Dürrî Münif Paşanın “Vatan, bülbül” redifli gazelleriyle “mektep” adlı terkib-i bendine nazire yazmıştır. Münif Paşa da Dürrî’nin “mahkemesi” redifdi kasidesini tanzir etmiştir. Dürrî’nin manzumeleri, çıkacak olan eserinde görülecektir. Münif Paşa’nınkileri de bu vesile ile hemşerilerime tanıtmak istiyorum. Dürrî’nin:
Hane berduş-ı seyahat olalı yar-ı vatan
Oldu zindan-ı belâ canımıza dâr-ı vatan
matlalı gazeli, Münif Paşanın şu gazeline naziredir:
Nazarımda gül-i râna gibidir hâr-ı vatan
Var kıyas et ne imiş derd-i çemenzar-ı vatan
Beni sermest-i sürûr eyler ele geçtikçe
Bâg-ı cennet mi acep dâmen-i kühsâr-ı vatan
Can nedir kim anı erbab-ı himem etmiyeler
Hîn-i hacette müba’at ile îşâr-ı vatan
Renc-i gurbet beni bizar ü zebun ettikçe
Can verir kalib-i dilmürdeye ezkâr-ı vatan
Hiç tahdiş-ı sımah-ı dil ü can etsin mi
Ne kadar perde-birun olsa dahi târ-ı vatan
Daima fahr u neşat ile Münifa olurum
Na’t-hân-ı şeh-i devran ü senakâr-ı vatan
Not: Hasırcıoğlu’nun da Antepli şair Ali Râşit’e ithaf ettiği “vatan” redifli bir gazeli vardır ki kafiyesi Münif Paşanınkine uymadığından aralarında nazire olma ilgisi yoktur. Matlar:
Hayret-efza-yi ukul olsa da mâna-yı vatan
Pek de mest eyliyemez âkıli sahba-yi vatan
o an bu gazelin içinde, Râşit’e hasretini Hasırcıoğlu şöyle belirtmiştir:
Hazret-i Râşid-i fâzıl ile Hâfız şimdi
Aynı gurbet görünür dideme me’va-yi vatan.
Dürrî’nin:
Açıldı gülleri bâg-ı cihanın ey bülbül
Sen açmadan yine râz-ı nihanın ey bülbül
Matlalı gazeli, Münif Paşanın şu gazeline naziredir:
Nedir çemende bu âh u figanın ey bülbül
Yazık ki böyle geçer hep zamanın ey bülbül
Enin ü âh ile perde-deride bir gül içün
Aman feda olacak kuşça canın ey bülbül
Nühüfte dameni altında hardan hançer
O senk-dil dökecek sanki kanın ey bülbül
Kitab-ı sad-varak-ı gülde mi okursun acep
O aşıkane-eda dâstanın ey bülbül
Ederdi berk-i gülü ferş-i aşiyane sana
Olaydı bağda bir kadr-dânın ey bülbül
Çeşmende sun’ı Hakı gerçi her varak söyler
Senin beligdır amma beyanın ey bülbül
Tarik-ı aşkta pervane-i hamuş u nizar
Olur mu hiç senin hem-inanan ey bülbül
Bu şevk-ı taze ile pir-i mutribansın sen
Nola olurlar ise peyrevanın ey bülbül
Çemende düşse eğer zıll-ı bâl-i şehalin
Çeker mi minnetini dil hümanın ey bülbül
Gına-yı tab’ile altun kafes de olsa yerin
Yine gözünde uçar âşiyanın ey bülbül
İşitti nağmeni gülşende oldu kilk-i Münif
Kemal-i şevk ile şapaş-hânın ey bülbül
Not: Bu gazeli Hasırcıoğlu tahmis etmiştir.
Ömer Asım AKSOY