A) Gaziantep İlı̇ Azınlıklardan Temizlendi̇:

Cumhuriyet devrinin ilk yıllarında, Gaziantep ilinde Ermenilerle Türkler arasında dokuz asırdan beri devam eden çatışma son buldu. Ermeniler mal ve mülklerini satarak Gaziantep ilini terk ederek Suriye’ye göç ettiler. Gaziantepli Türklere 6000 şehit verdiren Ermeniler, İzmir’in kurtuluşu üzerine son ümitlerini de yitirip Gaziantep’i terk etmişlerdi. Ermeniler bilhassa ondokuz ve yirminci asrın başlarında Gaziantep’in ziraat, ticaret, bankacılık, sanayi sahalarının birçok kısımlarında hakimiyeti ele geçirmiş, Türklere ekonomik üstünlük yollarını kapamışlardı. Ermenilerin Suriye’ye göçü ile birlikte sanayi ve ticaret sahaları Türklere geniş ölçüde açıldı. İlde 9 asırdır devam eden millî konularda çekişme son buldu, millî birlik sağlandı.

B) Arap ve Kürt Aşı̇retlerı̇nı̇n Asırlardan Beri̇ Devam Eden Saldırıları Son Buldu ve Bölgede Yol, Can ve Mal Güvenlı̇ğı̇ Sağlandı:

Suriye’deki Arap aşiretlerinin ve doğudaki Kürt aşiretlerininin zaman zaman Gaziantep çevresindeki Türk aşiretlerine yaptıkları saldırılar cumhuriyetin ilk yıllarında kesin şekilde önlendi. 400 yıldan beri devam eden aşiret saldırılarına son verildi. Yol kesen eşkiyalar, İstiklal mahkemelerinde dahi yargılandılar. Eşkıyalığın kökü kazıldı. Can, mal ve namus güvenliği sağlandı. Asırlardan beri huzur içinde geçilemeyen yollar, trafiğe açıldı.

C) Devlet Kuvvetlerine ve Temsı̇lcı̇lerı̇ne Olan Güven Arttı:

Osmanlı devletini temsil eden idareciler ve güvenlik kuvvetleri yüzyıllardan beri Gaziantep halkına pek fena muamele etmişler, halkı soyanları, ırza geçenleri, öldürenleri olmuştur. Devlet, asırlar boyunca halka veren değil, halktan daima isteyen, zorla alan bir teşkilat olmuş̧. Gaziantep Şer’i mahkeme sicillerinde, bugünkü devirde inanılması çok güç̧ feci durumları dile getiren binlerce resmî belge mevcuttur. Cumhuriyet devrinde, polis ve jandarmanın her geçen yıl daha fazla disiplin altına alındığını, devlet temsilcilerinin kanunlara daha fazla saygılı olduğunu gören halk, devletle iş birliği yapmaya başlamıştır.

Ç) Askerlik Müddetı̇nı̇n Kısaltılması ve Savaşların Son Bulmasının Sonuçları:

Osmanlı devrinde askere alınan Türk gençleri içinde 15-16 yıl devamlı askerlik yapanlara ya hasta olursa yahut sakat olurlarsa askerlikten dönenlere çok rastlanırdı. Birçok Gazianteplide ardı arkası kesilmeyen savaşlar da şehit düşüyordu. Devamlı savaşlar, uzun süren askerlik, çalışacak çağdaki genç nüfusu azaltmış, Gaziantep köylerini harabeye çevirmiş, bedel ödeyemeyen az gelirli aileleri daha fazla perişan etmişti. Cumhuriyet devrinde savaşların son bulması, askerlik müddetinin kısatılması, nüfusun süratle artmaya başlamasını, ekonomik kalkınmanın hızlanması sonucunu doğurmuştur.

D) Salgın Hastalıkların, Kıtlıkların Son Bulması Sağlık VE Sosyal Hı̇zmetlerı̇n Gelı̇şmesı̇:

Veba, trahom, sıtma, verem, tifo tifüs, Antep çıbanı gibi yüzbinlerce insanı pençesinde titreten hastalıkların yayılmalarını önleyen ve yok edilmesini sağlayan teşkilatlar her geçen yıl geliştiğinden, ölüm nispetleri süratle düşmüş, çalışan zinde nüfus artmıştır.

E) Ulaşım İmkânlarının Artması, Haberleşme, Radyo ve Basının Tesı̇r Sahasının Genı̇şlemesı̇:

Gaziantep şehrinin ilçelere, komşu illere kara yolları ile bağlanması, köy yollarının fazlalaşması, ulaştırma kurumlarının gelişmesi, her geçen yıl arttıkça Gaziantep sosyal haya tında da değişiklikler çoğaltmaktadır. Meselâ, Fırat üzerinde Birecik köprüsünün faaliyete geçmesi Doğu ile batıyı birbirine daha çok bağlamış, Gaziantep ekonomik hayatında yeni bir devir açılmıştır.

Gaziantep’e büyük gazetelerin günü gününe gelmesi, on binlerce radyo abonesinin olması, sinemaların çoğalması, birçok tiyatro topluluklarının Gaziantep’i de ziyaret etmesi, turizmin gelişmesi, ticaret ve sanayinin baş döndürü bir şekilde artması, zihniyetlerde, giyimde, davranışda, ev ve günlük yasayışta büyük değişiklikler getirmiştir. Her faydalı yeni hamleleri benimseyen bir kütle belirmiştir.

F) Ticaret, Sanayi̇ ve Zı̇raatın Gelı̇şmeşı̇, Köylerde Şehı̇rlere Olan Göçün Hızlanması, Orta Sınıfın Hızla Çoğalması:

Yukarda sıraladığımız imkanlar, ticaret ve sanayinin gelişmesi için lüzumlu ortamı sağlamış, Gaziantep ili Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinin en gelişmiş ticaret ve sanayi merkezi haline gelmiştir. Şehirlerdeki yeni iş imkanlarından ve daha müsait yaşama şartlarından istifade etmek isteyen köyler ve kasabalar halkı, şehirlerdeki imkanlar geliştiği nispette köyden şehire daha fazla oranda göç̧ etmektedirler.

Çok partili devrenin başlangıç yıllarında yapılan 1950 nüfus sayımında Gaziantep şehrinin nüfusunun 71.877 kişi olduğu görülmüştü. 195-1965 yılları arasında Gaziantep şehrinin nüfusu ortalama yılda yüzde 6 nispetinde artarak 1965’de 158.367 rakamına yükselmiş, başka bir değişle 15 yıl gibi kısa bir zamanda bir mislinden fazla bir nüfus artışı olmuştur. İldeki diğer ilçelerin merkezlerinde de önemli nüfus artışı olmuştur. Kilis şehri nüfusu 1950’de 27.550 kişi iken 1965’de 38.243’e, Nizip kasabasının nüfusu 1950’de 11.642 kişi iken 1965 de 22.764’e, İslahiye ilçe merkezinin nüfusu 1950’de 4.993 kişi iken 1965’de 13.563 kişiye yükselmiştir. 1927 sayımında Gaziantep ilinde yaşıyan nüfusun yüzde 35 i ilçe merkezlerinde ikamet etmekte idi. I950 sayımında ilçe merkezinde oturan nüfus toplam il nüfusuna nısbetle yüzde 36 nisbetine çıkabilmişti. Son 15 yıl içinde ise köyden şehire göç sebebiyle il nüfusunun yüzde 48’i ilçe merkezlerinde yüzde 52’si ise köylerde ve bucaklarda ikamet etmiye başlamıştır.

Şehirlerde ticaret ve sanayinin gelişmesi arttıkça, şehirlinin köylüden istediği artmakta, Köylerde de ziraat hızla gelişmektedir. Köy ile şehir arasında alış veriş nisbeti arttıkça, zenginlik çoğalmakta, orta tabakaya mensup vatandaşların sayıları da her geçen yıl artmaktadır. Orta sınıf deyince, hali vakti yerinde olan, başkasına muhtaç olmadan geçimini sağlıyabilen, vicdanı nın emrettiği şekilde yaşıyabilen aileler topluluğunu kastediyoruz. Gaziantep şehri halkının yarıdan fazlası bu gün orta sınıfa mensuptur. Cumhuriyetin ilk yıllarında ise halkın ezici çoğun luğu, az gelirli, (fakir) ailelerden meydana gelmekte idi.

HulusiYETKİN