Fotoğraf:Yerli ürünlerimizden hasankeyf tütünleri dizilmiş halinde

Gaziantep, Yurdumuzun gü­neydoğu Anadolu bölgesine dahil bulunmaktadır.Yalnız bölgenin,taşı­dığı özelliklerle bu şehri ifade et­mek muaakkakki eks'k bir izah ö- lur’ Onun için bu bölgeyi evvelâ ikiye ayırıyoruz: Karacadağın do ğu kısmına [Dicle bölümü], batı kısmına [Orta Fırat] bölümü diyo­ruz. Keza, Dicle bölümü; (Mardin eşiği) ve (Diyarbakır yöresi) diye tekrar iki parçaya ayrıldığı gibi Orta Fırat bölümü de, Fıratın do­ğusunda (Urfa yöresi), batısında da (Gaziantep yöresi) olmak üzere ikiye ayrıhr. Demek oluyorki güneydoğu Anadoluda bulunan dört şehrimiz, Mardin, Diyarbakır, Urfa,. Gaziantep herbiri kendine bas bir takını coğrafî hususiyetler taşımaktadır. Şu halde başlı başına bir Gaziantep ikliminden, bir Gaziantep nüfusundan, bir Gaziantep ekonomisinde; bahsedebiliriz.

İklim - Gaziantep 912 metreye varan rakumile diğer güneydoğu Anadolu şehirlerinden çok farklı bir iklim karakteri gösterir. Gaziantep yöresi hâriç, güneydoğu Anadolunun her yerinde Temmuz sıcaklık ortalaması 28° - 32° arasındadır. Halbuki bizim yaylamızda bu ortalama 24°'-28° arasındadır. Ocak ayı ortalamasına gelince, Diyarbakır’da 0°den aşağı, Mardin ve Urfa’da 0°- 4° arasında .olduğu halde Gaziantep ise 4°-8° yi gösteren izoterm çizgisi özerinde bulunmaktadır. Termometrenin kışın nadiren sıfırın altında -10° ye kadar düştüğü, yazın da bazen ancak 35° ye çıktığı görülür. Halbuki Diyarbakır’da kışın -24°, yazın da 44° yi gösterdiği olmuştur.

Demek oluyor ki, Gaziantep sıcaklık derecesi itibarile güneydoğu Anadolunun diğer şehirlerinden tamamen farklı bir tip göstermektedir.

Yağışa gelince; güneydoğu Anadoluda umumiyetle gecikmiş Akdeniz yağış rejimi görülür. Bu bölgede yağmur mevsiminin kışa ve ilkbahara geçmiş olduğunu görüyoruz.

Gaziantep, yağış bakımından da güneydoğu Anadolunun diğer yerlerinden ayrılır. Gaziantep yöresinde yıllık yağış tutarı 500 - 750 mm. olduğu halde Urfa, Diyarbakır ve Mardin'in güney taraflarında bu miktar 400 - 500 mm. ye düşer. Güneydoğu Anadolunun ancak Karacadağ ve Mardin kuzeyindeki dağlık kesimleri Gaziantep kadar yağış alabilir.

Gaziantep’te muhtelif zamanlarda muhtelif yönlerden rüzgâr eser. Maamafih eh çok görülen rüzgâr batı rüzgârıdır ki buna halk (Garbi) derler. Bilhassa yazın akşamları çıkan bu rüzgâr çok tatlı ve serin eser. Gaziantep’te ne içanadoluda ki kuvvetli ve anî fırtınalar. ve ne de bilhassa Maraş, Silifke’de görülen şiddetli ve devamlı poyrazlar görülür.

Nüfus-1945 Sayımına göre şehrimizin nüfusu 62,774 olarak tesbit edilmişse de bugün bu miktarın hayli arttığını hatta 75 bin etrafında olduğunu kuvvetle tahmin ediyoruz. Çünkü; 1948 yılı ikinci devre pamuklu mensucat dağıtımı için Belediyeye getirilen mahalle defterlerinden çıkarılan nüfus miktarı 78,500'dür. Bu tesbitte hattâ bazı sokakların unutulduğu da görülmüştür.

Gaziantep’teki nüfus artımı doğumdan ziyade, dışarıdan gelme suretile olduğu anlaşılıyor. Gerçi doğum miktarı az değildir, fakat ölüm de o nisbetle faz'a olup ve bunun da çoğunu çocuk vafiyatı teşkil etmektedir. 1/1/1937 tarihinden ( Asrı mezarlığın açılması ) 22-6-948 gününe kadar şehrimizde 15,310 doğuma mukabil 14355 ölüm vtıkııbulduğuna göte ma­alesef ölümünün fazla olduğu görülüyorsa da, doğum rakamıtının, Ölüm rakamı kadar sıhhatli olamıyacağını da unutmamalıdır. Maamafih 1948 ocak ayının birinden 22 haziran sabahına kadar. 554 ölüme karşılık 626 doğum kaydedilmiştir. Bu altı aylık hesaba göre günde 3.2 ölüm, 3.6 doğum vardır.

Ekonomi Gaziantep her şeyden evvel bir. iş memleketidir. Bu çalışkanlık balkın dilinde parola halini, almıştır, tki Antepli biri birini gördüğü zaman “Nişleyn Ağam"derler ki, bu, nasılsın, iyimisin, rahatımısın demenin yerini tutan “Ne iş yapıyorsun?,, demektir. Hakikaten Antepli durmadan,usanmadan çalışır rahat, keyfli yaşamanın hatta eğlenceli bir hayat sürmenin vereceği saadet uğruna bütün gayretini satfeder.

Gaziantep’in çalışkanlığı yanında onunla mütenasip zenginliği de vardır. Bu zengenliği sağlıyan bilhassa bazı tarım ürünlerile, bir takım endüstriyel maddelerdir, Tahıl azdır, kendi ihtiyacına kâfi gelmez. En önemli ziraî maddeleri; zeytin yağı, üzüm mahsulatı, fıstık ve Hasankeyf tütünüdür.

ZEYTİN YAĞI:

Sene

Ton

943

500

944

10.000

945

2.500

946

1.500

Gaziantep’teki bağ sahası 36,000 hektardır. Bu kadar alanda 75 milyon kütük vardır. Senelik üzüm istihsalâtı 200,000 tondur. Bağlardan şimdiye kadar ancak kuru üzüm ve pekmez olarak istifade ediliyordu. Fakat geçen sene işlet- miye açılan şarap fabrikası bağcılığın ehemmiyetini büsbütün artırmıştır. 947 şarap kampanyasında fabrikanın aldığı üzüm miktarı 1,054,590 kilogramdır. Bundan müs tahsilineline geçen para 134,451 liradır. Fabrikanın yıllık şarap imâlâtı 661,508 litre olup bunun 218,935 litresi suma taktirine verilmiş, 25,700 litresi de tortul olarak ayrılmıştır. Binaenaleyh hakiki şarap miktarı 416,875 litredir.

Gaziantep şarap fabrikasındaki randıman % 62 dir.

KURU ÜZÜM

Sene

Ton

943

17.000

944

17.000

945

16.000

946

20.000

946 da elde edilenpekmez miktarı 100,000 tenekedir. Bunun yarısı yaş üzümden, yarısı da kuru üzümden imal edilmiştir.

Gaziantep'te başlı başına bir hususiyet veren en önemli ürünlerinden biri de fıstıktır.

FISTIK

Sene

Ton

942

600

943

2.000

944

900

945

900

946

4.400

946 yılında yurt.dışına çıkarılan fıstık miktarı 2,569,600 kilogramdır.

Gaziantep’te endüstrinin en ileri kolları dokumacılık, debagat ve sabunculuktur. Bugün, şehrimizde üç dokuma kooperatifi vardır. 946 yılında bu kooperatiflerin tesbit ettiği dokuma imalâtı 5,4l6,198 metredir.. Bunun para olarak değeri 4,431,683 liradır. Hususi dokunanlar bundan hariçtir. Bugün şehirde altı binden fazla tezgâh vardır ki 25,000 nüfus yalnız dokumacılıkla geçinir. Ayrıca kilimcilikte ehemmiyetlidir.

Biraz sonra katilin anası ve kardeşi Hüseyinin önünde diz çökerek sürünüyor ve afdiliyorlar.

Bu heyecanlı merasimin devamı müddetince 40-50 kişilik heyet diz çökmüş ve başlan yerde olarak tek bir vücut halinde beklemektedir. Nihayet bir hareket başlar dağruluyor. Dualar okunuyor, Herkes Hüseyinin alnından öpüyor.

Köyün çok sevilen bir genci idi. Merd, cesur ve yakışıklı. Kavga bir hiç yüzünden çıkmıştı. Basit bir para için çıkan ihtilaftan Hasan haklı tarafı tutmuştu.

Haddizatında korkak ve zayıf karakterli olan İbrahim lüzumsuz, küfürlerde ortalığı karıştırıyordu. Müdahaleler büyüdü. Müdahaleler çoğaldı. Nihayet kavga yatışır gibi oldu.

Bir an herkesin şaşkın bakışları ibrahime dikildi. Elinde dede­den kalma pırıl pırıl yanan gümüşlü bir kafkas kamasiyle Hasanın üstüne atıldı. Lahzada Hasanın sağ kolunun bir deri üzerinde sallandığı görüldü. Vuruş o kadar anî olmuştu ki kimse bu canavarlığı önliyemedi.

Şimdi Haşan yaralı bir kaptan gibi azgın, köpekcesine kaçan hasmının arkasından koşuyor. Kolundan bir çeşme gibi kan fışkırıyordu. On dakika koşma sonunda Hasanın bütün kanı musluktan akarcasına boşandı. Yerler kızıl kanlarla çalkalanırken o iri bir çam gövdesi gibi yerinde sallandı ve yuvarlandı.

Şimdi İbrahim çalgın bir katildir. Korkak, şahsiyetsiz bir varlık Arslan gibi bir genci yokluğa gönderdikten sonra kaçarken yakalanıyor ve tevkif ediliyor. Fakat ne çıkar. Köyün yiğit Hasanı artık bir cismi camittir.

Haftalarca matem tutuldu. Herkes onu göz yaşları içinde rahmetle yad ediyordu.

Haşanın genç karısı üç küçük yavrusu ile dul kaldı. İbrahimle Hasarı bitişik komşu çocuklarıydı.

Kardeşinin kahbece öldürülmesile çılgına dönen Hüseyin İbrahim ailesinin komşuda değil köyde bile yaşamasına tahammül edemiyordu ilk karşılaşmada kana kan akıtmak için çırpınıyordu. Bu; yüzden İbrahim'in ailesi üç aydır başka bir köyde kaçak sefil perişan yaşıyorlardı.

İşte köy büyükleri bu sefalet ve düşmanlığı ortadan kaldırmak gayesile ezeli adetleri olan barış törenini yaptılar. Bu suretle büyük, kan davasını ortadan kaldırmış oldular. . .

1947 Yılında

Ziraî ihracat maddelerimiz

TON

LİRA

Zeytin Yağı

12.000

24.400.000

Üzüm ve Mahsulatı

15.000

7.500.000

Fıstık

2.170

7.000.000

Hasankeyf Tütün

93

Muhtelif

100

Sınaî ihracat maddelerimiz

TON

LİRA

Dokuma

3.900

31.000.000

Kilim

450

2.300.000

Kösele ve deri

600

4.500.000

Sabun

1.000

2.000.000

Zirai idhalat maddeleri

TON

LİRA

Hububat ve bakliyat

26.300

9.720.000

Pamuklu ve İpekli

3.500

12.450.000

Hayvan mahsülü

1.600

5.600.000

Çay, Şeker, Kahve

150

13.500.000

Orman ağaç mahsülleri

1.500

131.000

Kendir

21

21.000

Sınai idhalat maddeleri

TON

LİRA

Yünlü, ipekli mensucat

2.000

19.290.000

Demir ve hurdavat

1.350

3.980.000

Boya, kimya, polas

150

1.500.000

Muhtelif

98

980.000

Kasaplık hayvan

190

290.000

Çimento ve inşaat malzemesi

450

175.000

Gaziantep’in ekonomik durumunu tam bir coğrafî sistem dahilinde tetkik ve izah etmek bir derginin üç beş sayfasını elbette mümkün değildir. İleride Gaziantep’in coğrafyasını hazırlayanlar için (Coğrafya bahisleri) köşe başlığı altında bu dergide çıkan yazılarımızla beş on satırlık yardımda bulunabilirsek bizim için büyük bir bahtiyarlık olur.[1]

946 da 5.400 balya (her balyada 20 kilim) kilim dokunmuştur. Bunun bedeli 1,980,000 liradır. Bu meyanda abacılığı da unutmamak lâzımdır. Ayni senede 18,000 aba dokunmuş olup bunun da bedeli 43,000 liradır.

Gaziantep'te, bunlardan başka bir de ipekli dokuma endüstrisinin geliştiğini önemle kaydetmek lâzımdır. Bugün 300’e yakın tezgâh birçok desenlerde gayet güzel ve sağlam ipekli kumaş dokumaktadır. 1/1/947 tarihinden 30/6/947 tarihi ne kadar 15,870 adet ipekli top Ticaret odası tarafından damgalanmıştır ki senede 30 bin topu bulur demektir.

Şehrimiz debagatta hayli ilerlemiş ve son zamanlarda modern bir şekil almıştır. Antep’te imal edilen köselelerimiz birçok Anadolu şehirlerinde sürüm temin etmiştir. 946 yılında 200 bin kadar deri işlenmiştir. Şehrimize her sene aşağı yukarı kösele ve deri satımından dört milyon lira etrafında para germektedir.

Üçüncü derecede para getiren sanayimiz de sabunculuktur. Son se nelerde iyice gelişen ve Ayvalık tipi sabun imal eden fabrikalar kurulmuştur. İhracat maddelerimiz arasında mühim bir yer tutup senede iki milyon lira kadar bir gelir sağlamaktadır.

Ekonomik duruma ait anlattıklarımızı daha iyi belirtmek için en son yılın bir de blançosunu sunuyoruz:

Fotoğraf: Şehrimizin güzel mesirelerinden Âlleben


[1] Gaziantep’in yüzey şekillerinden 90-91 inci sayıda bahsetmiştik.