1) Eski Antep’te Kültür

1076 Malazgirt zaferini takiben, Gaziantep ve çevresine, 1084 yılından başlamak üzere, Selçuklular tarafından büyük kütleler halinde Türk boyları yerleştirilmiştir. Gaziantep ve çevresi, 9 asırdan beri güneyde Arap kültürüne karşı, doğuda İran kültürüne karşı. Anadolu Türklerinin güneydoğu bekçiliğini yapmaktadır. Coğrafii mevkii itibariyle Gaziantep, Ortadoğu ülkelerinin tam ortasında merkezi bir mevkiide olup, kuzeyden Güney’e doğudan batıya gelip geçen ana yollar Gaziantep’ten geçmektedir. Gaziantep asırlardan beri doğunun malını batıya, batının malını doğuya, güneyin malını kuzeye, kuzeyin malını güneye aktaran bir ticaret merkezi olmuştur. Zamana göre çeşitli sanayii kolları gelişmiştir. Halep şehrinden sonra Gaziantep gerek Selçuklular’dan gerekse Memluklular ve Osmalılar devirlerinde, Anadolu’nun nüfusu en fazla olan şehirlerden biri olmaya devam etmiştir.

Dokuz asırdan beri büyük bir şehir, ticaret ve sanayi markezi olan Gaziantep, aynı zamanda eski bir ilim mekezi ve ulema yatığı, Türk kültürünün canlı yaşadığı bir çevre olmuştur.

Gaziantep daha on ikinci yüzyılda büyük bir şehir niteliği taşımakta idi. Urfalı Matesna ve kayinamesine zeyl yazan Papaz Grigor 1155 olaylarını anlatırken aynen: (O büyük ve meşhur Antep şehri) diye sözlerine başlamaktadır. Gaziantep’in o çağlarda birer ilim yuvası olan medreselerinden birçok meşhurlar yetişmiştir. O devirlerde rağbet edilen dinî bilimlerden başka tarih, telsefe, tıp gibi ilimlerde de Gaziantep medreseleri şöhret yapmıştı.

Gaziantep’te yetişen dil bilginleri, Türkçe’nin Arapçadan ve Farsçadan geri bir dil olmadığını belirten eserler vermişIerdir. Gaziantep Türkleri, dini ilahileri dahi türkçeleştirmiş çok zengin bir halk edebiyatı meydana getirmişler, Türk örf ve âdetlerinin dinî kurallara aykırı olmadığını belirten birçok din adamı Gaziantep’ten çıkmıştır. Başka bir değişle, Gaziantep’te geliştirilen Türk kültürü. Anadolu’nun içlerine doğru ilerlemek isteyen Arap ve Fars kültürüne karşı koyan bir set olmuştur. Gaziantep bölgesinin 9 asırdan beri devam eden Türklüğünü korumuştur.

2) Eski Antep’te Medreseler ve Mektepler

Gaziantep Şer’i mahkeme sicillerinde birçok medrese ve vakıf kuruluşuna ait belgelere sık sık rastlanır. Antep eski bir ilim merkezi ve ulema yatağı olduğuna dair birçok eski eserde kayıt vardır. Onyedinci asırda Antep’i ziyaret eden Evliya Çelebi, sadece Hadisi şerif tedrisine mahsus yedi Dârul-Hadis’in bulunduğu misal olarak zikretmektedir. Üniversite seviyesinde medreselerin bulunduğu, Antep’teki alimlere ve bilginlere hitaben gönderilen ferman, Vali buyurultularından da anlaşılmaktadır. Şeri sicillerden yüze yakın medrese ismi tesbit edilmiştir. Gaziantep’e o çağlarda (Küçük Buhara) ismi verilmekte idi. Küçük Buharadan birçok bilgin, sanatçı, professor yetişmiştir. Gaziantep’te aynı zaman da birçok kütüphane de mevcut idi.

İnsanların yaşamasına müsait iklimi ülkeler arasında bir geçit yerinde olan Gaziantep’te, Tıp ilmide eski çağlardan beri gelişmiş, birçok eserlerde Gaziantep’in ikliminin, havasının istikrarı, ılımanlığı öğülmüştür. Ondokuzuncu asırda Gaziantep’te Tıp fakültesi dahi açılmıştır.

Birinci Cihan savaşından evvelki devrede. Cemiyeti İslamiye adındaki mahalli bir dernek öncülüğü ile Gaziantep Türkleri, bugünkü modern anlamda ilk Türk mekteplerini açmışlardı. Cemiyeti Islamiye’nin öncülüğü ile Antep’te öğretmen okulu, Rüştiye, çeşitli ilk okullar açılmıştır.

Antep’teki okullar hakkında bir fikir vermek için 1909-1914 yılları arasındaki devrede. Gaziantep şehrinde faaliyet gösteren okulları sayalım:

Ticaret lisesi, Darülharir İpekçilik lisesi, Eczacı kalfa okulu, Öğretmen okuIu, Rüştiye orta okul, üç ana okulu, on ilk okul, bir Darülitam, 18 medrese, 21 mahalle okulu, 3 kız ilkokulu, 1 kız orta okulu, 20’den fazla akalliyet okulu, kolej ve orta okullar. Birinci Cihan savaşı ve kurtuluş savaşında birçok okul ye medrese kapanmış, Cumhuriyetin ilk yıllarında Gaziantep maarifi bir müddet için ölü bir devre geçirmiştir.

3) Gaziantep’te İlk Matbaa:

Gaziantepte ilk matbaa Gaziantep Amerikan Kolejinde kurulmuştur. 1859 yılında şapiloğraf usulu ile faaliyete geçen matbaa, zamanla gelişmiş, 1881 yılında tam teşekküllü olmuştur. Bu matbaada ders kitapları, ilk Gaziantep gazataleri basılmıştır, Gaziantep’e matbaa, birçok Anadolu şehirlerine nisbetle çok erken girmiştir.

4) Gaziantep’in Yetiştirdiği Bilgin, Şair ve Sanatkârlar

Antep’te birçok bilgin, şair ve sanatkâr yetişmiştir. Birkaç örnek vermek icap ederse şöylece sıralıyabiliriz.

EL-AYNÎ

1361’de Antep’te doğup tahsil eden, 1451’de Kahirede ölen Bedru’d-din Mahmut el Aynî, Tarih ve fık’a dair peir çok kıymetli eser vermiştir. El Buhari’nin Cami’u’s Sahih’ine onbir ciltlik muazzam bir şerh yazmıştır. Kahire’de Hanefi kadılığı yapan El Aynî, Türk örf ve âdetlerinin koruyuculuğu yapmış, dine uygunluğu fikrini savunmuş, Tarih sahasında meşhur 24 ciltlik El Tarihi ehlizaman eserini yazmıştır.

20’den fazla eseri olan Aynî, Kahire üniversitesinde profesörlük Mısır Memluk devleti bakanı, Memlukların Ormanlılar nezdinde elçiliğini yapan bir Türk bilginidir.

Muzafferatin Mahmut Elmaşati

Memluklar devrinde yaşıyan ünlü Tıp profesörlerindendir. Kahire’de Tolon üniversitesinde hoca, Kahire Şeyhül etibbası idi. Tıp konusunda meşhur eserleri vardır.

Ahmedül Aynitabi Oğlu Mahmut

Memluklar devrinde yaşamış ünlü tıp bilgiçlerindendir, eserleri meşhurdur.

Mütercim Asım

1789’da Gaziantep’te doğan Mütercim Asım, 1819’da Istanbulda vefat etmiştir. Biri arapçadan Türkçeye, diğeri Farsçadan Türkçeye tercüme ettiği iki dev eseri vardır. Burhan’ı Katı, Tercümetil Kamus eserleri bir asırdan fazla zamandan beri binlerce aydının istifade ettiği eserlerdir. Mütercim Asım, Türkçenin, Arapçadan, Farsçadan asla geri olmuyan bir kültür dili olduğunu isbat eden büyük bir bilgindir.

Gaziantepte Yetişen Diğer Meşhur Dil Bilginleri

Türk dilinin diğer dillere üstünlüğünü isbat eden dilciler sadece Mütercim Asim değildir. Nazm-ul Leal eserinin yazarı Çarpınlı Şeyh Ahmet, Nazm il Cevahir eserinin sahibi Hasan Ayni, Arapça lügatlere ışık tutan lügatçi Abdurrahman Aynî de Gaziantep’in yetiştirdiği, Türk Kültürünün üstün meyvalarını veren bilginlerdendir.

Mehmet Münib Ayintabi

Büyük Türk hukukçusu Es-Serahsinin Siyerul Kebir şerhini Türkçe’ye tercüme eden Mehmet Münih Ayintabi, 18-19’ncu asırda yaşıyan Antepli bilgin ve Anadolu kazaskerlerindendir. İslam devletler umumi hukuku ile ilgili dev eseri hala dünyanın belli başlı merkezlerinde önemle anılmaktadır.

Mustafa Sait Efendi

Büyük fıkıhçı ve müeliflerden Antepli Mustafa Sait Efendi’nin: Tanınmış fıkıh kitabı Mültakal Ebhura yazmış olduğu dört ciltlik şerhi, meşhurdur.

GAZİANTEPLİ ŞAİRLER VE SANATKÂRLAR

Gaziantep’ten birçok şair yetişmiştir. En meşhurları: (Hasip Dürri, Aynî, Hasırcı Oğlu Mehmet Ağa, Zeki Savcı, Hafızı Ayintabi, Hamdi baba, Senai, Arzi Mehmet dede, Nuri Mehmet Paşa) dır. Birçok dini manzumeler, belgeler Gazantep’te diğer Anadolu şehirlerindeki emsallerine nisbetle daha Türkçe yazılmıştır. Yüzlerce halk şairi de yetişmiştir. Halk dili işlenmiştir. Türkün dili, örf adedi, kahramanlığı, binlerce destanda dile getirilmiştir. Müziki sahasında Hacı Hıdıroğlu Teyfık Yalap, Mehmet Ayintabi en meşhurlardandır. Dördüncü Sultan Murat zamanında yaşamış Mehmet Ayintabi, yüzden fazla beste, semai şirki bestelemiştir.

NOT: Daha fazla geniş bilgi (Gaziantep Kültür Dergisi) koleksiyonlarında daha önce verilmiştir.

Hulûsi Yetkin