Gazetelerde sık sık Türkiye’nin uyanık şehirlerinde: İstanbul’da, Bursa’da, Egenin muhtelif şehirlerinde, memleketlerine seyyah celbi için cemiyetler kurulduğu hakkında avadisler okuyoruz. Fakat kendi memleketimizde bugüne kadar böyle bir teşebbüsle karşılaşmadık. Acaba Bursa’nın Ege’nin bu hususta bizden daha imtiyazlı olduğumu zannetdiliyor? Eğer gelecek seyyah, tarih seyretmek istiyorsa Antep’in her karış toprağı bir tarih sayfasıdır. Etilerin tarihi demek, Antep çevresi demektir. Bugün bile bir çok köylerimiz hâlâ Etiler zamanındaki isimlerini taşıyorlar. Antep’te Roma tarihinden sayfalar okuyabilirsiniz. Bizansı seyreder, İslam Bizans mücadelerine şahid olur. Mısıra, Hinde sefere giden büyük fatihlerden izler bulursunuz kaleye çıkınca, onun iki tarafında göreceksiniz höyükler üzerinize ne tesir yapar. Dülüğü, Tılbaşar kalesine kâle almıyalımda biraz Fırat sahillerine doğru inelim. Bir İngiliz’in bir Amerikalıya Taymis nehrini göstererek (bu akan nehir değil tarihtir) dediği gibi Fırat’ta bir nehir değil bir tarihtir. Şöyle Birecik’ten eski ismiyle Rumkale’ye doğru bir yürüyüş yapalım. Başınızı ne tarafa çevirirseniz tarihten bir yaprak okursunuz. Bana inanmıyorsanız, Dr. Şıpırta sorun. İçimizde yaşayan yaşlılar biliyorlar. Vaktiyle bu yerleri görmeğe Amerika’dan geliyorlardı. Memleketimiz güney, güney-doğu ve doğu Anadolu’da iklim itibariyle yaşamaya en elverişli şehirdir. Hilkatten çalışmayı sevdiği kadar eğlenmeyi de seven halkımız kendiliğinden, basitte olsa memleketimizi bölgenin eğlence şehri haline getirmiştir. Şuurlu ve plânlı bir çalışma sayesinde noksanlarımız tamamlanabilirse çok kısa zamanda verici neticeler alabilir.

Seyyah deyip de geçmemeli. Bir zamanlar bende seyyah celbi suretiyle bir memleketin zengin olacağına inanmazdım. Fakat bir pazar günü gördüğün Versay Sarayı ve oradaki insan kalabalığı, bu hususta bana kâfi bir inanç verdi.

Bu mevzua son vermeden evvel şunuda teberrüz ettirmeli ki; eğlence bir lüks değil bir ihtiyaçtır. İyi eğlenemiyen bir insanın iyi çalışabileceğine inananlardan değiliz.

Abdülkadir BATUR

Yeni Gaziantep Gazetesi 26 Şubat 1946