Türkiyemizin sayılı büyük nehirlerinden biri Fırat, bölgemizden şimdi sessiz akar gider… Eskiden bize varlığını yolumuzu keserek bildirdi. Köprüyü üzerine vurduk ve onu unuttuk.

Kuraklıktan dudaklarımız şakır şakır yarılırda biz genede bu dev suya bakar dururuz: Bireciğe kadar gidenler bilirler. Bir damlacık olsun Fırat Türkiye’de faydalı değildir. Oda bizim bu tembelliğimize bakarda bazen gazaba gelir, taşar ekinlerimizi harap eder. Hakkıda yok değil… Ben size sanayide şu kadar su taşırım siz bana rahatlayacak, biraz konaklayacak bir baraj kurmazsanız oh olsun size der gibi bir hali var.

Araplar koca Halep şehrinin su davasını Fırat sayesinde hallediverdiler. Biz kökü bizde çıkan, sende bilmen ne kadar bin ton topraklarımızı denize taşıyan Fırat’ın ancak tahribine boyun eğeriz. Koca Haran Ovası tek başına bile Türkiye’yi doyurabilir… Yalnız bir sulanabilse; Güney Anadolu kaderini yazın şakır şakır yarılan toprağa bağlamışta, gözlerini hep gök yüzüne çevirmiştir.

Sadece atmış kilometrecik Gaziantep’le Fırat’ın uzaklığı; Burun dibi sayılır devirde. Bu kadar yakınında koca nehir dururda yine Antep ve havalisi elektriksiz ve susuz barğın barğın bağırır. Yirmi birinci asra bacağımızın şu devirde bir kilovat elektrik bir işçinin gündeliğinin 1/8 ne. Evler canım ormanları çatır çatır yakar durur.

Fırat üzerine bir değil bir kaç baraj kurulabilir. Elde edilecek bol enerji her şeyimizi kolaya bağlar. Sen ben çekişmesini bıraksak da biraz büyük memleket davalarına eğilsek iyi olmaz mı?..

(Genç Kilis’ten)