyle, yayınladığım Kültür Dergisinin muhtelif sayılarında ve dernek kitap yayınlarında, Gaziantep Bölgesi Türklerinin geri kalış sebeplerini izah ederken, Türkmenler ile Arap ve Kürt aşiretleri arasında Osmanlı devrinde 400 yıl devam eden çarpışmaların başlıca sebeplerden biri olduğunu, muhtelif tarihi belgeleri izah ederken belirtmiş bulunuyorum. Türkmenlerin Gaziantep Bölgesini iktisaden kalkındırmak istediğini, Suriye Çölleri ile Doğu cihetindeki çeşitli milliyetlere mensup aşiretlerin, zengin Gaziantep bölgesini yağmalamak için birçok akınlar düzenlediklerine dair Gaziantep Şeri mahkeme sicilinde de birçok belge mevcuttur. Bazı konuşmalarımda bu belgelerden de bahsetmiş bulunuyorum. Türkmenler hakkında kötü bir söz söylemem mümkün değildir. O zaman ben de kendi aslımı inkâr etmiş olurum. Ben de soyu Türkmen olan bir aileye mensubum. Gaziantep Bölgesinde Türkçe konuşan ailelerin hemen hepisinin soyunun Türkmen olduğu, Oğuz ilinden geldiklerine dair binlerce tarihi belge vardır. Türkmen demek Türk demektir. Bugün Gaziantep İlinde yaşıyan ve kendilerini Türkçe konuşan Türklerden ayrı bir soya sahip zanneden Türkmen aşiretleri, son 1691 ila 1696 yıllarında Horasan cihetinden Anadolu’ya gelip Gaziantep Bölgesine yerleştirilen aşiretlerdir. Daha Önce Gaziantep Bölgesine gelen Türkmenler, zamanla birbirine kaynaşmışlar aşiret bağları zayıflamış, bugünkü Türkçe konuşan halkları meydana getirmişlerdir. Bugün Gaziantep İlini baştan başa dolduran Türkçe konuşan halkların tamamının kökünün Türkmen olduğunu doğrulayan ve binlerce tarihi belgeye müstenit iki eserden bahsetmek isterim. Bunlardan birisi Doçent Dr Cengiz Orhonlu’nun 1963 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi yayınları arasında yayınlanan (Osmanlı İmpartorluğunda Aşiretleri iskân teşebbüsü) isimli eserdir. İkinci eser: Profesör Dr Faruk Sümer’in 1967 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi yayınları arasında çıkan Oğuzlar (Türkmenler) kitabıdır. Her iki eserde yer alan belgeler, Anadolu ve Gaziantep Bölgesi Türk halkının aynı soydan geldiğini ve hepsinin Türkmen olduğunu meydana koymaktadır. Henüz aşiret hatıralarını unutmayan Gaziantep Bölgesine en son gelmiş Türkmen kardeşlerimizin kendilerini, eski Türkmen aşiretlerinden gelmiş ve aşiretleri dağılmış Türkmenlerden ayrı saymaları hatadır. Aksini iddia edenlere yüzlerce delile müstenit yayınları okumalarını salık veririm.

(12/01/1968Haber)

Hulusi YETKİN